Değerli Okuyucularım;  Bu iktidar işbaşına geldikten sonra, eline geçirdiği bütün devlet mallarını bir bir satarken, Telekom’u satıverdi.

   Bir Arap Şirketi’ne “ölmüş eşek fiyatı”na satılan Telekom’da, satışı kılıflamak için adına “Türk-Telekom” diyerek, Şirketin bizimle ilgisi olduğunu söyleseler de, hiçbir ilgisi kalmadı.

    2005 yılında, bu büyük kuruluşu satın alan Şirket, kısa sürede verdiği parayı çıkarıp, kara bile geçti. Bundan sonra, ta 2026 yılına kadar bu milleti süt veren bir yaratık gibi sağmaya devam edecek.

 TELEKOM’UN, TAŞINMAZ MALLARI DA GİTTİ

Satın alan Şirket, Telekom’un sadece Telekominikasyon hizmetlerine talip olduysa da, bizimkiler Telekom’un bina, arsa ve benzeri bütün taşınmazlarını da bu şirkete “promosyon” olarak hediye ettiler.

Oysa Şirket, binayı arsayı ne yapsındı? O, kazancını aldıktan sonra 2026 da çekip gidecek. Ancak, bu taşınmazları ona adeta zorla verdiler.

     O da, üstü kapalı ilanlar vererek bu malları satışa çıkarıp, bir bir sattı. Zaten, verdiği parayı, bu taşınmazların satışından fazlasıyla çıkardı.

                     TÜRK-TELEKOM, GÜÇ KAYBEDİYOR.

    Telekom, genel olarak sabit telefonların hasılatını toplarken, cep telefonları sabitlerin yerini almaya başladı.

    Öyle ki, ağzı süt kokan bebeler bile cep telefonlarına alışınca, evlerdeki sabit telefonlar kullanılmaz hale geldi.

     Vatandaşlar, evlerindeki hatta işyerlerindeki telefonları iptal ettirmeye başlayınca, Telekom’un hasılatı iyice azaldı.

    Telefon iptalleri, hala devam ediyor.

TELEKOM’DAN PROMOSYON

    Batağa gittiğini anlayan Şirket, bir takım promosyon uygulamalarına başladı. Önce, telefonları kullanım durumuna göre  sınıfladı ve fiyatlandırdı.

    Vatandaşlar, bu numarayı yutmadı. Çünkü,bu şekilde ucuzluk vaat eden şirket, çaktırmadan görüşmeleri daha pahalı hale getirdi.

    Bunun üzerine, bu uygulamadanvazgeçip, abonelikten ayrılmayanları ücretsiz sigorta etmeyi vaat etti.

    Vatandaşları telefonla arayan Türk-Telekom memurları, “Sizi hayat sigortası yaptık. Bir ya da iki yıl abonelikten ayrılmayın” dediler.

Gerçekten sigorta yapıldığını sanan vatandaşlar, abonelikten ayrılmadılar. Ancak, yapılan sigortaların(!)  poliçeleri, sahiplerine bir türlü gönderilmedi.

    Poliçe isteyenlere de,”Süreniz doldu. Sigortalılığınız bitti.”diyerek, yine poliçe göndermediler.Çünkü, sigorta filan yapılmıyordu.

    Bunun üzerine abonelikten ayrılanları icraya verip, konuşmadıkları sürelere ait faturalar çıkardılar ve icra yoluyla ücret topladılar.

Vatandaşlar dolandırıldıklarını anladıklarında, iş işten çoktan geçmişti.

TELEKOM, ZARARDA!

    Son yapılan açıklamalar, şirketin yavaş yavaş batma noktasına yaklaştığını gösteriyor.

Abone sayısı her geçen gün giderek azalırken ve yeni hiçbir abone kaydı olmazken, vatandaşların abonelikten ayrılmaları, geçen yıl 2 milyar lira kar sağlayan şirketi, bu yılın ilk 9 ayında  493 milyon lira zarara sokmuş.

      Şirket, zarar etmeye devam ederken, borçları da artamaya başlamış.

Ne var ki, 2005 yılında Lübnanlı Hariri Ailesine satılan şirket, ödediği parayı çoktan çıkarmasına rağmen, kazanmayabir türlü doymadı.

     Şirketin zarara geçmesinin esas sebebi, aboneliklerin azalması gibi gösterilse de, çalışanların da verimsizliği ve tembelliği, şirketi zarara sokan sebepler arasında sayılıyor.

     Mesela, bir Tekirdağ İl Müdürlüğü ve çalışanları var ki, sadece maaşlarını alıyorlar. Şirkete üç kuruşluk faydaları yok. Abonelikten ayrılmak isteyenleri ikna etmek yerine taciz ve tehdit ederek, daha çok kaçırıyorlar.

     Ödenmemiş küçük faturalar için müşterilerini derhal icraya verip, mallarına haciz koyduruyorlar. Ve bu hareketleriyle, şirketin düşmanı gibi davranıyorlar.

Telefonla arayan bir çok vatandaş ve okuyucum, şirketin bu kafa yapısındaki personelle bir gün elbette batabileceğini söylüyorlar, haklılar.

    Bana sorarsanız, sabit telefon hizmetleri artık geçerliliğini yitirdi. Mobil telefon şirketlerinin promosyonları ve cepte taşınan bu telefonların dağ başlarında bile işe yaraması, sabit telefonların pabuçlarını dama attı bile.

Hariri Ailesi, daha fazla ısrar etmeden bu işten vazgeçse, zarardan kurtulacaktır.

 Ne demişler? Zararın neresinden dönersen, kardır.