Halkını sömürerek zengin olan devlet adamlarından en namlıları, Arap ülkelerinin liderleri. Ülkenin petrol gelirlerini, salt kendileri için kullanan ve halkı hiçe sayan bu zalimler, sözde Müslümanlar.
Nasıl olmuşsa, Türkiye’yi de dünyanın gelişmiş 20 ülkesinin içine almışlar ve 17’nci sıraya koymuşlar.
Bu ülkeler, şimdi Antalya’da G-20 Zirvesi adıyla bir toplantı yapacaklar. Bu ülkelerin içinde Arabistan, en çok dikkati çekenlerden.
Suudi Arabistan Kralı Abdullah’ın ölümünden sonra yerine geçen kardeşi Abdülaziz-bin Salman, bir yıldan beri Arabistan Kralı. 79 yaşında ve ilaçlarla ayakta duruyor.
Yaşına ve hasta oluşuna bakmayın siz onun. Onun serveti, öteki Kralları ve zenginleri kıskandırıyor. Ölen kardeşinin 21 milyar dolarlık servetine karşılık, onun 24 milyar doları var.
Bu zenginlik, pek tabii ki ülkenin petrol gelirlerinden ileri geliyor. Suudi Arabistan’ı iki defa gezdim ve gördüm. Halk, vergi vermiyor. Elektrik, su, telefon, eğitim ve sağlık harcaması da yapmıyor. Bunların hepsini devlet karşılıyor.
Karşılıyor, ama harcanan bu para, petrol gelirlerinin kırkta biri bile etmiyor. Çünkü, paranın çok büyük kısmı Kral ve hanedanına kalıyor.
Kralın, ülke içinde tam 8 Sarayı var. Hepsi muhteşem. Oturmak için değil, şatafat (gösteriş) için. Bu Saraylara, oluk gibi para akıyor.
Kralın ayrıca, dış ülkelerde de muhteşem Sarayları var. Ülkede, hanedanın 10 bin civarında “Prens”i bulunuyor. Kadınlarına Prenses denmediği gibi, onlar bütün görkemlerine rağmen, ikinci sınıf Saray sakini.
Kralın 21 Karısının olduğu, 60’dan fazla da çocuğa sahip olduğu biliniyor.
Prenslerin aylık maaşları 30 ile 50 bin dolar arasında değişiyor. Prensler, bu parayı daha çok yurt dışında harcıyorlar. Ülkeye döndükleri zaman, yurt dışından kadın dahil, her şeyi getirtebiliyorlar.
Mekke’de iken yakından gördüğüm Kral Fahd ölünce, yerine geçen Abdullah da onun gibi servetini dünyada bıraktı, gitti. Şimdiki Salman da öyle yapacak. Salman, yakında Türkiye’de.
G-20 ZİRVESİ VE KRAL SALMAN
Antalya’da toplanacak olan G-20 zirvesi için Kralla beraber, 700-1000 civarında refakatçisi de Antalya’ya gelecek. Bu zevatın eşyaları, kiralanan Otele tam 15 kamyonla taşındı.
Otelin bütün odaları, Kral ve maiyeti için kapatıldı. Kralın, bir gecelik oda fiyatı 15.000 Avro, maiyetinin ise kişi başına 1500-2000 Avro arasında değişiyor. Yeme-içme hariç.
Kral, özel uçağından başka özel Yatını da getiriyor, Antalya sahillerinde dolaşmak için.
BU SALTANANT, İSLAMİYET’E UYAR MI?
Asla! Bizim iktidar mensuplarına sorarsanız, uyar. Çünkü, onlar da aynı düşüncede ve aynı yoldalar. Milletin ve devletin parasını ve her türlü maddi imkanlarını kullanmak için, hep iktidarda kalmak istiyorlar.
Eh, halk da onların bu isteklerine razı olunca, onlar da sefayı sürüyor.
Değerli okuyucularım, Hz. Peygamber’in (s.a.v) sahih hadislerinden biri de; “Komşusu aç iken tok yatanlar, bizden değildir.” İfadesidir.
Arabistan’da da, dilenciler ve hırsızlar var. Her iki yola sapanlar da yokluktan, açlıktan ve sefaletten bu yolu seçmişler. Hırsızlara, kolları kesilerek ceza verilse de, hırsızlık önlenemiyor. Çünkü, muhteşem bir Kral ve hanedan saltanatının sürdüğü ülkede, hırsızlık da olacak, dilenciler de bulunacaktır.
Oysa, hırsızın kolu kesilmeden önce, büyük hırsızların, yani halkın malı olan petrol paralarını çalanların kolları kesilse, ülkede ne hırsız kalır, ne de dilenci.
Kıssadan hisse çıkaracak olursak, her ülkenin -az veya çok- hırsızı ve dilencisi vardır. Sebebini, ülkeyi yönetenlerde ve milletin malını ve parasını çalanlarda aramak lazımdır. Tıpkı, bizde olduğu gibi.
|