Moved Permanently

Saray Belediyesi, daha önce adını verdiği Kaymakamlık binası önündeki parka, Uğur Mumcu'nun bir de heykelini dikti. İtirazımız yok. Ancak, heykeli dikilecek nice vatanseverler dururken, bunu acaba niye yaptı ?

----------------------------------------------------------------------------------

        Uğur Mumcu, Cumhuriyet Gazetesi'nin araştırmacı bir yazarı iken, 1993 yılında  arabasına konan bir bomba ile, teröristlerce öldürüldü.

       Mumcu, yazdığı haklı ve cesur yazılarıyla önemli bir okuyucu kitlesine sahipti.

       Ülkede cereyan eden yanlışları görmekle kalmıyor onları araştırıyor ve dibine kadar inceleyip köşesinde halka duyuruyordu.

       Sevilen bir gazeteciydi, kaybı nedeniyle hemen herkes üzülmüştü.

      Onu bu cesaretinden dolayı, hala saygı ve takdirle anıyoruz.

    Öldürülmesinden sonra, bir çok bölgemizde adı çeşitli yerlere verildi ve kendisi hiç unutulmadı.

     Kadirşinas Türk Milleti, kendisine şu veya bu şekilde hizmet edenleri unutmuyordu.

     İlçemiz Belediyesi de , Kaymakamlık binası önündeki parka onun adını verdi ve park '' Uğur Mumcu Parkı'' oldu.

    Uğur Mumcu , önemliydi ancak sadece iyi bir gazeteciydi.

    Bir kamu görevlisi değildi. Devletin üst katlarında görev yapmış bir devlet adamı da değildi.

    Savaşta görev yaparken, vatan uğruna şehitte olmamıştı.

    Yani kısaca, heykelini dikmeyi gerektiren bir görevi ve eylemi hiç olmamıştı.

    Ne var ki , bir gün baktık ki Saray Belediyesi, önce adını verdiği parka, birde heykelini dikmiş.

   İyi güzel de, nice heykeli dikilecek önemli şahsiyetler, vatanseverler ve şehitler dururken, onun ayrıca heykelini dikmek halkımızı şaşırttı.

   Saray Belediyesi, bunu yapmakla halktan artı bir puan almak istiyorsa , yanılıyor.

   Belediyenin, halkın takdirini kazanabilmesi için, ilçenin Belediye hizmetlerini ön plana çıkarıp, sokakları köstebek çukurlarından kurtarıp, halka yürünebilecek yollar ve alt yapılar kazandırması gerekiyor.

   Halk, şimdi heykel değil işte bunları bekliyor.

           Nedir Bu Cadı Avı ?

     15 Temmuz FETÖ ayaklanmasından sonra, hükümet ciddi biçimde darbeci ve darbecilere destekçi avına çıktı.

   Hükümetin yaptığı doğrudur. Ne var ki , edinilen bilgilere göre bu takipler yapılırken, olayın bir '' Cadı Avı '' na döndüğü, yani kuruların yanında yaşların da yandığı belirtiliyor.

    Basın ve televizyonlardan haberleri izlerken, bazen şaşkına dönüyoruz.

    FETÖ' cülükle hiç ilgisi olmayan ve herhangi bir husumet sebebiyle ihbar edilen masum insanların da, FETÖ'ye destek verdikleri iddiasıyla göz altına alındıkları ya da tutuklandıkları belirtiliyor.

     Eğer doğru ise, bu çok büyük bir haksızlık olacaktır.

     Başbakan ve kimi Bakanlar, her ne kadar ''Haklıyla haksız birbirinden ayrılacak ve haksızlık yapılmayacak.'' deseler de , gidişat onu göstermiyor.

     Tıpkı, Balyoz ve Ergenekon davalarında da, kimi insanlara kumpas kurulmuş ve  haksız yere yıllarca hapis yatırılmıştı.

    Şimdi kendilerine tazminat ödenmeye kalkılsa da, hapiste geçirdikleri günler ve uğradıkları zararlar geri getirilemiyor.

    O nedenle ısrarla belirtelim ki, çok yaygın bir ifade ile bu takipler bir cadı avına asla dönüşmemelidir.