Değerli okuyucularım; “Yeni Türkiye” dedikleri, işte bu. Her sabah, yeni bir “Çaresizlik”le uyanıyoruz. Çünkü, bu güzelim memleket, ortaya çıkmış olan “Bu Kafalar”ın yüzünden, ayağımızın altından kayıp gidiyor.

     Geçtiğimiz günlerde oluşan son birkaç olay, diğerlerinin üstüne adeta “tüy” diktirdi.

                              BU NASIL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRÜ?

     Önce, ona soruyorum. Kadınların kıyafeti ya da süslenmesi senden mi soruluyor? Ya da, senin görevin süslenen veya dilediği gibi giyinen bir kadının süsünü ya da  kıyafetini denetlemek midir?

     İşte, bu haltı yiyen  kişi Burdur İl Milli Eğitim Müdürü, adı Mahmut Bayram,

      İnternetteki Facebook’tan düşüncesini kamu oyuna aktarıyor. Öyle ki, bunu Hz. Peygamber’in bir “Hadis”iymiş gibi takdim ediyor ve diyor ki; “Süslenerek evinden çıkan bir kadın, tahrik ettiği kadar erkekle zina yapmış sayılır.”

      Breh, breh, breh!... Milli Eğitim Müdürü değil, sanki Mezhep lideri İmam-ı Azam. Ya da, “Aç kalan erkek, karısını yiyebilir.” fetvasını veren Mısırlı Molla.

     Senin esas görevin nedir arkadaş?  Milli Eğitim Müdürlüğünü yaptığın Burdur iline ne kazandırdın? Okullardaki eğitimin ihtiyaçlarına, nasıl ve ne kadar cevap verebildin?

     Bu edep dışı lafları, nasıl edebiliyorsun? Senin ahlak anlayışın bu mudur? Karın ya da kızın çarşıda dolaşırken, bir erkeği tahrik etmiş olsa, (ki olamaz.) onunla zina mı yapmış sayılır?

     Eski bir meslektaş ve mevkidaşın olarak, bu söyleminden utanç duydum. Bu kafanı yeni değiştirdi isen, doğru düşünen eski kafana dön ya da o görevi bırak başkası yapsın.

     Olaya duyarsız kalmayan Diyanet İşleri Başkanlığı da bir açıklama yapıp, “Böyle bir hadis yok.” demiş.

     Şimdi merak ediyorum. Milli Eğitim Bakanlığı, bakalım bu kişiye sessiz ve seyirci mi kalacak, yoksa ona yol mu verecek?

     Henüz, beklenen bir hareket yok!

                               ANDIMIZ, RAHATSIZ ETMİŞ!

     Olay, İzmir’in Karşıyaka ilçesindeki Atakent Ortaokulu’nda cereyan ediyor. Okulun verdiği eğitim öğretimi yeterli ve başarılı bulmayan öğrenci velilerinin tepkisi üzerine, bayrak töreninde öğrenciler topluca “Andımız” ı okumuşlar.

     Hani şu, “Türküm, doğruyum…” diye başlayan ve içinde “Türk” sözcüğü olduğu için iktidarı rahatsız edip, okunmasını yasakladıkları o sözler.

      Okul Müdürü, buna şiddetle tepki vermiş ve öğrencilere kızıp, “Burası dingonun ahırı mı?” demiş. E…, o özlü ve güzel sözlerin okunmadığı yer, “Dingonun ahırı”na benzetilebilir.

     O Okul Müdürüne, yazıklar olsun! Kendisi, o sözlerle yetiştirilmedi mi?  Eğitilmedi mi? Bu döneklik ve “Kraldan Kralcılık” neden?

     İşin, bir ilginç yanı daha var. Okul Müdürü, omuzlarına kadar saçlarını uzatmış. Küpeleri var mı? Göremedim.

    Yazıklar olsun bu ve bunun gibi Okul Müdürlerine ve Milli Eğitim Müdürlerine! İzmir Milli Eğitim Müdürü’nün gözü  ve kulağı nerede acaba?

     Görüyor musunuz? Çocuklarımız, hangi kafalara emanet?

                                ŞORT GİYEN KADINA TEKME!

       Bildiğiniz ve görüntüsünü seyrettiğiniz gibi, otobüse şortla bindiği için bir kadın, bir sapık tarafından tekmelendi.   Mütecaviz, önce serbest bırakıldı, oluşan tepkiler üzerine tutuklandı. Cezasını, yargı verecektir. Ancak, eskiden olmayan ve görülmeyen böyle olaylar, bu dönemde sıkça görülür oldu.

     Adını Hz. Peygamberin hicretinden alan bir Vakıf’ta (Ensar Vakfı) çocuklara tecavüz edilirken, şortla otobüse binen bir bayan, acaba neden tekmeleniyor? Nasıl bir din ve edep anlayışıdır bu? Bu sapıklar, bu cesareti kimden alıyorlar?

      Başbakan yaptığı açıklamada, otobüste kadına tekme atmayı bir “Mırıldanma” gibi algılasa ve ifade etse de, bu nasıl mırıldanma böyle?