|
||
Simurg Anka | ||
Köşe Yazıları Haberi | ||
Kuşlar, kuşların hükümdarı olan Simurg Anka’nın Bilgi Ağacı’nın dallarında yaşadığına ve her şeyi bildiğine inanırlarmış... Kuşlar Simurg Anka’nın, zor duruma düştüklerinde kendilerini kurtaracağına inanırmış. Kuşlar için her şey ters gitmeye başlayınca onlar da Simurg’u beklemeye koyulmuşlar. Bekledikçe iyice umutsuzluğa kapılıp Simurg’un var olduğundan bile kuşkulanır olmuşlar… En sonunda da umudu kesmişler… Bir gün uzak bir ülkede bir kuş sürüsünün Simurg’un kanadından bir tüy bulduğu haberi dillenmiş. Kuşların, Simurg’un varlığına ve kendilerini kurtaracağına dair umutları yeniden alevlenmiş. Dünyadaki tüm kuşlar toplanıp ve hep birlikte Simurg’un huzuruna gidip yardım istemeye karar vermişler. Simurg’un yuvası, etekleri bulutların üzerinde olan Kaf Dağı’nın tepesindeymiş. Oraya varmak için yedi dipsiz vadiyi aşmak gerekirmiş… Kuşlar, hep birlikte göğe doğru uçmaya başlamışlar. Yorulanlar ve dönenler olmuş. Önce Bülbül geri dönmüş, güle olan aşkını hatırlayıp… Papağan, o güzelim tüylerini bahane etmiş; oysa o tüyler yüzünden kapatılırmış kafese… Kartal, yükseklerdeki krallığını bırakamamış… Baykuş, yıkıntılarını özlemiş… Balıkçıl kuşu bataklığını… Yedi vadi üzerinde uçtukça sayıları gittikçe azalmış… Beş vadiden geçtikten sonra, altıncı vadi “şaşkınlık” ve yedinci vadi “yok oluş” üzerinde neredeyse bütün kuşlar umutlarını yitirmiş… Kaf Dağı’na vardıklarında geriye otuz kuş kalmış… Simurg Anka’nın yuvasını bulduklarında öğrenmişler ki; “Simurg Anka”, “Otuz Kuş” demekmiş. Onların her biri, birer Simurg’muş… Simurg Anka’yı beklemekten vazgeçerek, “şaşkınlık” ve “yok oluş” yaşadıktan sonra bile uçmayı sürdürerek, kendi küllerimiz üzerinden yeniden doğabilmek için kendimizi yakmadıkça; bataklığımızda, tüneklerimizde ve kafeslerimizde yaşamaktan kurtulamayacağız. İKİ DERVİŞ İki derviş, yolculukları sırasında bir dere kenarına varmışlar. Genç bir kadın dere kenarında karşıya nasıl geçeceğini bilemez halde ağlamaktaymış. Dervişlerden biri, genç kadını kucaklayıp suyun öteki tarafına bırakmış. Öteki derviş, arkadaşının bu davranışını hiç hoş karşılamamış ancak sesini de çıkarmamış. Dervişler dere kenarından bir kilometre kadar uzaklaştıklarında; diğer derviş daha fazla dayanamamış ve arkadaşına hışımla dönmüş: - Sen, böyle bir şeyi nasıl yaparsın? Biz dervişiz! Bırak bir kadını kucaklayıp karşıya geçirmeyi, onlara bakmamız bile yasaktır! Hatta seni baştan çıkarabilirdi. Öteki derviş oldukça sakin karşılık vermiş:
|
||
|
||
Etiketler: |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.