Moved Permanently

 Saray Belediyesi şimdi, sosyal dayanışmanın güzel bir örneğini veriyor ve ilçe merkeziyle, köylerdeki özürlü vatandaşlara sahip çıkıyor. Onları, meslek sahibi yapmaya çalışıyor.
    Son bir yıldan beri ilçede önemli projelere imza atan Saray Belediyesi, şimdi de özürlü vatandaşlara sahip çıkıyor ve onları meslek sahibi yapmaya çalışıyor.

                   ESAS UYGULAMA,  EYLÜL 2010 DA BAŞLIYOR
       Bu uygulamanın, Konseyin Engelliler Meclisi’nce hazırlanan  esas projesi, Kent Konseyi’nin Eylül 2010 tarihli toplantısında görüşüldükten sonra, esas uygulama başlamış olacak. Faaliyet, İŞ-KUR’a da bildirildikten ve onaylatıldıktan sonra, çalışan özürlü vatandaşlara her çalışma günü için İŞ-KUR tarafından 15 liradan az olmamak üzere yevmiye ödenebilecek.
      Belediye Başkanı Nazmi Çoban bu konuda yaptığı açıklamada ; “Sosyal devletin öncelikli amacı, özürlü vatandaşlarına sahip çıkmaktır. Biz, bu büyük sorumluluğu Kent Konseyi’mizin çalışmaları içine aldık ve  öncelikle ilçemizde yaşayan bu vatandaşlarımızı belirlemekle işe başladık. Bu konuda herkesden ve her kesimden büyük ilgi ve destek gördük. Çalışmalar ilerledikçe, ne kadar doğru bir iş yaptığımızı herkes görecek.” Diyor.
                İŞTE, İLÇEMİZDEKİ ÖZÜRLÜ VATANDAŞLARIMIZ
        Saray ilçesi ve köylerinde yaşayan özürlü vatandaşlarımızın tanınması ve onlara sahip çıkılması için, isimlerini aşağıya çıkarıyorum.

        Mehmet ACAR, Fatma DURGUT (BÜLENT), Elif DAY, Okan ÖZKILIÇ, Gülşah GÜNDOĞDU, Regaip DEVELİ, Zeki ŞUMNULU, Şerafettin SEVENCAN, Efrahim TURAN, Muhsin ERDOĞAN, Feride ÖZDEMİR, İlker OTAL, Alper OTAL, Erol Engin İZGİN, Erkan KARAKABAK, Şaban GELDİK, Refiye BALKANLI, Ahmet Kerem GÜNDOĞDU, Zafer DERVİŞ, Yasin KARABUCAK, Saniye KANCALI, Ömür KİLERCİ, Nurtaç ERGEN, Mehtap SEZER, Yunus Emre MENEKŞE, İsmail KUTLU, Elif ERGENE, Mehmet ERGENE, Sadife ERGENE, Ayşe KÜSMEZ, Mehmet AĞDAĞ, Nurşen DURMAZ,  Olcay VARCIN, Muhammet Ali ARMAN,  Remziye GEZER, Tuncay KISA, Tolga TALAN,  Harun SAYAR, Ömer YILMAZ,  Osman GENÇ, İsa AKTAŞ, Metin DİKMEN, Nilüfer AKMAN, Hüseyin SUVEREN, Ramazan SAATÇİ, Mehmet GÜRÇE, Ayşe MUTLU,  Mehmet Oğuz ERDOĞAN, Şirin PİRBUDAK,  Ayşe DEVECİ, Belkıs TAŞPINAR, Güray AKGÜN ve  Ahmet GÜRSEL
        Özürlü vatandaşlarımız hazır yemek değil, çalışmak istiyorlar. Onlar, “Biz, engelli değil, engellenenlerdeniz.” Diyorlar. Kendilerine, öncelikle yapabilecekleri bir işin verilmesini, bunu yapabilecek gücü olmayanlara da, maddi destek sağlanmasını istiyorlar.
        Saray Belediyesi, şimdi bunu başarmanın derdinde. Belediyeyi, bu gayretinden ötürü takdir ve tebrik ediyorum.

    Baykal, İki Büyük Yanlış Yaptı ve Bitti!
   Sanatçılar, çıkardıkları yeni kasetlerle ünlerine ün katarken, CHP lideri çıkardığı kasetle siyasi hayatını bitirdi. Deniz Baykal, bu olayda iki büyük hata yaptı. Birincisi, bir ülkenin ister Meclislerinde, ister bürokrasisinde olsun, bu kurumlarda görev alanlar önce yolsuzluk, sonra da uçkur işlerinden uzak durmalıdırlar.
         Baykal ne yazık ki,  uçkur işlerinden kendini koruyamadı. Hatası ortaya çıkınca, bir hata daha yaptı ve olayı kabullendi. Yani, “Böyle bir olay, asla yaşanmadı. Bu görüntüler düzmece, fotomontaj ve sahtedir.” Diyemedi.
        Olayın, sadece bir “komplo” olduğunu söyledi. Olay komploydu, ama inkar etmediğine göre, bir gerçekti. Eğer, görüntülerin fotomontaj ve düzmece olduğunu söyleseydi ve böyle bir olayın hiç yaşanmadığını ifade etseydi, hem kendisini, hem de partnerini kurtarmış olacaktı.
        İrtica ile Mücadele Eylem Planı’nda ıslak imzasının varlığı bilimsel yolla ispatlandığı halde bir Albay hala “Bu imza benim değil.” Derken, Baykal, öyle yapmadı ve hemen teslim oldu. 
        Baykal’ın ikinci hatası, partisinde yerine geçebilecek en güçlü aday Kemal Kılıçdaroğlu olduğu halde, seçilmesi için onu işaret etmedi ve onu desteklemedi. Artık geri dönmesi mümkün olmadığı halde o, “Dönerim” diyerek, bunu yapmadı.
       Bu ikinci hatası ile parti ikiye bölündü ve partideki birlik-bütünlük bozuldu. Bu yazının kaleme alındığı sırada, parti içindeki bu bölünmüşlük ve sarsıntı bütün şiddetiyle devam ediyordu.
                               BUNDAN SONRA NE OLACAK?
        CHP liler ve buna karar veren delegeler isteseler de, Deniz Baykal’ın bundan sonra partinin başına geçmesi mümkün görülmüyor. Çünkü, Baykal’ın artık eskisi gibi “başı dik” dolaşması mümkün değil. O, lider olduğu sürece siyaset, bu kaset olayını hep konuşacak ve ısıtıp ısıtıp, onun önüne koyacaktır. Muhalifleri, bu “koz”u hep kullanacaktır.
        Bundan sonra yapılacak iş, Kemal Kılıçdaroğlu’nu  topyekün desteklemek ve partinin başına getirmektir.
        Kılıçdaroğlu, siyasette büyük tecrübe kazanmıştır. Şimdiye kadar yalnız siyasette değil, bürokraside de önemli görevler üstlenmiş iyi bir bürokrattır. İyi bir hesap adamıdır. Kavgasını, sesini yükselterek değil, hesapla ve ispatla yapmaktadır. İsmet İnönü ve Bülent Ecevit’e benzeyen liderlik vasıfları vardır.
         Kılıçdaroğlu’nun Kürt asıllı ve Alevi olması, onun liderliğine katiyen engel değildir. Bugüne kadar her iki konuda da hiçbir aşırılığı görülmemiştir. Aksine onun, bu kesimlerin toplumla daha çok kaynaşması için büyük faydası ve katkısı olacaktır.
        Kanaatim o ki,  bu durumu çok iyi bilen CHP delegeleri, 22 Mayıs günü yapacakları kongrede, onu bu göreve getireceklerdir.