Yerel seçimlerin üzerinden tam üç yıl geçti. Beş dönemden beri seçim kazanarak Belediyeyi yönetiminde bulunduran Cumhuriyet Halk Partisi, Nazmi Çoban’la bu dönem daha çok göz doldurdu. Çoban, başarılı performansı ile, partisinin geçmişte kalan  Başkanlarının başarısızlığını da, bir ölçüde unutturdu.
          Gelecek seçimlere, daha iki yıl var. Ancak, zaman çabuk geçiyor ve sınav zamanı yaklaşıyor.
         Ben de, bu ilçenin bir yaşayanı olarak yerel hizmetlerden yararlanmaya çalışırken, bir taraftan da vatandaşların bunlardan hoşnut olup olmadıklarını gözlemeye çalışıyorum. Halkımızın, geçen üç yıl içindeki intibaları, her ortamda dışarıya olumlu olarak yansıtılıyor.
          Grafikte, eğer son iki yıl içinde herhangi bir düşme olmazsa, mevcut Başkanın ipi  göğüslemesi, yine mümkün görülüyor.
                              KENT  KONSEYİ,  İYİ  ÇALIŞIYOR
           Belediyelerde yasal dayanağı olan Kent Konseyleri, son zamanlarda
ilgi çekmeye başladı. Özellikle CHP li Belediyeler, bu kuruluşu çok iyi çalıştırıyorlar.
          Vatandaşlar, bu kuruluş aracılığı ile Belediye hizmetlerine daha kolay  erişirken, yerel yönetime sorunlarını daha kolay aktarabiliyorlar.
          Bu dönemde faaliyete geçen ve sesini duyuran Saray Kent Konseyi, toplantılarını düzenli yapıyor, kararlarını aksatmadan uyguluyor.
          Konseyin dikkat çeken başarılı hizmetlerinden biri, ilçemizde yaşayan engelli vatandaşları bulup ortaya çıkarmak ve onlara sahip çıkmak oldu.
          Başta İş Kurumu olmak üzere sosyal hizmet kuruluşlarıyla yapılan  işbirliği sonucu, bu vatandaşlar için önce “Beceri Kursları” açıldı. Onlara, çeşitli el sanatları öğretildi. El emeklerinin, maddi kazanca dönüşmesi sağlandı. Hepsinden önemlisi, toplumla buluşmaları sağlanıp, onlara toplumun bir parçası oldukları hatırlatıldı.
    Konsey Genel Sekreteri Mehmet Bilecen’in yönetiminde, Savaş Korucuoğlu ve gönüllü yardımsever Funda Varan ve de arkadaşlarının çabalarıyla tam 53 engelli vatandaş belirlenip, çalışmalara alındı.
        Yaptığım araştırmada bu çalışmaların, 8 ilçesi bulunan ilimizin sadece Saray İlçesinde yapıldığını hem sevinçle, hem de şaşkınlıkla öğrendim.
     O sebeple Belediye Başkanımızı, diğer görevlileri  ve de katkıda bulunanları, buradan kutluyorum.
            ŞİMDİ, ONLAR  İÇİN “MORAL GÜNÜ”  DÜZENLENİYOR
        Zihinsel ve bedensel engelli olarak nitelenen bu vatandaşlarımızı kanatları altına alan Saray Belediyesi, şimdi onlar için bir “Moral Günü” düzenliyor.
        Engelli vatandaşlarımızı, bu yazıma konu yapmamın sebebi de o.
Belediye Başkanı Nazmi Çoban’ın himayesindeki etkinlik, 25 Mart 2012 Pazar günü, ilçemiz merkezindeki Tauna Düğün Salonu’nda yapılacak. 600 kişinin katılacağı “Moral Günü”, Saat 15.30 başlayacak.
        Programın başında Belediye Başkanı muhtemelen, üç yıllık hizmetlerini özetleyen bir tanıtım konuşması yapacaktır.
       Etkinliğin sürprizlerini bir kenara koyarsak, öteki bilinenleri şöyle.
      Programı, ünlü sunucu ve Türk Müziği Sanatçısı Mustafa Yolaşan sunacak. Uzun yıllar yakından tanıdığım dost Yolaşan, bu konudaki liderliğini ve sunumdaki zarafetini, henüz kimseye kaptırmadı.
       Umarım, sunumu sırasında güzel sesi ile iki de şarkı seslendirir.
       Diğer katılacak olan sanatçıları sorarsanız, mesela değerli dostum ve Sanat Müziğinin ustası ve duayeni Mustafa Sağyaşar ve de  kızı Ayşe Sağyaşar.
       Mustafa Sağyaşar’dan Sadi Hoşses’in “Sabret gönül bir gün olur…” diye devam eden o meşhur mahur şarkısı ile, “Karam” adlı  hüzzam türküyü, ondan okumasını isteyeceğinizi biliyorum.
        Ama benim arzum,  özellikle Sağyaşar’ın okuması için Zeynettin Maraş’ın bestelediği “Hasretim sana” adlı hicaz şarkıyı ondan dinlemek.
        Ayşe Sağyaşar’a gelince, o günün popüler şarkılarını okurken, babasının kızı olduğunu kuşkusuz hepimize  gösterecek.
        Konsere, değerli sanatçı Melihat Gülses’de katılıyor. Melihat hanım, sesi ve zarafeti ile programa çok güzel bir renk katacak. Halen, yaşayan bayan sanatçılardan, klasik Türk musikisini en iyi yorumlayan bir sanatçı o.
         Geçen yıl Saray Kültür Festivali’nin sunuculuğunu yapan Necmettin Yıldırım, bu defa programa sanatçı olarak katılacak. Sesini çok beğendiğim bu değerli dostum, insanlara muaveneti ve zarif tavırlarıyla herkesin sevgisini ve takdirini kazanıyor. Acaba bize, çok güzel seslendirdiği uşşak makamındaki o meşhur şarkıyı yine okur mu dersiniz? “Sevda öyle müşkül ki, onu çekenler bilir.”
      Programın bir  başka sanatçısı, hemşerimiz Serhat Sarpel. Sevgili Serhat’ın, o tok ve davudi sesiyle, rast makamındaki şarkılara ağırlık vereceğini umuyorum. Ama ben ondan, Selahattin Altınbaş’ın hüzzam şarkısını okumasını isterim. “Bir yangın sonrası şimdi yüreğim. Ne dumanım kalmış, ne de küllerim.”
       Bu programda, zevkle dinleyeceğimiz bir sanatçı daha var. O, “Ben, henüz sanatçı değilim.” dese de, sanatçı payesini çoktan hak etmiş olan hemşerimiz, dostumuz, Eczacı sevgili Kadri Emir.
       Onu, Rumeli TV ve Tek Rumeli TV kanallarında sıkça ve zevkle izliyoruz. Bu programda ne okuyacağını bilemem. Ben ondan mesela, Necdet Varol’un  “Boyu fidan salınır, ince  beli var.” adlı hüzzam şarkısını dinlemek isterim.
       Programın sürpriz Topluluğu ise, Kadri Emir’in de üyesi olduğu İstanbul-Bahçeşehir Musiki Cemiyeti. Türkiye’de Amatör Korolar başarı sıralamasında 3 ncü sırada yer alan koroyu, TRT’nin değerli şef sanatçılarından, sevgili Cengizhan Sönmez yönetiyor.
       Cengizhan’dan da bu arada, bestelerinden en az bir tanesini ve “Bir tutam hasret” adlı meşhur şiirini, o güzel sesinden dinlemek isterim.
      Bu değerli sanatçılara eşlik edecek sazlara gelince, edindiğim bilgilere göre ;  Keman’da Maestro Aydın Varol, Kanun’da Ahmet Meter, Klarnet’te Göksel Kabacı, Ud’larda Gürcan Yaman, Ünzüle Demir, Ali Topçu, Çello’da Dilek Zertunç, Ney’de Cahit İnce ve Ritim Saz’da Seyhun Çelik sahnede olacak.
       TRT’nin bu usta sazlarını dinlemek,  konuklara zaten ayrı bir keyif verecek.
       Değerli okurlarım, bu yazım bir etkinliğin tanıtımıyla birlikte, bir müzik sohbeti gibi oldu. Zaman ayırıp, bu müzik ziyafetini kaçırmamanızı şimdiden öneriyorum.
       Ben, sağlığıma bir zeval gelmezse, o gün mutlaka salonda olmayı arzu ediyorum.