|
||
Oruç a Yanlış Başlıyoruz ! | ||
Köşe Yazıları Haberi | ||
“İmsak”, oruç’a başlama vaktini gösteriyor, ama takvimlere göre doğruyu göstermiyor. Diyanet İşleri Başkanı’mız Mehmet Görmez, herhalde “Soyadı”na aldanıp, bu yanlışı görmüyor. KUR’AN HÜKÜMLERİNE GÖRE, ORUÇ’UN BAŞLAMASI Dini meselelerde, ilk başvuru kaynağımız şüphesiz ki, Allah’ın kelamı Kur’an-ı Kerim’dir. Yüce kitabın 2 nci Suresi olan Bakara’nın 187 nci ayeti aynen; “...Şafağın aydınlığı, gecenin karanlığından ayırt edilinceye (tanyeri ağarıncaya ) kadar yiyin, için. Sonra da, akşama kadar orucu tam tutun.” Diyor. O halde oruca, gecenin karanlığı ile sabahın ilk aydınlığı ayırt edilince, yani tan yeri ağarmaya başlayınca başlanacaktır. “İmsak vakti” olarak adlandırılan bu zaman, orucun başlama vakti olarak kabul edilecektir. Bu vakit aynı zamanda, sahurun sona erdiği vakittir. Diyanet İşleri Başkanlığı yayınladığı “İlmihal” adlı kitabında, aynen böyle diyor.(Cilt I, Sayfa 381) İlmihal’in “Namaz Vakitleri”ni açıklayan 234 ncü sayfasında ise yine; “Fecr-i sadık denilen ikinci fecrin doğmasından, güneşin doğmasına, daha doğrusu güneşin doğmasına az önceye kadar olan süre, sabah namazının vaktidir. Bu vakit, aynı zamanda sahurun sona erip, orucun başlaması, yani “İmsak” vaktidir.” Deniyor. Özetlersek, tanyerinin ağarmaya başladığı an (ilk aydınlanma) “İmsak” vaktini gösterirken, bu vakitten güneşin doğmak üzere olduğu vakte kadar geçen süre ise, “Sabah Namazı’nın Vakti” ni göstermiş oluyor. Her iki açıklama da, tamamen Kur’an (Bakara/187) hükmüne göre yapılmıştır ve tereddütsüz doğrudur. PEKİ, UYGULAMA NASIL YAPILIYOR? Uygulama ise, yukarıda açıklandığı gibi yapılmıyor. Diyanet İşleri Başkanlığı’nca ve ona uyularak hazırlanan takvimlere göre, imsak vakti öne alınmış. Yani, tanyeri ağarmaya (ilk aydınlanma) başlamadan, imsak vakti başlıyor ve oruç tutanlar yeme içmeyi bırakıyorlar. İşte, bu yanlış. Tekraren ifade edelim. Yüce yaradan, “Şafağın aydınlığı, gecenin karanlığından ayırt edilinceye (tanyeri ağarıncaya) kadar yiyin, için,” diyor. Diyanet de, İlmihal’in de aynen böyle diyor, ama hazırladığı takvimde, adına imsak denilen bu vakti öne almış. Ne kadar? Derseniz, onu da söyleyeyim. Dün sabah (26 Temmuz günü sabahı), takvimlerdeki imsak vakti 4.02’yi gösterirken, ortalık henüz kapkaranlıktı. Bahçeye çıkıp, tanyerinin ağarmasını bekledim. İlk aydınlanma başladığı zaman, saat 5.00’ i geçiyordu. Görülüyor ki, oruca başlama vakti yanlış hesaplanıyor ve oruç tutanlar en az bir saat önceden oruca başlatılmış oluyorlar. Bu durum, Allah’ın verdiği ruhsata aykırı olduğu gibi, oruç tutanlara karşı da bir haksızlıktır. Öte yandan, imsak vakti yanlış hesaplanınca, Sabah Namazı’nın vaktinde de hata yapılmış oluyor. Öyle ya, bu durumda tanyeri ağarmadan, başka bir söylemle Yatsı Namazı’nın vakti çıkmadan Sabah Namazı kılınıyor ki, bu da namaz vakitlerine uymama anlamındadır ve yanlıştır. DİN BİLGİNLERİ NE DİYOR ? İlahiyatçı Prof. Dr. Abdülaziz Bayındır’la, İlahiyatçı Yazar Ali Rıza Demircan, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bu uygulamasını kabul etmiyorlar. Diyanet İşleri eski Başkanı Prof. Dr. Süleyman Ateş de, onları destekliyor. O kadar ki hocalar, televizyona çıkıp Diyanete göre “imsak vakti” girdiği halde, halkın önünde yiyip içiyor ve doğru olanın bu olduğunu söylüyor ve gösteriyorlar. Değerli okuyucularım, hatadan dönmek, fazilettir. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bilim kurulu olan Din İşleri Yüksek Kurulu’nun bu duruma kayıtsız kalması, katiyen doğru değil. İl ve ilçe Müftülüklerimizin sesiz kalması da, hatalı bir uygulamaya, körü körüne itaat etmektir. Görüyorsunuz, yanlış bir değil, bir çok. Düzeltilmesi bu Ramazan da olmuyorsa, hiç değilse gelecek Ramazanlarda bu hata yapılmasın. Gelin, Balkan Turu’na Çıkalım
Abdullah Ürkmez Hoca’yı, uzun yıllardan beri tanırım. Tekirdağ İmam Hatip Lisesi’nde görev yaparken, o da okula yakın olan Softaoğlu Camii’nin İmam-Hatibi’ydi. Hoca, vaazlarında Cennetle Cehennemi öyle ilginç atlardı ki, Cenneti anlattığı zaman cami dolar, Cehennemi anlatınca, camide kimse kalmazdı. Emekli olunca, turizmi seçti. Hac ve Umre turlarından başka, şimdi çok ilgi çeken yurt içi ve yurt dışı turları düzenliyor. Onun gezilerini, mümkün mertebe kaçırmıyorum. Abdullah Hoca şimdi de, 5-12 Eylül 2012 tarihleri arasında, “Büyük Bir Balkan Turu” düzenliyor. Bulgaristan, Yunanistan, Sırbistan, Hırvatistan, Bosna-Hersek, Karadağ, Makedonya ve Arnavutluk gezilip, görülecek. 8 günde, bu 8 ülkenin görülmeye değer yanları ziyaret edilecek. Hiçbir Tur Şirketi’nin şimdiye kadar düzenlemediği bu geniş kapsamlı tura katılmak için sabırsızlanıyorum. Soydaşlarımızla, 400 yıl boyunca egemenliğimiz altında yaşayan insanların diyarı olan Balkanların, görülmesi gereken çok ilginç yerleri var. Seyahate ve gezip görmeye meraklı hemşerilerimize, bu fırsatı kaçırmamalarını önemle tavsiye ediyorum.
|
||
|
||
Etiketler: |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.