|
||
Yerlere Tükürmek Kültür Mü? | ||
Köşe Yazıları Haberi | ||
Yerlere tükürmek bir kültür mü, diye sorarsanız bana göre "iğrenç bir kültürdür." İnsanlar yerlere tükürmeyi alışkanlık haline getirmiş. İnsanlar, özellikle küçük kentlerde, yerlere tükürmenin bir alışkanlığın ötesinde, kabadaylığını ispatlamaya çalışıyor. Tükürmek, kültürel anlamda olumsuzluğu, aşağılamayı çağrıştırıyor bu tür deyişlerde. Hergün, sokaklara tükürmenin ‘‘kentin yüzüne tükürmekten’’ farksız olduğunu vurguluyor ve şöyle diyor: İnsan ağzından çıkan sözün bile nereye gideceğini düşünmek durumunda, o halde tükürüğün gideceği yeri de düşünmek gerekir. İnsanın sokağa tükürmesi, kentin yüzüne tükürmesi demek, hatta bu kendi yüzüne tükürmesi anlamına gelir. Sözünü ettiğim şehir magandaları, erkekliklerini ve kabadayılıklarını yerlere tükürerek ispat etmeye çalışıyor. Şehri iğrenç tükürükleriyle adeta boğmaktalar. Oraya buraya değil, kelimenin bütün anlamlarıyla, bu kentin içine tükürüyorlar. Saray ne yazık ki yerlere tükürmek magandalarla dolu. Bir zamanlar, "bundan başka Saray yok" denirdi. Şimdi de öyle. Bundan başka Saray yok. Bundan başka bir Saray olmamasına rağmen, Saray'dan, kentin o güzelim kültürel birikiminden, Saraylılıktan denilen o zarafetten ders mers alan da yok. Varsa da bunlar küçük bir azınlık. Çoğunluk pervasızca kaba saba olmakta ayak diriyor. Etrafa hiç utanmadan tükürüklerini saçanlar işte bu tipler arasından çıkmakta. İnsan hakları öyle gökten zembille inmiş nimetler değil ki. Onları yaratmak da, koruyup geliştirmek de yine biz insanların görevi değil mi? İşte sevgili Saraylılardan dileğim odur ki, şu ‘‘Tükürme hakkımız’’ı kullanırken lütfen ağzımızdan çıkan tükürüğümüzün nerelere kadar varabileceğini birazcık olsun düşünelim. O zaman, ‘‘Düşünüyorum, o halde insanım’’ diyebiliriz...’’ Özellikle dilimize tükürmekle ilgili yerleşmiş deyişlere değinişi. Tıbben tükürük bedenimizin ürettiği sağlıklı bir sıvı. Atılması gerekmiyor ve ağızdaki salgının (kendi ağzımızda kaldığı sürece elbet) iğrenç bulunması için bir neden yok. Tükürmeyi alışkanlık haline getirmiş bir kişinin bu eyleminin ardında yatan psiklojik etkenleri düşündüm. İki şey aklıma geldi. Birincisi, bunu bilinçli ya da bilinçsiz sosyal bir dışavurum eylemi olarak yapıyorsa, yani bir tür bıçkınlık gösterisiyse, bıçkınlığı aşağılamaya dayalı yalan bir üstünlük, kendi kendini ‘‘yüksek’’ bir yere koyma çabası. Kısacası, bilinçdışı olarak kendisini ‘‘yüksek’’ görmeyenleri aşağılayarak irtifa kazanmaya çabalamak. İkincisi, kişi, karşı konulmaz bir dürtüyle ağzındaki bir kötü hissi, ya da iğrençliği dışarı atma eylemi olarak tükürüyorsa bu bütünüyle psikolojik bir ‘kötülüğün' tükürüğe atfedilmesinden başka bir şey değil. Sözün kısası, tükürmekle ne bir şeye ulaşılıyor, ne de kaçıp kurtulunabiliyor.
|
||
|
||
Etiketler: |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.