30 Mart 2014 yerel seçimlerine sayılı günler kala Saray seçmeninin nabzını tutmaya çalıştık. Seçimler hakkında görüşünü aldığımız vatandaşlarımızın bir kısmı AK Parti hükümetini eleştirdi, bir kısmı da yerelde CHP belediye yönetimine yüklendi. Bir kısım vatandaşımız genel politikanın çok önemli olduğuna vurgu yaptı, bir kısım vatandaşımız da, "Yahu biz yerele bakalım. Bizim için yerel adaylarımız önemli" diyerek görüşlerini belirtti.
Vatandaşların düşüncelerini değerlendirdiğimizde ortaya farklı sonuçlar çıktı. Vatandaşlar, "Elbette bizim için yerel politika çok daha önemli. Genel politikanın bizi bağlayıcı yanı ise, genelde kim iktidar ise, yerel de de genelde o partinin iktidar olmasıdır. Bu hizmet açısından öne çıkıyor. Ancak genelde iktidar olmak tabi ki iyi. Ama asıl önemli olan yereldeki belediye başkan adayının kaliteli, dürüst, yetenekli ve çalışkan biri olması" şeklinde ifadeler kullandılar. Saray'daki seçmenlerin bir kısmının düşüncesine dayanarak bir değerlendirme yapmak gerekirse, Saray'da CHP ve AK Parti belediye başkan adaylarına pek itibar edilmiyor. Şunu da belirtmek gerekir ki; bu görüşe katılan vatandaşlarımız isimlerinin açıklamasını istemediler.
2004 - 2009 yılları arasında AK Parti İl Genel Meclis Üyesi görevinde bulunan Recep Çelik de seçimlere yönelik bizimle uzun bir sohbette bulundu. Çelik, sohbetine başlamadan önce şartlı konuşarak, "Eğer benim söylediklerimin hepsini yazarsanız ben konuşurum" dedi. Ve biz de Çelik'in yerel seçimler hakkındaki düşüncelerini öğrenmek adına düşüncelerinin hepsine yer verdik.
Buyurun dedik Sayın Recep Çelik:
"Çok kıymetli ve aziz Saraylı hemşerilerim, sizleri en derin saygı ve sevgilerimle selamlayarak düşünce ve görüşlerimi ifade etmek istediğim için seçime giderken sizlerin demokratik hakkınız olan kutsal ve bir o kadar da değerli oylarınız 30 Mart'tan sonra Saray'da nasıl bir belediyecilik anlayışını belirleyeceği çok önemli bir sürecin sonuna gelmiş buluyoruz. Öncelikle Saray'ımızda bir değişim gerçeğinin artık bu seçimde gerçekleşeceğinden bütün seçmenlerimizin hem fikir olduğu bir gerçektir. Ancak bu değişime direnen bir kitle gerçeği de ortadadır. Yani direnen kitle küçük olsun benim olsun mantığını sürdürebilmek ve bütün argümanlarını oynayabilmek için hatta Atatürkçülük, Cumhuriyetçilik, Laikçilik havariliği sürekli dillerinden düşürmeden mevcut sistemlerini sürdürebilme gayreti içindedirler. Dünya'da ve Türkiye'de değişen dengelerden evrensel yaşam biçimine direnen bu kısım döngü içerisine girmiş anlayış, Saray'ımıza büyük bir yatırım adaletsizliğini ve haksızlığını sergilemektedir. İlçemizdeki siyasi temsilcileri hummalı ve zor bir yarışa girmiş bulunmaktadır. Siyasi partilerin adayları ve  temsilcileri yapacaklarının taahhüdünü veriyor ve ikna turlarıyla seçmenlerin oylarına talip olmaya çalışıyorlar. Hangi görüş fikir ve yönetimden olunursa olunsun seçmenlerimizin  tamamen saygı duyulması demokrasimizin ve seçim kültürümüzün vazgeçilmez ilkesidir. Sahsım başta olmak üzere amaç seçmenlerimizin etkilemek veya yönlendirmek değil. Adaylık süresince herhangi bir noktadan çıkışla aday olmadım. Tüm kesimlerin hayır diyemeyeceği bir gerçekte vardır ki oda Saray ilçemizde değişim ve dönüşüm kaçınılmazdır. Saray'da yaşayan ve iş hayatının büyük bir bölümünü Saray'da yatırım ve çalışmalarla geçişmiş bir birey olarak bugüne kadar ilçemizin makus talihini yenememiş, verdiği sözleri ve vaatleri yerine getirmemiş, üstelikte 5 dönem üst üste iktidar olmuş siyasi hareket ne yazık ki Saray'ımızın adına layık bir ilçe konumuna getirememiştir. Ne yazık ki bunu seçim süreci içerisinde kendi özür ve iltifatlarında da görmekte ve şahit olmaktayız. Bu özür beyanları ile halka ve kamuoyuna haksızlık edilmektedir. Modern bir kent olmaya aday şehrimizi dışarı açılıp aynı başarıyı göstermiş diğer kentler görülmeden ve model almadan imar edemezsiniz. Marka bir şehir olmak halkıyla, esnafıyla, çiftçisiyle, sanayiciliğiyle ve yatırımıyla koordineli  çalışma ve bir arada buluşmadan geçer. Saray'ımızı ileriye çağdaş ve muasır bir noktaya taşıyacak misyon ve vizyon sahibi bir öncü ve kadro maalesef yok. Siyasi arenasında bireyler kendi yetenek ve kabiliyetlerini ben eksenlik değil, biz eksenli ekip ruhuyla hareket ve icraat yapmakla mükellef durumunda olduklarının farkını halka hissettirmek ve sergilemekle yükümlüdür. Halka hizmet edecek aday ve kadronun ideolojik tavır duruş ve tutum sergileme yerine bunlardan sıyrılıp hizmet eksenli çalışma ve başarılara imza atmaya zorunludurlar. Şimdi  Saray halkıma soruyorum; laf edebiyatıyla bu tutum ve davranışlarla Saray'ımıza bir 5 yıl daha kaybettirmez mi? Değişim ve dönüşümü hep beraber karar vererek gerçekleştirelim. Bu her Saraylı vatandaşımızın birey borcudur.

Sahip oldukları haklarla ve Saray'ımızın daha heba etmeye ettirmemeye hakları ve hakkımız yok. Bunların cevabı sandıktır sandıkta önümüze gelmiştir. Lafa değil işe icraata  bakan kadroları ve yöneticiyi seçerek hizmet alma hakkımızı ve farkımızı ortaya koyalım. Ülkemiz üzerinde oynanan oyunlar iç ve dış mihrak ve uzantıların 90 yıllık Cumhuriyetimizin ve değerlerimizi üzerine yerelde ve genelde oynadıkları oyun ve tahribatlardır. Yerelden genele uzanan  çağdaş demokratik ve özgür seçme haklarımız ile genelden yerele yayılan bir hizmet ve kalkınma hamlesine önce ve bayrak olalım. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün veciz sözünde ifade ettiği gibi Türk'ün övünmesi ancak ve sadece güvenmesi ve çalışması ile gerçekleşir. Bu düşünceler ve iyi niyet dolu sözlerimle yerel seçimlerin başta Saray'ımız olmak üzere ilimize bölgemize ve ülkemize  başarı ve atılım getirmeli. Seçimlerin barış ve huzur ortamı içerisinde gerçekleşmesi temennisi ile hayırlı olmasını dilerim.