|
||
Ekmeleddin Bey i Tanımak | ||
Köşe Yazıları Haberi | ||
Muhalefetin bu Cumhurbaşkanı adayını, süratle ve doğru tanıtmak lazım. Kendisi söylüyor, o bir Cumhuriyet ve Atatürk düşmanı değil. Laik devlet düzeninden yana. Tayyip Erdoğan’dan kurtulmak için, onu seçmekten başka çare var mı? Üç gündür ondan söz etmeye çalışıyorum. Aday gösterilmesi, benim için de sürpriz oldu. Muhalefet partileri, başka bir aday’da pekala anlaşabilirlerdi. İddia edildiği gibi, kimi küresel güçlerle, mesela Amerika ve Suudi Arabistan’la gizli bir anlaşma olmamışsa, aday gösterilmesi doğaldır ve normaldir. Daha önce de belirttiğim gibi o, hem müspet bilimlerde, hem de ilahiyat alanında düzgün bir eğitim almış. Kendini iyi yetiştirmiş ve uluslararası alanda isim yapmış. İslam Konferansı Örgütü’ndeki görevinden dolayı, İslam aleminin ve hemen bütün dünyanın yakından tanıdığı bir kişi. Dindar bir aileden gelmesine rağmen, şu birkaç gün içinde edinilen bilgilere göre tutucu değil. Laik devlet düzeninden yana ve Atatürk düşmanlığı gibi bir takıntısı yok. Dindar olan bir kimsenin, böyle bir takıntısının olması da şart değil. Seçildiği takdirde, o makamın hakkını verebilecek, AKP iktidarına teslim olmayacak ve siyasette din istismarını öne çıkaranlara prim vermeyecek biri olduğu anlaşılıyor. PİREYE KIZIP, YORGAN YAKILMAZ Kimi çevreler, muhalefetin bu seçimine itiraz ediyorlar. “Başka aday yok muydu?” diyenler var. Kendi adayları olmasına rağmen, CHP içinde bile gizlice ve açıktan tepki verenler var. Dahası, “Tayyip Erdoğan’ı istemem, ama Ekmeleddin Bey aday olursa, oyumu Tayyip Bey’e veririm.” diyenler de var. Türkçe’de buna “Pire için, yorgan yakmak” derler. Pireden kurtulursun, ama üstündeki yorgan da gider. Değerli okuyucularım; Tayyip Erdoğan’ın kişiliği ve hususi yaşamı, beni hiç ilgilendirmiyor. Ancak, Başbakan olarak bu güne kadar sergilediği tutumu ile bu ülkeye büyük zararları oldu. Bunları saymaya kalksak, gazete sütunlarına sığmaz. Onun Cumhurbaşkanı olması, ülkemizin daha büyük tehlikelerle baş başa kalmasından başka bir işe yaramaz. O nedenle, Ekmeleddin Bey’i iyi tanısak da, tanımasak da; “ehven-i şer” diyerek, oyumuzu ona vermek zorundayız. Ben, onunla ilgili olarak “şer” yerine “ehven” nitelemesini yapmak istiyorum. Ve size, onun kayınpederiyle ilgili küçük bir anımı naklediyorum. KAYINPEDERİ, İYİ BİR DOSTUMDU Ekmeleddin Bey, tam benim yaşımda. Kayınpederi rahmetli Prof. Emin Bilgiç, ünlü siyasetçi Sadettin Bilgiç’in kardeşidir. Prof. Bilgiç, 1970 li yıllarda kurulan Milliyetçi Cephe hükümetleri döneminde, Kültür Bakanlığı Müsteşarı’ydı. Ben de, o zamanda ve kısa bir süre vekaleten İstanbul Kültür Müdürlüğü yapmıştım. Sık sık İstanbul’a gelirdi, buluşurduk. Kendisiyle yakın dostluğumuz ve çok iyi ilişkilerimiz oldu. Ondan, çok şey öğrendim. Onunla en ilgi çeken mesaimiz, Osmanlı Hanedanı’na ait 17 kişinin cenazelerini yurt dışından İstanbul’a getirip, II. Abdülhamid’in Divanyolu’ndaki Türbesi’ne defnetmek oldu. Bunların içinde, Sultan Abdülaziz’in torunu ve Sultan Vahdettin’in damadı olan Ömer Faruk Efendi de vardı. O Ankara’da, ben de İstanbul’da gerekli hazırlıkları yaparak, İstanbul’da buluşup, halkımızın ilgisini çeken bu işi beraber yapmıştık. Damadı Ekmeleddin Bey’in adı açıklandıktan sonra yaptığım araştırmada, olumsuz hiçbir yanına rastlayamadım. *** Şimdi, tekraren ve ısrarla söylüyorum; Tayyip Erdoğan’ın karşısına o çıkarıldığına göre, Ekmeleddin Bey’i desteklemek ve oyumuzu ona vermek, bu ülkenin geleceği için ne vacip, ne de sünnet’tir. Farzdır, Farz! |
||
|
||
Etiketler: |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.