1950’li yılların sonlarına doğru dünya, adına “Naylon” denilen bir maddeyle tanıştı. Amerikalılar icat etti, Japonlar geliştirdi.

          Kısa sürede, dünyanın her tarafına yayıldı. Başta, naylon gömlekler ve kravatlarla piyasaya girdi. İlk çıktığı zaman, naylon gömleği ya da kravatı olanın fiyakasından geçilmiyordu.

Naylon, kimyevi bir maddeydi. Çabuk ve kolay üretilince, her tarafa yayıldı. Ancak, zararlarıyla beraber yayıldı.

         Yandığı zaman dumanını soluyanlar, kansere yakalandılar. Naylon’dan yapılan kaplara yiyecek koyanlar da aynı derde yakalandılar, ama sebebinin naylon olduğunu bilemediler.

Naylon’un modası geçmeden bu defa;“Perlon, VelonveViskon” çıktı.

        Teknoloji ile beraber tababet de gelişince, bunların sakıncaları da ortaya çıktı. Ama, bu arada ve bunların peşinden“Plastik” denen başka bir kimyevi madde daha çıkıverdi.

        Plastik’in, naylondan ve ötekilerinden farkı vardı. Kimi cinsleri sağlığa zararlı olduğu halde, kimileri öyle değildi. Lakin biz, ucuz olduğu için hep sağlığa zararlı olanı tercih ettik ve hala bunu yapıyoruz.

  PLASTİK, KANSER SAÇIYOR !

   20’nci asrın deva bulmaz hastalığı olarak ortaya çıkan “Kanser,” asrımızda da devam ediyor. Erken teşhis edilmesi tedavide işeyarasa da, aksi durumlarda çaresi bulunamıyor.

      İşte, bu illete sebep olan etkenlerin başında “Plastik maddeler” geliyor. Tabii ki, kanser yapan başka etkenler de var.

      Biz şimdi, kısaca bu plastik maddeler üzerinde duralım.

     Plastiğin nasıl üretildiği üzerinde durmayacağız. Şu kadarını bilelim ki, plastik genel olarak kanser yapan bir maddedir. İki cinsi vardır. Birinci cinsi, kanser oluşumunda etkili olmayan maddeden üretilir. Onu kullanmak, fazlaca  zarar vermez.

     Başka bir cinsi ise, hammaddesi kanser yapıcıdır. Ucuz olduğu için, üretimde bolca kullanılır. Denetlenmediği için de, plastik kapların ve diğer plastik ürünlerin çoğu bundan üretilir. Kanser oluşumunda, birinci derecede etkilidir.

   BUNU, NASIL ANLAYABİLİRİZ?

Gıda maddelerinin taşınması ve saklanmasında kullanılan kapların altında üçgene benzeyen bir işaret ve bu işaretin içinde de rakamlar vardır.

Eğer, bu rakamlar1, 2, 4ve 5 ise, o plastikte tehlike yok demektir. Başka bir rakam varsa, tehlike var demektir. Özellikle gıda maddesi alırken, kabın altını çevirip, buna bakmak gerekiyor.

   Başka bir tedbir olarak da, gıda maddelerini uzunca bir süre plastik kaplarda saklamamak lazım. Bu kapları, ısıdan ve özellikle güneşten mutlaka korumak gerekiyor.

     Zararsızlarından bile olsa, plastik kapları bir defalık kullanmak ve atmak lazım geliyor. Aynı kabı defalarca yıkamak ve tekrar kullanmak pek sakıncalı.

    Plastik kapların içine konulan yiyeceklerin Buzdolabı’nda saklanması, onun tehlikesini ortadan kaldırmıyor.

PLASTİK’LERDEN KORUNMANINÇARESİ

      İlk çare olarak plastik kullanmamak, onun yerine başka kapları kullanmak lazım. Eğer kullanacaksak, altındaki işaretin içindeki rakamlara bakmak gerekiyor. Başka kaplar deyince de, akla ilk önce porselen kap-kacak geliyor. Porselen ve seramik eşyanın, hiç bir tehlikesi yok.

      Bunların da kırık ve çatlakları mikrop oluşuma ve gizlenmesine sebep olacağı için, sağlam olanları tercih edilmelidir.

      Kırık ve çatlak olmamak şartıyla,  testi, çanak, çömlek gibi toprak kaplar da tercih edilmesi gereken kaplardandır.

      Sanılanın aksine, çelik tencere ve kapların çok sağlıklı olduğu söylenemez. Keza, teflon kaplar da çok sağlıklı sayılmıyor. Hele, çizilen teflon tava ve tencereler, plastikten bile daha zararlı hale gelebiliyor.

      İlk çıktığı zaman ucuz olduğu için tercih edilen alüminyum kaplar, en az plastikler kadar zararlı. Artık pek kullanılmamakla beraber, hala kullananlar var. Onların derhal terk edilmesi gerekiyor.

      Bakır kapların kalaylanarak kullanılmasının hiçbir tehlikesi olmadığı gibi, onların otantik ve nostaljik bir havası var. Ancak, onlar da artık terk edilmiş gibi.

     Son uyarımız; “Sallama” tabir edilen süzme çaylarla ilgili. Bu çayların sıcak suya batırılan ambalajları, hatta ipleri bile tehlikeli. Kullanımı kolay ve pratik olduğu için tercih edilse de, zararları büyük. O sebeple fazlaca kullanılmaması gerekiyor.

  DEVLET GÖREVİNİ YAPMIYOR !

      Değerli okuyucularım, tedavi konusunda çeşitli sağlık kurumları açarak halk sağlığına önem veren devlet, korunma konusunda gerekli tedbirleri ne yazık ki almıyor.

      Bunun birinci sebebi, salt para kazanmak için sağlığa aykırı üretim yapan iktidar yandaşlarının korunmasından ileri geliyor.

      Piyasada, sağlığa zararlı pek çok ürünün denetlenmeden satılmasının, bu konuda tedbir alınmamasının ve bu sağlık düşmanlarının teşhir edilmemesinin birinci sebebi budur.

       Ben, bu yazımla sizlere kısa bir bilgilendirmeyle, küçük bir hatırlatma yapmaya çalıştım.

      Siz, siz olun; devletten beklemeden kendi tedbirinizi kendiniz alın. Çünkü, can sizin canınız.