Değerli okuyucularım;  Çıkardıkları “Torba “ Kanunlarla ülkeyi “Çorba” ya çeviren Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı, her telden çıkardığı seslerle, bir de “Yurttan Sesler” korosu icat etti. Tıpkı, rahmetli Muzaffer Sarısözen gibi.

       Ne var ki Sarısözen’in Korosu, dinleyenlere keyif verirdi, zevk verirdi. Tayyip Erdoğan’ın  icat ettiği Koro ise, hep rahatsız etti. Cumhurbaşkanı seçilince Koro’nun yönetimini Ahmet Davutoğlu’na devretti. Ancak, Davutoğlu koroyu zor yönetiyor. Sazlar akortsuz, sesler detone.

     Hal böyle olunca, kulaklarımız ağır bir gürültü, yoğun bir ses kirliliği altında. İsterseniz, maddeler halinde birkaç örnek verelim.

1.  Tayyip Bey, IŞİD’in Musul’da tutsak ettiği rehineleri “Operasyon yaparak kurtardık.” dedi. Davutoğlu, onu hemen yalanladı ve “Anlaşarak kurtardık.” dedi. Yurttan Sesler Korosu, ilk detone sesi burada verdi. Ses veren notalar, birbirine karıştı.

2.  Tayyip Bey’in Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’ndaki konuşması sırasında salon boşalmasına rağmen, Davutoğlu bu konuşmayı pek başarılı bir konuşma olarak takdim etti.

3.  Tayyip Bey, Çankaya Köşkü’nde değil de, yeni yaptırdığı Saray’da oturacağını, Çankaya Köşkü’nü Davutoğlu’na bıraktığını beyan ettiği halde, Davutoğlu’nun burada oturmayı düşünmediği söyleniyor. Demek ki, notalar yine karıştı.

4.  Tayyip Bey, İş Dünyası ile sürekli kavgalı olduğu ve her toplantıda İş Adamları’nı fırçaladığı halde, Davutoğlu’nun aksini düşündüğü ve İş Dünyası ile iyi ilişkiler kurmak istediği anlaşılıyor.

5.  Tayyip Bey, Başbakanlığı sırasında Örtülü Ödenek’ten, kendinden önceki Başbakanların harcadıklarının toplamından çok daha fazla harcama yaptığı halde, Davutoğlu’nun harcamaları kısacağı, israfa gitmeyeceği ve harcamaların, açıklanması yasal olarak mümkün olanları açıklayacağı bildiriliyor.

6.  Tayyip Bey’in başta Koruma Ordusu olmak üzere, çok personel istihdam etmesine ve kendi işleri için büyük harcamalar yapmasına karşın, Davutoğlu’nun tasarrufa gideceği ve harcamaların çoğunu ortadan kaldırılacağı söyleniyor.

      Değerli okuyucularım; Bunlar ilk duyumlar ve olumlu işaretler. Başka duyumlar da var. İnşallah, bütün bunlar ve diğerleri söylendiği gibi olur ve ülkemizin vergileri ve diğer bütçe kalemleri bu dönemde israf edilmez ve de ülkeyle’ halkın yararına kullanılır.

Ancaaak, Tayyip Bey’in savurganlığı devam ediyor.

Ak Saray, Vahdettin Köşkü ve Diğerleri

     Tayyip Bey’in, iki mahkemenin “Olmaz Kararı”na rağmen Ankara Atatürk Orman Çiftliği’nde yaptırdığı ve partisiyle, ABD’deki Başkanlık Sarayı’ndan esinlenerek adına AK SARAY dediği  Saray’ının inşaat masrafı, bir milyar lirayı geçmiş.

     Vahdettin Köşkü, Beylerbeyi Sarayı, Dolmabahçe Sarayı, Huber Köşkü ve diğerlerine yapılan masrafları, Amerikan Başkanı  bile yapmıyor.

     Bunlar, birer “İsraf”tır ve İslam Dini’ne ve Kur’an hükmüne göre “Haram”dır.

     İmam Hatip Liseleri’nde bunlar öğretiliyor.

             Almanya, Kürt Ordusu Kuruyormuş !

   PKK, yol kesip kimlik sormaya ve Okul binalarıyla Polis araçlarını yakmaya devam ediyor.

     Almanya ise, IŞİD’e karşı savaşması için Bavyera Eyaleti’nde Kürtleri eğitmeğe başlamış. Onları silahlandırıp, Kuzey Irak’a gönderecekmiş. Yani, tam sınırımıza yerleştirecekmiş. Bunların hepsi PKK’lı.

     IŞİD’i beslersen, gün gelir onu yok etmek bahanesiyle, düşmanını sana karşı böyle güçlendirirler.

      Bu hatayı, Tayyip Bey Başbakan, Davutoğlu Dışişleri Bakanı iken yaptılar. Şimdi, biri Cumhurbaşkanı, ötekisi Başbakan. Yarın göreceksiniz, başımıza daha neler gelecek?

      Şimdi, oturup ayıklasınlar pirincin taşını bakalım.

“Rüşvet’in Kitabı” Tayyip Bey’e Verilmiş!

     Değerli okuyucularım, bu iktidar döneminde öyle şaşırtıcı olaylar duyduk ki, bunlara “Rezillik” demek çok hafif kalıyor.

    17-25 Aralık Yolsuzluk Operasyonu’ndan önce İstanbul Emniyeti, hafif dediğimiz o rezillikleri bir bir tespit etmiş ve küçük bir kitap haline getirmiş.

   Kitap, Operasyondan hemen sonra Tayyip Bey’e iletilmiş.

   Kitapta, Rüşvet ve Yolsuzluk Çetesi’nin lideri olarak nitelenen İran’lı Reza Zarrab’ın, “Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, yönetmek, üye olmak, rüşvet vermek ve almak, resmi belgede sahtecilik yapmak, Gümrük Kanunu’na muhalefet ve fuhşa aracılık” suçlarını, ortaklarıyla birlikte işlediği Tayyip Bey’e iletilmiş.

    İletilmiş, ama Tayyip Bey’in kendisi de bu kapsama alındığı için, ona yapılmak istenen baskın 17 Aralık’ta yapılamayınca, 25 Aralık’ta yapılmak istenmiş. Ondan sonrasını zaten biliyorsunuz.

    Bu kitapta, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın 32 milyon Euro ve lüks saatleri rüşvet olarak aldığı, İçişleri Bakanı Muammer Güler’in 12 milyon lira aldığı, Avrupa Bakanı Egemen Bağış’ın da 3 defa da toplam 1.5 milyon dolar rüşvet aldığı, belgeleriyle kitapta yer almış.

     Kitapta ayrıca, bu rüşvetlerin neyin karşılığı olarak alınıp verildiği de detaylarıyla açıklanmış.

     Size, kötü bir haberim var. “Bunların hepsi örtülecek.”

     Sayın dinleyiciler; Muzaffer Sarısözen, pardon Tayyip Bey yönetimindeki Yurttan Sesler Korosu’nun programı burada sona erdi.