|
||
HIRSIZLIK YOLSUZLUK RÜŞVET | ||
Köşe Yazıları Haberi | ||
Bir iktidar fanatiği, böyle diyormuş ve ekliyormuş. “Biz istersek, bu memleketi satarız. Bu millet, bize inanıyor ve nasıl olsa bizi destekliyor.” Toplumun midesini bulandıran 17-25 Aralık Yolsuzluk Operasyonu’ndan sonra, “Bu işin sonu ne olacak?” diye herkes birbirine sormuş, birbirine bakmıştı. AKP’nin hukukçu Profesörü merakla beklenen cevabı hemen vermiş ve; “Bunun sonunda hiçbir şey olmayacak. Bu yolsuzluklar doğru olsa bile, halk bize inanıyor.” demişti. Dikkat edelim, Burhan Kuzu adlı bu muhterem, “Bunlar iftira, bunlar doğru değil.” demiyordu. Kabulleniyor ve “Siz, ne derseniz deyin, halk bize inanıyor.” diyerek, beklenmeyen bu cevabı veriyordu. Burhan Kuzu haklıydı. Aradan 8 ay bile geçmedi ki, halkın % 52 si, bu açık yolsuzluklara inanmadığını, ya da inanmış olsa bile içine sindirip % 52 oyla partinin Genel Başkanı’nı Cumhurbaşkanı seçmişti. Hal böyle olunca, bir fanatik yandaş ortaya çıkıyor ve; “Hırsızlık, yolsuzluk, rüşvet, Sen yine de haline şükret.” diyor ve ekliyor. “Biz istersek, bu memleketi bile satarız. Çünkü, bu millet bize inanıyor ve bizi destekliyor.” Bu fanatiğin Burhan Kuzu’dan hiçbir farkı yok. O da, kılavuz seçtiği o muhteremden öğrendiğini söylüyor. YOLSUZLUK, SADECE PARA-PUL’LA OLMUYOR Değerli okuyucularım; 12 yıldan beri bu ülkeyi tek başına yöneten Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı, ayyuka çıkan yolsuzluklarını sadece para pul, mal-mülk üzerinde yapmadı. Devlet yönetiminin omurgasını teşkil eden Bürokrasi’de de, bir sürü koltuk ya da makam yolsuzluğu yaptı ve yapmaya devam ediyor. Bu da, yolsuzluğun başka bir çeşidiydi. İki gün önce, Cumhuriyet Halk Partisi’nin Sözcüsü, isim isim açıkladı. Başta liderleri olmak üzere, Partide koltuk kapan ya da hükümete giren bir çok kişi, bürokrasinin kimi koltuklarını da haksız yere ele geçirmişler. CHP Sözcüsü, tespit ettiği 80 den fazla kişinin adını açıkladı, ancak ben daha çok dikkat çekenlerden 13 kişiyi, virgülüne dokunmadan örnek olarak vereceğim. HAK ETMEDEN, KİM HANGİ MAKAM’A ATANMIŞ? * Tayyip Erdoğan’ın teyzesinin oğlu İbrahim Er, öğretmen iken önce İlköğretim Genel Müdür Yardımcılığına, sonra Genel Müdürlüğe, daha sonra da Danıştay Üyeliği’ne atanmış. (Bürokrasinin tepesinden geliyorum. 35 yıl içinde böyle bir örneğe hiç rastlamadım.) * Erdoğan’ın teyzesinin diğer oğlu Recep Ali Er de, KYK Genel Müdür Yardımcısı yapılmış. * Yine Erdoğan’ın akrabası Recep Ali Erdoğan da, iki yıllık İtfaiyecilik mezunu olduğu halde, KOSGEB İnsan Kaynakları Daire Başkanı yapılmış. * Erdoğan’ın Özel Kalem Müdürü’nün kardeşi olan Ömer Faruk Can, yasaya aykırı olarak sınav yapılmadan Telekominikasyon Başkanlığı’na Uzman yapılmış. * Oğul Bilal Erdoğan’ın İmam Hatip’ten arkadaşı olan İbrahim Eren, TRT Genel Müdür Yardımcısı yapılmış. * TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in oğlu Ahmet Çiçek, Enerji Piyasası Denetleme Kurulu üyesi yapılmış. * Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın Danışmanı Metin Karadağ, TİB’e Uzman yapılmış. * Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in baldızı olan öğretmen Esin Kara, sınavsız olarak TOKİ’ye atanırken, eşi de AB Bakanlığına Danışman yapılmış. * Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz’ın ağabeyinin bacanağı Mustafa Yaman, TİB’e Uzman yapılmış. (Bu Bakan kendini savunurken, “O kişi benim değil, ağabeyimin bacanağı” diyor. Savunmayı görüyor musunuz? Tam Savunma Bakanı) * Milli Eğitim Bakanı Nabi Avc’nın yeğeninin eşi Ahmet Onur Ak, aynı Bakan’a Danışman yapılmış. Gümrük Bakanı Nurettin Canikli’nin bacanağı Orhan Öğe, Savunma Sanayi Müsteşar Yardımcısı yapılmış. * Gaziantep Belediye Başkanı ve eski Aile Bakanı Fatma Şahin’in kardeşi olan Ünal Kıymık, Muş Valiliği Özel Kalem Müdürü yapılmış. * Oğlu, bir oda para, para kasaları ve para sayma makinesiyle basılan İçişleri Bakanı Muammer Güler’in barmenlik ve bateristlik yapan yeğeni Hakan Güler, Avrupa Birliği Uzmanı yapılmış. (Muhtemelen, Avrupalı konuklara bateri çalıp, içki ikramında bulunacak.) Uzman ya da Danışman demek, o işin bütün kademelerinden geçmiş ve o konuda her şeyi öğrenmiş, bilmiş kişi demektir. Bu kişiler, acaba neyin uzmanı ve Bakanlar bunlara acaba neyi danışacak? Kargalar, işte bunlara gülüyor. OYSA, KUR’AN-I KERİM, “İŞİ EHLİNE VERİN.” DİYOR. Pek tabii ki, bunu Yüce Yaradan söylüyor. Bu iktidar döneminde, sadece bu konuda değil, yüce dinimizin emrettiği öteki konularda da, Yaradan’ın buyruklarına aldırış etmediler. Dinimiz neyi emretmişse, hep tersini yaptılar. Doğru yaptıkları bir şey varsa, onu da inanarak değil, mutlaka işin sonunda bir çıkar gördükleri için yaptılar. Görüştüğüm hemen bütün vatandaşlar, bunu söylüyor ve buna inanıyor. Onlar, her ne kadar; “Halk bize inanıyor.” dese de, “Asla inanmıyor.”, ama karşılarına alternatif çıkmıyor ki. Muhalefetin halini görüyorsunuz. Kanaatim o ki, Türk siyasi tarihinde bu muhalefet kadar beceriksiz, basiretsiz ve dirayetsiz bir muhalefet görülmedi. O halde, yine başa dönelim ve o iktidar fanatiğinin sözüne bakalım. Ne diyordu? “Hırsızlık, yolsuzluk, rüşvet, Sen yine de haline şükret” Değerli okuyucularım, yine de halimize şükredelim. “Makul şüpheli” deyip, henüz ayağımızdan donumuzu almadılar. |
||
|
||
Etiketler: |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.