|
||
Kişini kendi haline bırakmamak | ||
Köşe Yazıları Haberi | ||
Kişinin canının sıkılmasıyla kendine "ne yapabilirim?" sorusunu sorup, şartlar gereği en uygun cevabı vererek bulabileceği çözümlerdir. Her insanın zaman zaman içine düştüğü bir durumdur can sıkıntısı. Ruhunuz bir kapalı kutuya koyulmuş gibi hissedersiniz. Bu anlarda hiçbir şey yapmak istemez insan. Hiçbir şeyden zevk almazsınız. Normalde bile sizi eğlendiren şeyler zevk vermemeye başlar. Dışarı çıkmak istemezsiniz, kimseyle konuşmak istemezsiniz. Tabi bu biraz ağır halidir can sıkıntısının. Bu noktada dikkat etmek gerekir. Sık sık tekrarlanıyorsa can sıkıntısı kısmi depresyona dönüşmüş olabilir. İlerlemesi durumunda önlem almak gerekir. Bu önlen profesyonel, tıbbi yardımla olmalıdır. Çünkü bazı durumlarda kendi haline bırakıldığı zaman kişi farkında olmadan ilerleyip hastalığa dönüşme ihtimali dahi vardır. Can sıkıntısı evrenin temeli olabileceğinin bir göstergesi. Can sıkıntısı, dikkatin yönelemediği duygusal durumdur. Boşlukta kalma hissidir. Birçok anlamı içinde barındıran bir sözdür. Can sıkıntısı istenen bir durum olmadığı aşikar, ancak kaçınılmaz bir durum olduğunu da söylemeliyiz. Hedefine ulaşan canlı daha yüksek-başka-değişik amaçlar edinmek ister. Kültürün birçok öğesi fizyolojik ihtiyaçlarını tamamlamış insanların can sıkıntısından kaynaklanır. Yemek, barınma, güvenlik ihtiyacını karşılayan insanlar kalan zamanlarında sanatla uğraşmak, buluşlar yapıp kendilerini oyalamanın farklı yollarını buldular. Çoğunlukla oyun oynadılar. Çok azı can sıkıntısından kötü şeylere kalkıştı. Can sıkıntısından iyi şeylerin yapıldığını toplum olarak yaşamımızda görebiliriz. Her ne kadar can sıkıntısından sömüren, savaşan, kötülük yapanlar mevcutsa da insanlığın doğadaki konumu onun işbirlikçi anlayışına kanıttır. İnsanlar birlik olup, iyi şeyler yapmasaydı birbirimizi öldürüp yemekle meşgul olurduk. Bunu yapanlar halen var ancak bunu onarılması gereken küçük bir yanlış olarak düşünebiliriz. Can sıkıntısı neler yaptırmıştır, bunu bütün insan kültüründe görebilirsiniz. Her şey karnını doyuran insanın oyunlarıyla oluşmuştur. Can sıkıntısının nasıl geçeceği de burada ortaya çıkar. İnsanlığın tarihinde en çok başvurulan çözümler kültürün de gidişatını belirlemiştir. İnsanın sıkıntıdan yaptıkları insanlık oluvermiştir. İletişim: İnsanın doğadan ayrılan yönü. En başarılı olduğumuz konu. İnsanların ilk çaresi. Kendimizi güvende hissettiğimizde yaptığımız ilk şey. Birileriyle sohbet etmek, konuşmak en ilkel, basit ve başarılı çözümdür. Çevrenizle iletişime geçin. Yakınlarınızı arayın. Onlara yazın. Kimse dostça bir merhabayı yanlış anlamaz. Uzaklara da yazabilirsiniz. Sosyalleşmek: Eşinizi, arkadaşınızı, ailenizi, çevrenizi mutlu etmeyi deneyin. Bazen yakınınızdakileri güldürmek en büyük mutluluktur. Çocuğunuz varsa onunla vakit geçirin. Bundan daha iyi bir uğraş olamaz. İnsana bir şeyler katmak, kendini geleceğe taşımaktır. Bunlar hiçbir yenilik getirmeyen ama tüm dünyanın bildiği mecralar. Bunun nedeni insanlara büyük bir toplumlaşma ve sosyalleşme fırsatı sunmalarıdır. Gönüllülük: Gönüllü işlerde bulunarak enerjinizi hem kendinize, hem de başkalarına faydalı şekilde harcayabilirsiniz. Tema, Kızılay, BM gönüllüsü olmak hem deneyim hem de mutluluk getirecek değerli uğraşlardandır. En büyük mutluluk başkalarını mutlu etmektir. Neden tek başınıza olasınız? Mutluluk hep birlikte tanımladığımız bir duygusal durumdur. Bunu diğerleriyle yaşamak mutluluğumuzu artıracaktır. Doğaya karışmak: Doğayı sadece izlemek bile büyük bir eğlence kaynağıdır. Bir ağaca öylece bakmak dahi büyüleyicidir. Gökyüzüne doğru uzanan, dışarıya karşı güçlü ama bir o kadar da yardımsever bir ağaç. Her şeyiyle canlı bir abide. Bir bitki yetiştirmek, doğa harikalarını görmek, onları araştırmak hayata karışmaktır. Evinizin balkonunda hiçbir masraf yapmadan bile bunu gerçekleştirebilirsiniz. Çöpe atarak doğaya zarar vereceğiniz plastik kaplarınıza bitki ekebilirsiniz. Unutmayın, sıkıntı zihinsel bir durumdur, fiziksel değil. Siz sıkıldım demedikçe sıkılmış sayılmazsınız. Sıkıntının nedeni nedir? Neden diğer zamanlar sıkılmadınız da şimdi sıkıldınız? Sıkıntı tedavi edilmesi gereken bir şey değildir. Anlamak ve düşünmek gerekir. Tedavisi olmayan/ tedavi gerekmeyen bir durum için çare aramayın. Sıkıntıyı zihnimizde ürettiğimize göre, yanıtını da ancak kendimizde bulabiliriz.
|
||
|
||
Etiketler: |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.