Moved Permanently

İnsanlar hak ettiği şekilde yönetilir. Aslında günümüz siyaset anlayışında pek de geçerli sayılamayacak önermedir. Nitekim bir milletin kaderini belirleyen sadece hükümet değil dış güçler, medya, bankalar ve dini örgütlenmelerdir de. Haliyle iyi yönetilmeye layık bir milletten söz ediyor olsak bile buna izin vermeyebilecek müdahaleler olacaktır. Bunun adı da otorite yönetim biçimidir.

Türkiye'de birileri siyaseti kariyer yapmak ve zenginliğini artırmak için yapar. Birileri ise hazır elinde ne var ne yok harcar ve takoza çıkar.
Halkımız siyasette köşe olanları da bilir, hazır elindekileri bitirip sürünenleri de tanır. Yani bunların birçoğunu hepimiz tanıyoruz!
 
Nedense kaybedenlerin değeri bilinmez ama köşe dönenlerin itibarı fazlasıyla artmıştır. Gelenekmiş gibi de devam ederler. Siyasetin ahtı vefası da yoktur. Birilerini belli noktalara taşırsın, bir zaman sonra bakarsın ki seni tanımaz ve suratını döner geçer.

Son yıllarda siyasetimizde ilginçlikler yaşanıyor. Demokratik açılım ve değişim "İdeoloji" ile ‘Hizmet edebilme’ anlayışlarında gerekçeleri kabullenilse ya da kabullenilmese de "Siyasette yer alabilme" uğruna ilginç açıklamalar başını aldı gidiyor. Yani milletvekili aday adaylarımızın cilveli siyaseti şimdilik devam ediyor. Ne zamana kadar, 7 Haziran 2015 seçimlerine kadar. Ondan sonra ne olacak? Her zaman olduğu gibi yine aynı tas aynı hamam devam edecek. Gerçi toplumumuzda buna müsait. Herkes hak ettiği şekilde yönetilecek. 
Başına geçecek yüce şahsiyetleri hür iradesiyle seçen tüm halklar için geçerli cümle. Hatta kimisi seçmez, başbakanın adını bile bilmez, kendi dalgasına bakar. Sonra da oturup kahvehane köşelerinde "ah ben başkan olacaktım kiii" nutukları çeker.

Bizim ülkemizde toplumsal gelişim ideal şekilde gerçekleşmişse söylenebilecek cümledir. Fakat bizim gibi ülkeler söz konusu olduğunda, aydını ve politikacısı birlikte düşünülerek "her güç sahibi, yönetmek istediği gibi bir halka sahiptir"e dönüşmesi gereken anlayış.

Vatandaşımız hep kolaya kaçan bir bakış açısına sahip. Bence halkımız böyle yönetilmeyi hak etmiyor, hiç kimse kötü yönetilmeyi hak etmez. Hatta bölücü çerçeveden bakacak olursak dahi kimse kötü bir şekilde yönetilmeyi hak etmez.

Başka bir soru da "seçimin olduğu sistemlerde halk gerçekten yönetici mi seçiyor yoksa ayrıcalıklı sınıfın dediğini yapacak ve biraz da o ayrıcalığın kaymağını yiyecek adamı mı belirliyor?" olmalı.

Yanlış olduğu düşünüldüğünde başımızdakileri hak ettiğimizi gösteren, bu yüzden de doğru olan önermedir. Başımızdakilere bakıyoruz maalesef ki görüyoruz durumu rahatça. Tabi ne zaman hak ederiz iyi bir yönetimi onu zaman gösterecek. Sonsuza kadar hak etmiyoruz diye bir şey yok. Elbette bir gün gelir doğru bir yönetici ile yönetileceğiz.

Kabul etmek gerekir ki muhalefet liderinden Kemal Kılıçdaroğlu ile Devlet Bahçeli iyi konuşuyor. Katıldığı programları izlediğimizde görüyoruz ki açılan ortayı gole çevirmek gibi yetenekleri var. Ancak kimse kusura bakmasın, medya yanlı davranıyor. Muhalefet liderlerin konuşmalarında cümleleri bitirmeden kesiliyor. Liderlerin ne konuştukları anlaşılmıyor. Bu nedenle vatandaş her iki liderin iyi muhalefet yapmadığını söylüyor. Hal böyle olunca liderler kendini ifade etme şansını bulamıyor.