1946 yılından beri çok seçim gördük, ama böylesini hiç görmedik. Çok sayıda genel ve yerel seçim yapıldı. Hiç bir Cumhurbaşkanı’nın, ettiği yemini inkar edercesine bir parti için çalıştığı, şimdiye kadar hiç görülmedi.

     Tayyip Bey, çok heveslendiği Cumhurbaşkanlığı’nı elde etmesine rağmen, partisinden bir türlü kopamadı. 10 aydan beri bir Cumhurbaşkanı gibi değil, sanki Başbakan ve AKP Genel Başkanı’ymış gibi davranıyor ve seçim dolayısıyla, durmadan eski partisi için çalışıyor.

    Tarafsız görev yapacağına dair, namus ve şerefi üstüne ettiği yemini takmıyor. Anayasa’ya rağmen, tarafsız davranmıyor. Daha doğrusu, Anayasa’yı da takmıyor.

    Seçimlerin dürüst yapılması için Anayasa ile görevlendirilen Yüksek Seçim Kurulu da ondan yana çıkınca, biz hala dürüst seçim bekliyoruz, boşuna…

                                              İSTANBUL’UN FETHİ’YMİŞ…

     Cumhurbaşkanı, yarın İstanbul Yenikapı da Fethin 562’nci yılını kutlayacakmış. AKP, geçen yıllarda yapmadığını bu sene bilhassa yapıyor. Çünkü, bunu fırsat bilip İstanbul’da büyük bir seçim mitingi yapacak. Yandaş bütün TV kanalları ile yalaka basın orada olacak ve ertesi günü kim bilir neler yazacaklar ve akşamında da, ne menem haberler izleyeceğiz?

    Bence, yazılacak ve verilecek haberlerin, hiçbir haber değeri olmayacak. Çünkü, maksat Fetih yıldönümünü kutlamak değil, düpedüz seçim propagandası yapmak.

     Değerli okuyucularım; Seçim havasına girildiğinden beri, hem Cumhurbaşkanı, hem de Başbakan devletin parasını ve bütün imkanlarını kullanıp, AKP için seçim çalışması yapıyorlar.

    Devletin bütçesinden korkunç paralar harcıyorlar. Devletin bütün araçları AKP için çalışıyor. Camiler, okullar seçim propagandası için kullanılıyor. Öğrenciler ve devlet memurları da keza. Şimdiye kadar böyle bir seçim hiç görülmedi.

                                    TAYYİP ERDOĞAN, İYİCE İLAHLAŞTIRILDI!

    Son olarak Yasin Aktan adlı bir AKP Milletvekili (nasıl olduysa, Profesörlüğü de var) Müslümanların dilinden düşmeyen Salavat-ı Şerif’i  (yani … Salli ala Muhammed)) değiştirip, “Serok Tayyip Erdoğan, Salli Ala Muhammad” deyiverdi.

     Bu defa, böylece Tayyip Beyi Hz. Peygamber’in yerine koydu.

     Bu söz üzerine, Cüppeli Ahmat Hoca bile dayanamadı ve bu sözü söyleyen Vekil için, “Artık kafirdir ve dinden çıkmıştır.” demek zorunda kaldı.

   Bu bir şey değil. Daha önce de Düzce’nin İmam Hatip Lisesi mezunu bir AKP Milletvekili; “Benim liderim, Allah’ın bütün vasıflarını taşıyor.” diyerek, onu Allah’la eş tutmuştu. Yani, açıkça Allah’a “şirk” koşmuştu. Tayyip Bey’dense, hiçbir tepki gelmemişti. Çok sayıda, başka örnekler de var.

Mesela, bir AKP İl Başkanı; “Tayyip Erdoğan, bizim için  ikinci Peygamberdir.”

Bir AKP Milletvekili; “Tayyip Erdoğan’a dokunmak bile ibadettir.”

Bir AKP’li Bakan;  “Tayyip Erdoğan’ın doğduğu şehir mübarektir.”

Bir AKP’li Belediye Başkanı, “Tayyip Erdoğan’ın çıktığı televizyonu, yere koymak günahtır.”

Bir AKP Milletvekili; “Tayyip Erdoğan; Hz. İbrahim’e kadar uzanan davanın son neferidir.”

      Başka bir AKP’li Bakan; “Tayyip Erdoğan’ı karşılamak üzere Tarih de, Coğrafya da kıyama (ayağa) kalkıyor.”

      İşte, bu şekilde kutsanan ve uğruna Allah’a şirk koşulan Cumhurbaşkanı, haftalardır seçim meydanlarında. Bir türlü kopamadığı partisine oy verilmesi için çırpınıyor.

      Hemen hepsinin günahları çok da. Hiç korkmadan, bu büyük günahları nasıl işliyorlar? Anlamıyorum.

        Konuştuğum pek çok okuyucum, pek çok vatandaşımız; “Millet artık uyandı. Bunların, 17-25 Aralık’ta, zaten ipleri çekilmişti. Millet, daha önceki seçimlerde yaptığı hatayı, bu seçimde yapmayacak. Milleti kandırıp, Allah’la aldatan ancak, Allah’tan korkmayan ve devleti sömüren insanlara artık iktidar vermeyecek. Yetti artık!” diyor.

      Ne var ki, halkın bu isteğinin olabilmesi için, “dürüst bir seçim” yapılması gerekiyor.

      Dürüst bir seçim yapılacağına, siz inanıyor musunuz?