Siyasetin akbabaları ve çakalları, öyle ki bir aileden, birkaç kişi, farklı farklı, siyasi partilerde  görev almayı becerebilme başarısına çalışmakta, hangi siyasi görüş iktidarda olursa olsun, işini  rahatlıkla her dönem yürütmesini becerebilme maharetinin övüncünü kendisinde taşımaktadırlar. Akbabalar ve çakallar yalnızca siyaset sahnesinde yer almazlar. Bir yerde "Leş" varsa mutlaka  orada yerini bir şekilde alırlar. Çünkü akbabaların ve çakalların bir tek hesabı var o da "Leş."   Yani anlayacağınız akbabalar ne kadar yüksekten de uçsalar, leşin kokusunu hissederler ve "Leşe"  dalarlar. Yeter ki  "Leşin" kokusunu alsınlar.
Siyasetin de akbabaları aynı "Leş kuşu" akbabalar gibidir, yeter ki seçim olsun ister genel ister  yerel fark etmez onlar için. Onlar için fark eden tek bir şey var o da çıkarları ve menfaatleridir. Akbabalar ne kadar yüksekten de uçsalar, leşin kokusunu hissederler ve leşe dalarlar. Siyasetinde akbabaları aynı leş kuşu akbabalar gibidir, yeter ki seçim olsun ister genel ister yerel fark etmez onlar için. Bu siyasetin akbabaları sadece yerel veya genel seçimlerle yetinmezler, sivil toplum kuruluşlarında, spor kulüplerinde, dernek başkanlığı seçimlerinde hemen balıklama dalarlar.

Bunların siyasi görüşü veya ideolojisi olmaz, bu tip siyasi akbabalar, sadece makam veya mertebe ve paranın esiridirler.
Bir diğeri ise çakallar, bu hayvanlar bazen ikili üçlü bazen sürü halinde dolaşırlar, yani zararlı  hayvan türlülerin başında gelmektedirler. Siyasetin de çakalları olmaz mı? Tabii ki var. Tüm  Türkiye genelinde olduğu gibi Saray'da da varlardır. Tıpkı çakal hayvanı gibi fırsatçı olup, sisli  havaları fırsat kollarlar. Bu çakallar, siyasi partisinden, dışlanmış yani atıl olmuş, veya arzu ettiği  il genel ve belediye meclis üyeliği adaylığını alamayacağını hissetmiş olan çakal siyasetçi kişiler,  üyesi olduğu partinin mensuplarını karalamak, onlara aslı astarı olmayan çirkin yakıştırmalarla,  çakallık yaptığını sananlar, işte bunlarda siyasetin çakallarıdır. Siyasi çakallar toplumlara, hayvan türü çakallar ise köylünün tarla ve tarım ürünlerine zarar vermektedirler.
Milletvekili adayları bana öyle geliyor ki, genel seçim endişesi ve korkusu içindeler. Tekirdağ'daki siyasi çakallar, şeytani düşünceler içinde olup, nasıl yapar ve ederiz ki Ankara yoluna takoz koyarız hesapları içindeler.

Yazımın başında dediğim gibi bu siyasetin akbabaları ve çakalları, rahat durmazlar, Ali Cengiz  oyunu oynarlar. Maalesef bu Ali Cengiz oyunlarının aktörlerine yardım ve yandaşlık yapanlar  Tekirdağ'dandır. Saray'ın nüfus veya ekonomi hacminin, Tekirdağ ile eş değerde olmaması,  tünellerin ötesini rahatsız ve tedirgin etmektedir. Bu fırsatın önünü kesmeye çalışan, tünellerin  ötesindeki Ali Cengiz oyunlarının yanında yer alan, Saray'da iş yapan veya siyaset yapan her kim  olursa olsun Saray haini değil de nedir sevgili okurlarım?..