|
||
Tükürmeyi neden çok severiz? | ||
Köşe Yazıları Haberi | ||
Değerli okuyucularım. Ben zaman zaman bu köşemde "Yerlere tükürme" ile ilgili yazı yazıyorum. Yazdığım yazıların büyük bir bölümü, "Bir daha yerlere tükürülmesin" diye uyarı şeklinde yazmaktayım. Oysa bizim millet yere tükürme alışkanlığından bir türlü vazgeçmiyor. Özellikle, biz Türk toplumu olarak yerlere tükürmeyi çok severiz. Yerlere tükürme alışkanlığımız filmlerde dahi konu olmuştur. Hatırlarsınız, İlyas Salman ve Şener Şen'in "Banker Bilo'nun filminde" dahi işlenmiş ve yerlere tükürme sahnesi toplumda bir alışkanlık haline gelmiştir. İki arkadaş yolda yürürken biri yere tükürdüğünde diğeri de ona bakarak, o da yere tükürmeye başlıyor. İşte o zaman toplumda bir alışkanlık oluşuyor. Meşhur bir ata sözümüz var. "Alışmış kudurmuştan beterdir" bizde de bu alışkanlık olmuş. Böylelikle yerlere daha çok tükürmeye çalışıyoruz. Toplum olarak birilerine kızar yüzüne tükürürüz, ağzına tükürürüz. Beğenmediğimiz bir durumla karşılaşınca ‘Ben bu işin içine tüküreyim’ diyerek celalleniriz. Ama bu kelime ile ilgili en kötü alışkanlığımız yerlere tükürmek olmalı. Özellikle kış aylarda yerlere tükürme alışkanlığımız oldukça çok fazla. Sokaklarda, caddelerde yürümek neredeyse imkansız hale gelmiş. Yürürken gözlerin açık mı olmalı yoksa kapalı mı? Bir türlü kestiremiyor insan. Çünkü ağızlarını bir türlü kapatmayanlar adım başı tükürüyor ve siz böyle iğrenç bir manzara karşısında gözlerinizi kapasanız bu pisliklere basmak zorunda kalıyorsunuz; açsanız içiniz dışınıza çıkacak kadar mideniz bulanıyor. Gerçek medeniyet önce temizlik demektir. Medeni bir toplumda tükürme alışkanlığı olamaz, olmamalıdır. Ne yere ne de bir başka yere… İRAN'LI ÜNLÜ BİR DÜŞÜNÜRÜN HİKAYESİ
|
||
|
||
Etiketler: |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.