Moved Permanently

Okuyan, hakkında başlatılan soruşturma, son günlerde tartışılan barınma sorunu, laiklik ve seçim tartışmalarına ilişkin açıklamalarda bulundu.

Soruşturmayı beklediklerini ancak sözlerinde suç unsuru bulunmadığını söyleyen Okuyan, açıklamalarının ardından yandaş medyada kendisine yapılan saldırıları hatırlattı. "Halk arasında endişe, korku ve panik yaratmak" şeklindeki suçlama maddesinin ilginç olduğunu dile getiren Okuyan, "AKP giderse panik mi başlar bu ülkede? Bunu demek istiyorlar." ifadelerini kullandı.

Seçimden önce iktidar değişikliğine işaret ettiğini ancak insanların darbe söylemleriyle korkutulduğunu belirten Okuyan, "TKP kategorik olarak darbelere karşı çıkan bir partidir. Ancak şu unutuluyor, siyaset seçim değildir. Hükümetler seçim dışında da giderler. İlk akla darbe gelmesi kendi zihniyetleridir" dedi.

'İşçi sınıfı iktidarında herkesin evi olacak'

Son dönemdeki zamlar ve ev kiraları artışı nedeniyle oluşan barınma sorununa ilişkin TKP'nin 12 Eylül Kartal Mitingi'nde yaptığı konuşma sosyal medyada gündem olan Okuyan, Çelik'in konuyla ilgili sorusuna şöyle yanıt verdi:

"Herkes kira derdinde ve bu acıklı tabloya eklenen başka bir şey daha var, o da büyük şehirlerdeki ihtiyaç fazlası konutlar. Öte yandan yoksullar başlarını sokacak bir ev arıyorlar. Ülkede bir işçi sınıfı iktidarında, TKP iktidarında herkesin evi ve insanca koşullarda tatil yapma hakkı olacak. Bunu sağlayacak kaynakları yaratırız.

Eşitlikçi bir düzen kuracağız derken insanların ihtiyaçlarının karşılanmasından bahsediyoruz. Türkiye'de elektrik faturaları her ay zamlanıyor. Ama elektriği kısmak bir noktadan sonra mümkün değil. Aydınlanma, ısınma vazgeçilmez haklarımız. Bu hakların hemen karşılanması lazım. Su, aydınlanma, eğitim, sağlık ihtiyaçtır."

'Emekçi halkın çıkarlarını savunan bir ittifakın ortaya çıkması mümkün'

Erken seçim tartışmalarına ilişkin ise Okuyan, "Erken seçim çağrısı tabi ki yapılabilir. Ama toplumu sürekli seçim gündemi ile meşgul etmek doğru değil. Buradan çözüm çıkmıyor. Toplum atıllaşıyor. Önemli olan toplumun örgütlü hale gelmesini sağlamak" dedi.

Ortak ilkeler çerçevesinde seçimle de sınırlı kalmayan bir cephe kurulabileceğini belirten Okuyan, "Türkiye'de emperyalist merkezlerden, sermaye düzeninden bağımsız, emekçi halkın çıkarlarını savunan bir ittifakın ortaya çıkması mümkün" diye konuştu.

'Diyanet İşleri Başkanı suç işliyor'

Son günlerde yeniden başlayan laiklik tartışmalarına ilişkin ise TKP Genel Sekreteri, "Diyanet Başkanı bu konuşmaları yapmasa da laikliği zaten bitirdiler ama üzerinde tepinme ihtiyacı duyuyorlar. Aslında bir bürokrata bu konuda görev vermiş oldular. Toplumun bütün sinir uçlarıyla oynuyor. Canlı tutuyor bu meseleyi" ifadesini kullandı.

"Süreklileşmiş bir biçimde laikliğe saldırmak, bunu gündemde tutmak zorundalar" diyen Okuyan şunları söyledi: 

"Diyanet İşleri Başkanı ilginç bir kişilik ve kendisine olan tepkilerden rahatsız olmuyor. 'Günaydın dememek lazım' demiş. Sana mı soracağız ne diyeceğimizi, isteyen istediğini desin. Bir devlet görevlisi, kendi kafasındaki dinsel kurallarla toplumsal hayata şekil vermeye çalışıyor. Biz kamusal hayatın dinsel referanslarla asla ama asla şekillenemeyeceğini söylüyoruz. Doğrudan bunu AKP yöneticilerinin yapması daha çok tepki çektiğinden Diyanet İşleri Başkanı bu açıklamaları yapıyor. Bir tür şeyhülislam yarattılar. Biz bunu kabul etmiyoruz. Kendisi toplumsal hayata müdahale etmekten vazgeçmeli, suç işliyor. Bu suçların da karşılığı olur."