Güneşin kavuştuğu zamanlar gökyüzü kızıla boyanmış, hava hafifçe kararmaya başlamıştı. Yorgun iş dönüşleri, otobüsün sol camından dışarıyı seyrederek geçiyordu zaman. Artarda birbirini kovalayan ağaçlar nasılda sıra sıra dizilmişti. Otobüsün arka kısımlarından gelen ağlayan çocuk sesi ve ondan rahatsız olduğu için mırıldanan gergin insanların sesi. Zamanla alışıyor kulakların, yol uzun. Derinden gelen radyoda çalan bir şarkı ezgisi, hiç yoktan anımsatmıştı seni. Aklıma gelişini sevdiğim yar nasılda darmaduman ediyorsun beni. Gerçi ben alıştım sanmıştım yokluğuna, geçti sanmıştım ya da geçtiğine inandırmıştım kendimi. Hiç bilmezdim birkaç şarkı sözü ile gözlerim uzaklara dalacak, hiç tahmin etmezdim uzaklara dalan gözlerim seni arayacak. Ama hiç kavuşmadığın birinden ayrılmak ne demek iyi bilirim ben. Şurana hiç sönmeyecekmiş gibi bir ateş düşüyor ve küle çeviriyor yüreğini. Ateşin yaktığını kimse öğretmedi anlatmadı bana ben elimi değdirdiğimde canımın yanması ile öğrendim ateşin can yaktığını. Sen de aynı şekilde girmedin mi hayatıma? Öyle güzel gülüyordun ki, sana akıp giden yüreğime dur diyemedim. Gülüşünden öpmenin yüreğimi acıtacağının bilemedim. Ellerinde papatyalar ile geldiğinde saçlarıma değil yüreğime dokunmuştun. “Seni görmem gerek” diye yazdığımda “arkana bak buradayım” diye cevap alacağımı hiç düşünmemiştim. Güne seninle başlamak anlamlandırmıştı hayatımı. Her şeyin kötü gittiği anda başımı kaldırdığım yerde bana bakan gülümseyen gözlerini görmek, gönlüme baharı getirmişti… Yüreğime düşen ilk cemreydin sen, seninle bahar gelmişti ömrüme… Oysa bilmem anlamam gerekirdi, seninle iki ayrı mevsimin yağmuruyduk biz. Sonu baştan belli bir hikayeydi bizimkisi. Belki de biliyorduk ta karşı koyamadık bir türlü o heyecana. O kadar hasret kalmıştık ki güzel şeyler yaşamaya, sevmeye, sevilmeye yüreğimizin hükmetmesine izin verdik. Şimdi ise sil yüreğinden beni yar, unut geçmiş denen o güzel günleri. Nasılsa bu aşk ayrılığa gebe, nasılsa yarım kalacaktık ikimizde… Unut demek kolay dediğini duyar gibiyim. Farkındayım, bende çok başarılı değilim açıkçası bu konuda. Hep bir soru işareti kafamda. Belki de her şey farklı olabilirdi. Seni unutmak için verdiğim mücadeleyi, sen beni sevmek için harcasaydın keşke, belki o zaman bir sonu olurdu bu hikayenin. Şimdi ise arafta kalmış, bir sona bile değer görülmemiş hikayenin isimsiz kahramanlarıyız… Hiç yokken bile herkesten çoksun sen. Bunu nasıl başarıyorsun anlamıyorum |