Moved Permanently

Ak Parti’de kongre süreci devam ederken mevcut başkan Özkan Yaman, Eylül ayında yapılacak olan kongrede aday olmayacağını açıkladı. 3 yıldır bu görevi sürdüren ve Eylül ayında başkanlığı bırakacak olan Özkan Yaman ben dahil geniş kitlelerce haklı haksız eleştirildi. Saray bu kadar kötü durumdayken muhalefet eksikliği göze çarpıyor bu süreçte de göze en çok Özkan Yaman batıyordu. Ta ki İl Başkanlığı görevine Cüneyt Yüksel gelene kadar. Cüneyt Yüksel göreve başladıktan sonra ilçe teşkilatı da çalışmaya başlamış, Özkan Yaman muhalefet görevini layıkıyla yerine getirmişti. O zaman gözden kaçırılan bir gerçek ortaya çıktı, bilinir ki Ak Parti’de yukarıdan talimat gelmeden veya plan proje yapılmadan ilçe teşkilatları pek bir şey yapamaz. Bu gerçekle birlikte Özkan Yaman’a haksız eleştirilerde getirildi. Fakat Özkan Yaman’a en çok haksızlığı partide eskiden görev almış isimler yaptı bu inkar edilemez bir gerçek. Bir ilçe başkanına partinin eski yöneticileri tarafından bu kadar eleştiri getirmek yaralamak bazen de ufak düşürmeye çalışmak ve bunu herkesin önünde yapmak sanıyorum ki Özkan Yaman’ı kötü etkilemiştir. Bu yüzdendir ki Ak Parti referandum sürecinde dahi bir araya gelemedi. Referandum çalışmalarında sahada eski yöneticilerden hiç kimseyi göremedik keza 15 Temmuz etkinliklerinde de aynı şekilde. Bu demek oluyor ki eski yöneticiler partileri için en önemli zamanlarda ilçe başkanlarını yalnız bıraktılar ve bu yüzden şapkalarını önüne koyup bir düşünmelerinde fayda var.
Gelelim Özkan Yaman döneminin nasıl geçtiğine. Saray Devlet Hastanesi yeni binasının yapımı Özkan Yaman döneminden önce başladı, sorunsuz bir şekilde onun döneminde faaliyete girdi. DSİ dere ıslah çalışmalarına yine bu dönemde başladı. Çevre yolu çalışmalarının hızlanması bu döneme denk geldi. Bu yatırımların sıkıntılı yatırım olduğu bir gerçek. Zira hastanedeki eksiklikler ve önemlisi de doktor eksikliği henüz giderilemedi. Çevre yolu nihayet olması gerektiği şekilde yapılsa da giden iki canımız oldu. DSİ’nin ise nasıl çalışma yaptığı veya yapamadığı ortada. Farklı kurumlardaki memur eksikliği ise giderilmiş değil. Bu sorunlar için tümden Özkan Yaman’ı sorumlu tutmak veya tamamen sorumsuz kılmak doğru değil. Üzerine düşeni yaptığını ve taleplerde bulunduğuna çok kez programlarını takip ederken şahit oldum. Bunlara rağmen sonuç alınamadı. Siyasetçi olarak sorumluluğundaki alanlarda sonucu elde edemiyorsan başkan olarak eleştirilmeyi göze alacaksın.
Fakat bardağın dolu kısmına bakarsak, kimsenin pek önemsemediği ve göze çok batmayan SGK meselesi var. Özkan Yaman, fedakarlık yaparak SGK’yı Saray’a kazandırdı ve vatandaşların en ufak bir iş için bile Çerkezköy’e gitmesine gerek kalmadı. Yine her ne kadar başarısız olarak lanse edilmeye çalışılsa da Ak Parti referandumda Saray’da on bin oy alarak olmaz denileni başardı. Bu oy Ak Parti için çok anlamlı ve değerli bir oy. Zira yerel seçimlerde bu oy sayısının üzerine çıkması zor değil, sadece doğru bir adayla belediye seçimlerini kazanabilir. Referandumda alınan oy sayısı bunun en büyük göstergesi. Ak Partili isimlerin bu yüzden on bin oyu başarısızlık olarak görmesi ve Özkan Yaman’ı eleştirmesi bence saçmalıktır. Buradaki başarı fark edilmeli, bu on bin oy Saray gibi kemikleşmiş seçmenin olduğu bir ilçede üstelik MHP’ye rağmen oldukça yüksek bir rakam. Ve son olarak kendi payıma şunu söylemek isterim Özkan Yaman gibi demokrat ve çok sert eleştirilere rağmen düşmanlık yapmayan, tehdit etmeyen bir ilçe başkanı daha gelir mi merak ediyorum?
 ÖZKAN YAMAN SONRASI NE BEKLENİYOR?
Yerel seçimler muhtemelen 2018 Kasım ayında yapılacak veya normal şartlarda 2019 Martta. Yeni gelecek yönetimin ve başkanın ilk işi parti içi kavgaları sonlandırıp birliği sağlaması gerekiyor. Eski yeni kavgası son bulmadan Ak Partinin başarı araması hayal olur burada. Ayrıca ‘Hep bizim dediğimiz olsun’ mantığındaki eski yöneticilerin de ya parti içinde bir nefer olmaya ya da partisiz kalmaya ve partiye zarar vermeme kararı alması gerekiyor. Önümüzdeki günlerde başkan adaylarının çıkması muhtemeldir. Bu adaylardan bir kaçının parti ile isminin anılmasına bile vatandaşların çoğunun sabrı yok. O yüzden Ak Parti kısmını şu atasözüyle bitiriyorum; “Eskiye itibar olsaydı bitpazarına nur yağardı”
CHP’DE SÜRPRİZ YAŞANMAZ
CHP’nin ise kongre sürecinde pek hareketli olacağını açıkçası pek düşünmüyorum. Bununla birlikte Belediye Başkanı Nazmi Çoban’ın kongreye öyle veya böyle müdahil olarak istediği/istemediği isimlerin yönetime girmesini/çıkmasını sağlayacağını seziyorum. Nazmi Çoban bu süreçte ne kadar belirleyici olur bunu bilmek pek mümkün değil, önümüzdeki zaman gösterecek fakat Nazmi Çoban’ın önümüzdeki yerel seçimlerde CHP’nin adayı olacağı ihtimali bence yüzde 90 oranında. Tabi böyle bir durum yaşandığında taban nasıl bir tepki gösterir bilinmez, tabanın hassasiyetleri ne kadar önemsenir tartışılır. Ama Nazmi Çoban adaylığı gelince şu argümanları eminim ki kullanacaktır; “Doğalgazı getirdim, termal su buldum tesis yaptırdım, Saray’ın alt yapısını değiştirdim. Saray’ın su sorununu çözdüm. Spor okullarımız var! Yollar bozuktu ama çoğu yer büyükşehrin sorumluluğunda biz kendi yollarımızı kendi imkanlarımızla yapıyoruz.” Bu argümanları biraz da Atatürkçülük söylemleri ile de desteklerse Nazmi Çoban’ın tekrar seçilme ihtimali yüksek…