301 Moved Permanently

Moved Permanently

The document has moved here.

Yazı Detayı
15 Eylül 2017 - Cuma 14:38 Bu yazı 1656 kez okundu
 
“BİR GÜN”
 
 

Gece... Ya da gecenin bir yarısı… Vaktin senin için bir anlamı veya öneminin olmadığı karanlık bir zaman kısaca.

Yeni farkına varmışsındır. Aslında hep biliyorsundur ama kanmak istemişsindir.

“Belki” demişsindir, “o gün, belki bugündür.”

Ama değildir, o “bir gün” e olan umudun iyicene çürümeye başlamıştır, senelerdir hep aynı yerde tuttuğun.

Gece ya da gecenin bir yarısı, tam da o “bir gün” umudunu alıp çöpe atmaya kararlıyken, sana o umudu veren kişiyi ararsın. Çalışma saatinin en yoğun yerinde yine de cevap verir telefona çünkü o saatte arıyorsan kötü bir zaman olduğunu bilir.

“Bodur nasılsın?”dır, ilk sözü. “Alo”ları, “efendim”leri kaldıralı uzun yıllar olmuştur çünkü. Boş kelimeler… İyi olmadığını biliyordur, o telefonu etmişsen iyi olamayacağını biliyordur. Umudunu, her ne için olursa olsun, kaybettiğini, kendin de kaybolmadan önce tanıdık bir ses duymak istediğini biliyordur.

“Bana yalan söylemiş! Bu da yalan söylemiş! Niye herkes bana yalan söylüyor ve onlara güvenmemi bekliyor? Ne yaptım ben onlara?”

O kadar alışmıştır ki bunlara, insanlarla ilgili her hayalkırıklığı yaşadığında sanki yeni dünyaya gelmiş bir bebek gibi isyan etmene alışmıştır senelerdir. O hayalkırıklığını onarması gerektiğini biliyordur seni kaybetmeden önce.

Çünkü seneler önce seni “bir kez” kaybetmiştir, sadece bir kez ama hala acı veren “bir kez”. O “bir kez”in seni nasıl değiştirdiğini, nasıl uzaklaştırdığını ve o “bir kez” yüzünden yapmaman gereken “kötü” şeyleri nasıl yapabileceğini, sonrasında bundan ne kadar pişman olacağını bilmene rağmen yapmaktan vazgeçmeyeceğini, kan dökmeye kadar varacağını biliyordur. “Kötü kadın” olmanın senin için ne kadar kolay olduğunu biliyordur. O “bir kez”i hala her gülüşünde, kırık ve biraz buruk, görmekte ve duymaktadır.

Sen kendini “bir kez” kaybetmişsindir. Ama o, o “bir kez”i hala yaşıyordur, bütün hayatınız boyunca yaşayacaktır. Aynen senin gibi, senin kadar…

“Hiç, başkalarının sevmediği gibi sevdin onları. Tatlı bir sevgi değil, hatta zor bir sevgi ama sevdin onları. Belki sadece sevmek istemiştir.”

İçinden sana bu hayalkırıklığını yaşatana sövmeye başlamıştır bile. Değmeyecek biri olduğunu biliyordur, senin de bildiğini biliyordur ama işte. Olan olmuştur.

“Bu sevgi değil!”

Senin sevgi tanımını ezberlemiştir adı gibi, güven olmalıdır, bu güven ise o “beni aldatmaz” güveni değildir. Belki seni aldatsa bu kadar hayalkırıklığına uğramayacaksındır. Seni o sevgiye muhtaç hale getirenlere bir kez daha söver.

“Bu da onların sevgisi.”

Senin ağlamamak için derin nefes aldığını duyuyordur telefonda, yine de devam eder, “Neden bu kadar önemli oldu senin için? Nesi vardı farklı?” “Önemli değil, hala değil. Sadece keşke bana yalan söylemeseydi, keşke biraz saygısı olsaydı! Derdim bu, yalan söylemesi. Bana niye insanlara iyi davranmam gerektiğini tekrar söyle...”

Sesinin yalvaran tonunu duyunca yine küfreder, okkalı küfürlerden. Ama seni kendine yaklaştırır o küfür çünkü tanıdıktır. O öfke, o kızgınlık tanıdıktır, samimidir, gerçektir. Senin için üzüldüğünü hatta sana o an acıdığını biliyorsundur. Sana söylenen yalan gibi değil, gerçektir o.

“Kendin için iyi davranman lazım, yoksa yine sadece kendin üzülürsün öyle davrandığın için”

“Ama haketmiyorlar!”

“Her insan hakeder.”

Konuşmanın nereye varacağını anlamıştır artık, senelerdir tekrarlanan aynı senaryodur çünkü. Kızgın olduğun, sinirlendiğin kişinin sana şu an yalan söyleyen kişi olmadığını ilk cümlenden anlamıştır. Kızgın olduğun o’dur. Bütün hırçınlığınla kanatmak istediğin, yaralamak istediğin o’dur.

“Bu durumda sadece ben haketmiyorum iyi davranılmayı, herkes bana istediği gibi davranabilir ama ben onlara hep şans vermek zorundayım, KENDİM İÇİN! Onlar bana kötü davrandığında bile ben onları affetmeliyim yoksa yine kendim üzülürüm, yoksa yine kendim kaybederim! Neden hep ben kaybediyorum? Birkez bile...”

Sen nefes alırken o son vuruşu bekler çünkü söyleyeceklerinin sana bir etkisi olmayacağını yıllardan beri biliyordur, sessiz kalır.

“Bana neden seneler önce yalan söylediğini tekrar anlat, bana seni neden affettiğimi tekrar anlat. Neden sana delice ihtiyacım olduğunda geri dönemediğini anlat, bana neden hep uzakta olmak zorunda olduğunu anlat. Bana bunları tekrar tekrar anlat çünkü ben artık yoruldum. Söylediğin o ilk ve büyük yalana neden inanmam gerektiğini bilemiyorum. Neden beklediğimi bilmiyorum!”

 
Etiketler:
Yorumlar
Saray Gözlem Gazetesi
Ulusal Gazeteler
Alıntı Yazarlar
Tekirdağ

Güncelleme: 19.04.2024
Bugün
10 - 14
Cumartesi
9 - 11
Pazar
9 - 14
Tekirdağ

Güncelleme: 19.04.2024
İmsak
9 Şevval 1445
Sabah
04:46
Öğle
06:19
İkindi
13:14
Akşam
16:59
Yatsı
20:00
Süper Lig
Takımlar
P
Av
M
B
G
O
1
Galatasaray
87
73
1
3
28
32
2
Fenerbahçe
85
85
1
4
27
32
3
Trabzonspor
52
54
12
4
16
32
4
Rizespor
48
43
12
6
14
32
5
Beşiktaş
48
42
12
6
14
32
6
Kasımpasa
46
55
12
7
13
32
7
Başakşehir
46
42
12
7
13
32
8
Sivasspor
44
38
10
11
11
32
9
Alanyaspor
42
41
10
12
10
32
10
Antalyaspor
42
36
10
12
10
32
11
A.Demirspor
40
48
10
13
9
32
12
Samsunspor
38
36
14
8
10
32
13
Ankaragücü
37
40
11
13
8
32
14
Kayserispor
37
36
12
10
10
32
15
Konyaspor
36
34
12
12
8
32
16
Hatayspor
33
36
13
12
7
32
17
Gaziantep FK
31
35
17
7
8
32
18
Pendikspor
30
36
16
9
7
32
19
Karagümrük
30
35
16
9
7
32
20
İstanbulspor
16
25
21
7
4
32
Nöbetçi Eczane


Nöbetçi eczanlerle ilgili detaylı bilgi için lütfen tıklayın.

Arşiv Arama
Modül 1

Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.

Haber Yazılımı