|
|||
AYDINLIK | |||
Tekin Sönmez | |||
Bir bilge çölde öğrencileriyle otururken demiş ki: “Geceyle gündüzü nasıl ayırt edersiniz? Tam olarak ne zaman karanlık başlar, ne zaman aydınlanır?” Öğrencilerden biri: “Uzaktaki sürüye bakarım, koyunu keçiden ayıramadığım zaman akşam olmuş demektir.” diye cevap vermiş. Başka bir öğrenci söz almış: “İncir ağacını zeytin ağacından ayırdığım zaman, anlarım ki sabah başlamıştır.” Bilge uzun zaman susmuş öğrenciler meraklanmışlar ve ne düşündüğünü sormuşlar. Bilge şöyle demiş: “Yürürken karşıma bir kadın çıktığında, güzel mi, çirkin mi, beyaz mı, siyah mı diye ayırmadan ona kız kardeşim diyebildiğimde ve yine yürürken önüme çıkan erkeği, zengin mi, yoksul mu diye bakmadan erkek kardeşim sayabildiğimde anlarım ki; sabah olmuştur, aydınlık başlamıştır.” BU DA GEÇER Bir zamanlar, ülkenin sultanı, kendisi için çok değişik bir yüzük yapılmasını ister. Bu öyle bir yüzük olmalıdır ki, sultan mutsuz olduğunda umudunu tazeleyecek, mutlu olduğunda da mutluluğun rehavetine kendisini kaptırmasını, tembelliğe düşmesini önleyecektir. Hiç kimse, sultanı tatmin edecek böyle bir yüzük yapmayı başaramaz. Sultanın adamları bir gün bilge dervişi bulurlar ve yardım isterler. Sultan, yüzüğün yapılmamasına fena halde üzülür. Derviş, sultanının kuyumcusuna hitaben bir mektup yazar. Kısa bir süre sonra, yüzük sultana sunulur. Sultan önceleri hiç anlam veremez; çünkü son derece sade bir yüzüktür bu. Sonra, üzerindeki yazıya takılır gözü… Üzerinde biraz düşünür ve yüzü aydınlanır. Büyük bir mutluluk ışığı parlar gözlerinde… Sonunda tam da istediği gibi bir Yüzüğün üzerindeki yazı mı? Şu yazılıdır yüzüğün üzerinde: “Bu da geçer.” |
|||
Etiketler: AYDINLIK, , |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.