-"İtalyan bir aile on bir yaşında ki oğullarını papaz okuluna göndermek isterler, fakat bulundukları yerde papaz okulu yoktur. Deniz yolu ile Napoli'de ki okula göndermeye karar verirler. Fakat çocuk Müslüman korsanlara esir düşer. Osmanlı topraklarına getirilir. Osmanlı'nın en ünlü denizcisi Barbaros Hayreddin paşa çocuğu tesadüfen görür. Onunla biraz sohbet ettikten sonra çocuğun zekasına hayran hayran kalır ve onu yanına alarak yetiştirmeye başlar. İsmini de Ali koyar. O çocuk Osmanlı donanmasını modern bir hale getirip sayısız deniz zaferi kazanan "denizlerin tek hakimi" denilen Kılıç Ali Paşadır. On bir yaşında papaz olmak için yola çıkan bir çocuk, vatandaşı dahi olmadığı bir ülkenin
donanma komutanı olur ve tarihe geçer. Ardından Müslüman olur.
Büyük bir deniz zaferinden sonra bir cami yaptırmaya karar verir.
Kendisi de bir zamanlar esir olduğu için esirlere çok iyi davranır ve caminin inşaatında onları da çalıştırmaya karar verir. Seçtiği esirlerin içinde inanması çok zor bir isimde vardır. Dünyaca ünlü [Don Kişot] romanının yazarı Cervantes.
Peki onun orada ne işi var ? derseniz. Cervantes, 22 yaşında iken İspanyada yaramalı bir kavgaya karışır. Sağ elinin kesilmesine karar verilince kaçarak İtalya'ya gelir. O sırada İtalya'da Osmanlı ya karşı savaşacak Haçlı Ordusuna asker toplanmaktadır. "Açlık ve sefaletten iyidir" diyerek o da Haçlı ordusuna katılır. Sağ elini kurtarmak için ülkesinden kaçan Cervantes, Osmanlıya karşı savaştıkları [İnebahtı] deniz savaşında sol elini kaybeder. Ülkesine dönmeye karar verir. Fakat yolda Türk korsanlara esir düşer ve Osmanlı topraklarına getirilir. Kader onları bir zamanlar kendisi gibi esir olan Kılıç Ali Paşa ile karşılaştırır. Paşanın emriyle Carvantes, Kılıç Ali Paşa camisinin inşaatında amele olarak çalışır. Üstelik Mimar Sinan'ın emri altında...Beş yıllık esirlik hayatı ailesinin gerekli fidyeyi ödemesi ile son bulur ve ülkesine döner.
Ülkesine döndükten sonra dünya edebiyatının başyapıtları arasında yer alan, modern romanın ilk örneği sayılan [Don Kişot]'u yazar. Alıntı: {Manşet Kuzey Ege}
-Böyle bir hikayenin içerisinde yer alan ünlü Cervantes'ten bahsetmemek olmaz diye düşündüm. Kimdir bu Cervantes, derseniz. "Miguel de Cervantes; Osmanlıya karşı savaşırken esir düşen , bir ömür yazmak ve yaşamak için mücadele verirken yolu türlü talihsizliklerden geçen dünyanın okuduğu [Don
Kişot]'un yazarıdır. Cervantes, 1547 yılında Madrid'in Alcala de Henares bölgesinde yoksul bir ailenin dördüncü çocuğu olarak dünyaya gelmiştir.
Cervantes, yoksulluk sebebiyle eğitimini tamamlayamamıştır. Düzenli bir eğitim hayatı olmadığı için de Cervantes'in kendi kendini yetiştirmenin olanağını bulacaktır. Edebiyata ilgi duymaya henüz çocuk yaşlarında başladığı için yazdıkları ve okudukları ile üstün olan hayal gücünü daha da geliştiriyordu.
Cervantes'in aslında tam bir maceracı olduğu söylenebilir. Yani o devrin insanıydı. Yolu kölelikten geçecek, yanlış yollara sapacak bazen hapse düşecek ve bir gün en iyi yaptığı şey yazmak olacaktır." kaynak: www.ensonhaber.com
-Kılıç Ali Paşa, kimi tarihçiye göre İtalyan ,kimine göreyse Barbaros Hayreddin Paşanın yetiştirmesi, olan bir Türk idi. Genellikle tarih sayfalarında Kılıç Ali Paşa , Uluç Ali yada Uluç Ali Reis olarak da bilinen 1571 ile 1578 yılları arasında 16 yıl Kaptan-ı Derya olarak görev yapmış Osmanlı denizcisidir.
Kılıç Ali Paşa ,İtalyan asıllı olup Müslüman olmadan önceki adı ise Giovanni Dionigi Galeni' dir. İtalyan kaynaklarında ise [Occhiali] adıyla geçer. Müslüman olduktan sonra ,hızla yükselmiş ve Osmanlı donanmasının en önemli komutanlarından biri olmuştur.
-Kılıç Ali Paşa, Osmanlı döneminde Turgut Reisin yanında Cerbe Deniz savaşında yer almış ve zaferin kazanılmasında önemli faaliyette bulunmuştur. Ardından tekrar Turgut Reis ile Malta kuşatmasında yer almıştır. Turgut Reisin 1565 yılında ki vefatından sonra Trablusgarp Beylerbeyliğine atanan Kılıç Ali Paşa
1568 yılında Cezayir Beylerbeyliğine getirilerek bu görevde 1571 yılına kadar kalmıştır. 1571 yılında İnebahtı Deniz savaşında Osmanlı donanmasının üçte ikilik bir kısmı, donanmanın sağ komutanı ve Cezayir Beylerbeyi Kılıç Ali Paşa kullandığı gemiler hariç, Haçlı donanması tarafından yok edilmiştir. Bu savaşta göstermiş olduğu cesaret ve feragat'tan dolayı 28 Ekim 1571 tarihinde Osmanlı donanmasına Kaptan-ı derya olarak atanmıştır.
|