|
|||
SAKA HÜSEYİN | |||
-Hayrabolu, Trakya'nın en eski yerleşim birimlerinden biridir. Türkler tarafından ilk olarak 1357 yılında fethedilmişse de kısa bir süre sonra Roma İmparatorluğunca geri alınmıştır. 1368 yılında Sultan I. Murad zamanında ikinci ve son olarak Roma İmparatorluğundan geri alınmıştır. Eski adı [Chariupolis]'tir. Hanri-polis; [Rüzgarlı Şehir]' dir. Bu günkü adı ise ikinci fethinden sonra Hanripol; Hayrı-bol olarak değiştirilmiş olup günümüze Hayrabolu olarak gelmiştir. Çevrede bulunan tarih -Hayrabolu'nun değerine değer katan ve Çanakkale savaşında inanılmaz bir başarı gösteren "Saka Hüseyin"i var. Hayrabolu denilince ilk akıllara gelen "Saka Hüseyin" ve onun Çanakkale savaşında gerçekleştirmiş olduğu görevidir. "Saka Hüseyin"'in hikayesi Çanakkale savaşı esnasında yaşanmış olaylardan bir tanesidir. Cesareti ve akıl kurnazlığı ile "Saka Hüseyin" dilden dile hala anlatılmaktadır. Bu unvanı isminin başında ki "Saka" dan almıştır. -"Saka Hüseyin" in başından geçen olayları anlatan kitabı yine Hayrabolulu olan ve Hayrabolu'nun sesi gazetesinin kurucusu olan ve Hayrabolu'nun yerelde duayen gazetecisi olan Şerif Baysalan tarafından yazılmıştır. Dönemin kültür bakanı olan İstemihan Talay'da bu kitabın ön sözünü yazmış olup yine Eski Trakya Vakfı Başkanı Ressam Ahmet Açıl tarafından resimlen dirilmiştir. -Halk ağzıyla dilden dile dolaşan bir "Saka Hüseyin" hikayesini tekrar paylaşalım. -"Kendisine silah emanet edilmeyen Hüseyin, alacakaranlıkta katırını alır yola çıkar, en yakın köye varır, tahta damacanalarını su doldurur ve akşam karanlığında bölüğe taşırdı. Görevini hiç aksatmadı."Ama erat susuzluktan yanıyordur şimdi" der, hiç bir yerde oyalanmazdı. İkinci anafartalar taarruzundan sonra ordu anafarta ovasına ve tepelere yerleşmiş. Bu birlikler kendilerine göre siperler kazıyorlar ve zaman zaman da İngilizlerin kısmi taarruzları karşısında direnemeyip bu siperleri düşmana kaptırıyorlardı. İşte böyle bir günün arifesinde Saka Hüseyin, sabahın alaca karanlığında katırı ile yola çıktı. Bigalı köyüne gidip, kuyulardan su çekecek ,akşam karanlığında da geri dönecekti. Bir kaç saat -"Fakat bu kez talihi yaver gitmedi. Bir düşman devriyesine yakalanır. Kafasını çalıştırmazsa, yandığının resmidir. Yine kıvrak zekası imdadına yetişir. Ne yapacağını tasarlar ve kollarını havaya kaldırır. "dellenmeyin hele " der, gevrek gevrek gülerek, "yavaş olun accık, suyu size getiriyom sevabına, kumandanınıza ulaştırıverin hele" der. İki anzak askeri hiç bir şey anlamamışlardı, ama bir tuhaflık sa sezmiyor değillerdi. Aralarında konuştular. Fakat Saka Hüseyin hiç durmadan su damacanalarını -"Saka Hüseyin ; "bu su damacanalarını kumandanım gönderdi. Git dedi. Yaralıları vardır. Su bizim tarafta kaldı gelip alamazlar, sevaptır. Eğer suyun zehirli olduğundan şüphe ederlerse de gözlerinin önünde bir tas su iç " dedi. Bunun üzerine İngiliz komutanı Hüseyin'in sözlerinden etkilenmiş ve Hüseyin'i kendi cephesine geri göndermiştir. " |
|||
Etiketler: SAKA, HÜSEYİN, , |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.