|
|||
YAŞANMIŞLIKLAR | |||
-Bu bildiri 30 Mayıs 2000 Tarihinde BM 'den İspanyolca yollanmış ve Türkçeye
çevrilmiştir. Bu gerçek hikaye ve dünya ülkelerinde gerçekleşmiş bir olaydır.
Bu hikaye Texas eyaletinde bir gazetede ortaya çıkıyor. Bir genç cumartesi gecesi
bir partiye gidiyor, çok eğleniyor, bir kaç bira içiyor ve partiden tanıştığı bir kız
ondan çok etkilenmiş görünüyor ve onu başka bir partiye davet ediyor. Hemen
kabul ediyor ve öbür partinin gerçekleştiği yerde bir kaç bira daha içiyor ve daha
sonra anlaşıldığı üzere birileri buna uyuşturucu veriyor.
-Hangi uyuşturucu olduğu bilinmiyor. Daha sonra bu genç uyandığında içi buzla
doldurulmuş bir küvette çırılçıplak olduğunu anlıyor. Hala içkinin ve uyuşturucunun
etkisinde olduğunu hissediyor ve etrafına baktığında yalnız olduğunu anlıyor.
Göğsüne bakıyor ve göğsünde rujla yazılmış bir kağıt olduğunu fark ediyor.
Kağıtta şöyle yazıyor: "911'i ara yoksa öleceksin."
-Küvetin yakınında bir telefonu görüyor ve hemen 911'i arıyor ama nerede
olduğunu, ne içtiğini, kimlerle olduğunu bilmediğini söylüyor. Operatör hemen
ona küvetten çıkmasını ve bir aynanın karşısına geçmesini söylüyor. Genç göğsünde
hiç bir anormallik görmüyor ama operatör sırtına bakmasını söyleyince, sırtında
2 tane büyük yarık olduğunu fark ediyor. Bunun üzerine operatör , onun tekrar
buz dolu küvete dönmesini ve orada ambulansı beklemesini söylüyor. Daha
sonra hastanede yapılan incelemeden sonra, onun 2 böbreğinin çalınmış
olduğu anlaşılıyor. Her böbrek karaborsada 10.000 Dolar ediyor. (Gencin bundan
haberi yok tabi) Daha sonra anlaşıldığına göre, iki partinin tamamen sahte, bu işe
karışan insanların çok iyi tıbbi bilgileri var ve verilen uyuşturucu eğlence amacını
içermiyor. Bu genç uzun yıllar hastanede kalıyor ve onu yaşamda tutan bir alete
bağlanmış durumda yıllarca dokularına uygun bir böbrek beklemek zorunda kalıyor.
Bu mafya çok iyi örgütlenmiş ve finanse edilmiş durumda, profesyonellerle çalışıyor.
Büyük şehirlerde aktif durumda ve görünüşe göre en çok New Orleans'ta faaliyet
gösteriyor. 911 bu suçu artık tanıdığından dolayı, kişileri hemen aynaya
yönlendirerek, olayın boyutunu anlamaya çalışıyor. Belge şöyle sona eriyor.
Lütfen bu yaşanan olayı tanıdığınız her kese anlatınız. Bu her kesin başına
gelebilir. Bu tür olayların hala yapıldığını haber sitelerinden okuyoruz. Özellikle
ailelerin çocuklarını bu konu hakkında uyarmaları gerekmektedir.
-BİR KIZ KULESİ HİKAYESİ-
-Carl Detroit yada müşir Mehmet Ali Paşa, sizlere bir hikayeyi yazmak istedim.
Bu hikaye yaşanmış bir hikaye, hemde sonuçları çok güzel olan bir hikaye.
"1827 yılı, Almanya'nın Magdeburg şehri ... Bu şehirde Ludwig Carl Friedrich
Dedloid adında bir erkek çocuğu dünyaya gözlerini açar. Büyüdükçe huzursuzluğun
ne olduğunu anlar, çünkü annesi ve babası sürekli kavga etmektedir. Aileyi ve
Carl'ı çok seven yakınları, bu kavgalardan etkilenmesin diye Carl'ı bir yetimhaneye
verirler. 12 yaşına kadar bu yetimhanede kalır. Carl, çok eziyet çeker, dayak yer ve
artık kaçmaya karar verir. Bir gece çarşaflarını birbirine bağlar ve kaçarak Hamburg'a
gelir. Daha 12 yaşındaki Carl, bir gemide miço olarak iş bulur. Çok sıkıntılı bir 3-4 ay
geçirir. Miço olduğu gemi İstanbul boğazından geçerken Kız Kulesini görür Carl,
denize atlar ve Kız Kulesine kadar yüzer. O sıralar Kız Kulesi Cüzamlıların kapalı
tutulduğu minik bir adadır. Carl yakalanır ve Emin Ali Paşanın yanına götürülür.
Paşa sorar niye kaçtın diye, dayaktan der, peki 3-4 aydır denizler,desin neden
İstanbul der paşa, çocuk Kız Kulesini gösterir, bu kule yüzünden , ben bu kuleyi
çok sevdim... Tabi bu büyük bir haber olur, Almanlar çocuğu ister ama Emin Ali
Paşa vermez ve himayesine alır. Adı Mehmet Ali olur askeriyeye gönderilir.
Eğitimler alır ve sonunda paşa olur, artık adı Carl Dedloid değil, Mehmet Ali
Paşadır. Çok başarılı bir asker olur, bir çok savaşta ve anlaşmada Osmanlıyı
temsil eder. Bu arada evlenir, dört tane kız çocuğu olur. Evlatlarından birisinin
adı Leyla hanımdır. Leyla hanımında bir kızı olur, adını Celile koyarlar. Celile
hanımında bir oğlu olur. Adını Nazım koyarlar, Nazım Hikmet, yani Nazım Hikmet ,
12 yaşında kız kulesine sığınan adı Carl Dedloid olan sonrada Mehmet Ali Paşanın
torunudur. Hikaye bitti mi ? Hayır ! Nazım malum Selanik'te doğar, hayatını herkes
biliyor, Nazım hikmet 1938 yılında tutuklanır, neden ? Orduda isyan çıkartmaktır
suçu... Bu suça da neden olan şey Beyoğlun'da bir sinema çıkışında Ömer Deniz
adında bir Askeri Öğrencinin şiirlerini Nazım Hikmet'in okumasını istemesidir.
Birlikte tutuklanırlar. Ömer Deniz 'i kimse tanımaz etmez ama Nazım o günden
sonra mahkumiyetten kurtulamaz. Peki Ömer Deniz'e ne olur? 7 sene hapis yatar,
sonra be hukuk okuyacağım der ama parası yoktur. Fatih'te okul parasını çıkarmak
için bir oyuncakçı dükkanı açar. Tahta oyuncaklar yapar, çocuklara satar , oradan
gelen para ile de okulunun ödemelerini yapar, hayatını geçirir. Günlerden bir gün
7-8 yaşlarında bir çocuk dükkana girer ve Ömer Deniz'e yanında çalışıp çalışamayacağını
sorar. Ömer Deniz çocuğu sever, gel der çalış yanımda , çocuk sevinir ve Ömer Deniz'in
yanında çalışmaya başlar. Bir gün çocuk Ömer amca der, benim hiç oyuncağım yok,
bana da bir tane yapsana. Ömer Deniz ona da bir oyuncak yapar, her tarafı oynayan
kuklalar,dır bu oyuncak ve bu çocuk o kuklaları alır, okula gider ve ilk gösterisini
yapar. Bu çocukta Müjdat Gezen'dir. Hayat ne garip değil mi ? Carl Dedloid'ten
Mehmet Ali Paşa'ya, Nazım Hikmet'ten ,Ömer Deniz'e , Ömer Deniz'den ,Müjdat
Gezen'e ; yaşam ağlarını kurmuş." Alıntı.
|
|||
Etiketler: YAŞANMIŞLIKLAR, , |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.