Kimi Televizyon kanallarında yayınlanan bu programlar, halkımızı tiksindirmeye başladı. Bu programlar bu kadar önemli ise, okullardaki Ahlak Bilgisi derslerine de konu yapılsın. İşi, neredeyse o noktaya getirdiler.
Değerli okuyucularım; Bu konuyu, daha önce de bu sütunlarda okumuştunuz. İslam Dini’ni kullanmayı, daha doğrusu sömürmeyi çok iyi bilenler, bu dinin 3 ayak üstünde durduğunu, İtikat ve İbadetle birlikte, “Ahlak” olan üçüncü ayağının da, toplum hayatının vazgeçilmezi olduğunu bilmeyen yok.
Kimi televizyon kanalları ise, Türk ahlak ve geleneklerini ayaklar altına alır gibi, sözüm ona “Evlilik Programları” yapıyorlar.
Halk arasında biraz da argo tabirle “Kaşar” denilen kişileri yani, toplumun kabul edemeyeceği davranış biçimlerini kendi hayatlarına yansıtan bu kişileri bir araya getirip, akıllarınca evlendirmeye çalışıyorlar.
Değerli okuyucularım; burada esas olan evlendirmek filan değil, katılanların da evlenmek gibi bir niyetleri ve istekleri yok zaten.
Televizyonun amacı, yayıncılıkta “Reyting” yani çok izlenme durumu yaratıp, bol reklam almak ve bol para kazanmak.
AHLAK KAVRAMI, YERDE SÜRÜKLENİYOR!
TV Şirketi, evler daireler, otel odaları kiralıyor. Meşrebi, bu tür davranışlara uygun olan genç kızlari, kadınları ve erkekleri, Hitlerin “İnsan Harası”nda topladığı gibi topluyorlar.
Prensipleri şu. Göstermelik bir-iki evlilik dışında evlilik yapılmayacak, evlilik ortamı yaklaştıkça kavga çıkarıp aralar bozulacak ve yeni oyunlar, yeni maceralar izlenecek.
Bol suçlamalar, bol dedikodular, bol sevgi ve aşk numaraları, alınan birkaç demet çiçek soluncaya kadar onları kullanmak ve bunu halka yutturmak, göstermelik hediyeler, halkın ilgisini çekecek ve TV’yi seyrettirecek bol atraksiyonlar.
TV’ler gibi, bol para kazanan sunucular da tekin değil. Bu kadar pisliğe, ahlaksızlığa ve kaşar hareketlere rağmen, bu anormal durumlara bile seyirci kalıp, olup bitenleri destekler gibi davranıyorlar.
İki seneden beri bir roman kızını, kıvırta kıvırta oynatıyorlar. Başörtülü bir kızı da, evlendirme vaadiyle çeşitli erkeklerin adeta kollarına atıyorlar. Kız ağlıyor, ama değişiklik onunda hoşuna gidiyor.
Erkekleri anladık, ama o boyalı genç kızların erkeklere yalvarması ve “illaki evlenelim.” demesi, kadınlık gururunu ayaklar altına alıyor. Bu kızlar, ileride ve gerçekten nasıl evlenecekler, bir türlü anlayamıyorum
Anlatıldığına göre, kulislerdeki halleri daha berbatmış. Yine anlatıldığına göre, stüdyo dışında buluşup, hoşça vakit geçiriyorlar ve onlar zaten evli gibi davranıyorlarmış.
Değerli okuyucularım, bu durum Türk geleneklerine uymadığı gibi İslam’ın ahlak yapısına ve toplum düzenine hiç uymuyor. Bu programları yapanlar, acaba kendi kızlarını ya da en yakınlarını bu programlara çıkarırlar mı? Asla!
Programın yapıldığı stüdyoya gelenleri de kullanıyorlar. Onlar da, yapılan bu saçmalıkları ve ahlak dışı numaraları ciddi sanıyorlar.
İktidara muhalif TV kanallarına olmadık yere ve icat ettikleri gereksiz bahanelerle ceza kesen hatta, geçici kapatma kararı veren Radyo Televizyon Üst Kurulu, bu rezaleti gördüğü halde, acaba neden ses çıkarmıyor? Bu yayınları neden önlemiyor? Diyanet İşleri Başkanlığı, İslam dinine de aykırı davranışları içeren bu programlar hakkında neden şikayetçi olmuyor? Aile Bakanı ve bu Bakanlığın yetkilileri, bu iğrenç programları acaba neden görmüyor? Devletin öteki yetkilileri, kadın dernekleri, eğitim yetkilileri, yani Milli Eğitim Bakanı ve diğerleri neden sessiz ve ilgisiz?
Sözün kısası, Bu evlilik programları, artık tik-sin-di-ri-yor! Eh… Daha ne diyelim ki? Allah, sizin hakkınızdan gelir inşallah!