Çocuk:
- Babacığım, ben nasıl oldum? Çok merak ediyorum, diye ısrar edince...
Adam: "Nasıl olsa bunu oğlana bir gün anlatmak durumunda kalacağım.
İyisi mi şimdi izah edeyim, hazır sormuşken. Kurtulayım gitsin." diye düşünüp anlatmaya başlamış:
- Bak evladım; beni çok iyi dinle! Zira bir daha anlatmayacağım. Annenle ben, bundan yedi sene evvel, bir cyber cafe'de karşılaştık. Bir iki bakıştıktan sona bu cyber cafe'nin müsait bir yerine geçtik... Baban "memory stick"i ile "USB" üzerinden annenle bir bağlantı kurdu. Annen de bu fırsatı iyi değerlendirerek "memory stick"den birkaç "download" yaptı.
Bu dangalak baban da, bir-iki "upload" yükledi. Ama... Heyecandan
"Firewall" kullanmayı unuttuğumuz aklımıza geldiğinde, iş işten geçmişti. Ondan sonra da; ne "delete" kar etti, ne de "cancel"... Sonuç olarak; dokuz ay sonra ortaya felaket bir "virus" çıktı!...
Hızlı Babalar
Çocuklar oturmuş birbirlerine babalarının ne kadar "hızlı" olduğunu anlatıyorlarmış. Birinci çocuk:
- Benim babam; ok attıktan sonra koşup hedefe oktan önce varıyor, demiş.
İkinci çocuk:
- Benim babam; tabancasını ateşliyor ve hedefe kursundan önce yetişiyor, diye böbürlenmiş.
"O da bir şey mi?" demiş üçüncü çocuk:
- Benim babam; devlet hastahanesinde doktor... Mesai 5'de bitiyor benim babam 3:30'da eve geliyor!...
Harçlık
Okula yeni başlayan Emre'ye, teyzesi harçlık verir. Emre hiçbir şey söylemeden parayı cebine atınca, annesi:
- Oğlum, teyzen sana para verdi... Ona bir şey demeyecek misin? Hani baban bana para verince ben ne diyordum?
Emre suratını asarak:
- Hepsi bu kadarcık mı?
Buyurun
Adamın biri çocuğuyla otobüse biner. Otobüs kalabalık olduğundan çocuğu kucağına oturtur. Biraz sonra, otobüse bir kadın biner ama oturacak yer yoktur. Çocuk derhal kalkıp yer gösterir:
- Buyurun bayan, benim yerime oturun!...
Yalan Makinası
Adam yalan makinesi yapmış. Makine her konuşmayı yalan doğru diye değerlendiriyormuş. Adam oğluna sormuş:
Renkli Bilmece
Münasebetsizin biri yumurtayı avucunun içine aldıktan sonra güya Nasreddin Hocamıza bilmece sormak istemiş:
– Hocam, demiş, avucumdakini bilirsen, sana piyaz yaparım. Bak, ipucu da vereyim; içi sarı, dışı beyaz.
Hoca ne dese beğenirsiniz:
– Bunu bilmeyecek ne var; turpu soymuşlar, içine havuç koymuşlar!