Önce, kapısının üstündeki kitabeye bir göz atalım. Orada ne yazıyor?
ENFE’AHU Lİ-TA’ATİN İZ-KAD’ AMMERT
DEVLETÜ’S SULTAN MEVLEL-MÜSLİMİN
HAZRET-İ SULTAN SÜLEYMAN-I EL-VERA
NASRÜ’L İSLAM AVNÜ’L KATİBİN
SAHİBÜ’L HAYRAT AYASPAŞA-İ NAKİ
MU’ANİDÜ’L İBAD VE ME’VAL-MÜ-MİN
ELHEMALLAHU LENA TARİHEHA
VEDULUHA Bİ-SELAMÜN AMİNİN
Mehmet Narin Hoca, kitabenin Türkçeye tercümesini şöyle yapıyor;
KULLUK ŞUURU İLE İBADET İÇİN İMAR ETTİ
DEVLETİN SULTANI, MÜSLÜMANLARIN İDARECİSİ
ULU HAKAN, HAZRETİ SÜLEYMAN
İSLAMIN YARDIMCISI, HERKESİN DESTEKÇİSİ
HAYRAT SAHİBİ, TEMİZ AYASPAŞA
İNSANLARIN EN KAHRAMANI, MÜMİNLERİN SIĞINAĞI
ALLAH ONUN TARİHİNİ BİZE İLHAMETTİ
VE ORAYA ESENLİKLE, GÜVENİÇİNDE GİRİN DEDİ.
Hoca, Camiinin yapılış tarihi üzerinde de araştırma yapıyor.
GİRİN ORAYA (CENNETE) EESENLİKLE GÜVEN İÇİNDE
Cümlesini esas alıp, Kur’an-ı Kerim’in Hicr Suresi 46’ncı ayetindeki harflerin ebced hesabı ile, hicri takvime göre toplam değerini hicri 937 olarak buluyor. Yani, Camii hicri 937 yılında yapılmış.
Öte yandan hicret, miladi 622 yılında olduğuna göre, bu sayıyı ebced hesabında bulduğu 937 ile topluyor. Ve, 1559’u buluyor.
Kameri Takvimdeki yılların, miladi takvimdeki yıllardan kısa olduğunu ve aralarındaki 28 yıllık farkı 1559 dan çıkarınca da, Camiinin inşa tarihini 1531 olarak buluyor. Doğru olan tarih de, budur.
Ayaspaşa hakkında çokça bilinmeyenleri de araştıran Mehmet Narin Hoca, Paşanın hicri 937, Miladi 1531 yılında bu Camii yaptırmadan önce, Sultan I.Murat’ın yaptırdığı Sarayı tamir ettirip, bir süre orada oturduğunu, bu Camiinin ve eki olan Hamamın yapımına büyük önem verdiğini ve bütün mallarını kurduğu Vakıfla bu camiye bağışladığını, şimdi yıkılmış olan başka cami ve okullar da yaptırdığını, bu Camiinin bahçesine ve yine şimdi yıkılmış olan bir de Medrese yaptırdığını, Padişah Kanuni Süleyman’a 3 yıl Sadrazamlık yapan Paşanın 1539 yılında Veba hastalığından öldüğünü ve mezarının İstanbul’un Eyüp semtinde bulunduğunu söylüyor.
Poligami, yani çok eşli olan Ayaspşa’nın çok sayıda çocuğunun olduğu, ancak bu çocukların devlette önemli görevler almadığı ya da alamadığı anlaşılıyor.
Ayaspaşa’nın adı, İstanbul’da, Fındıklı’dan Taksim’e çıkan bir bölgeye de verilmiştir.
Paşanın, diğer öteki hizmetleriyle, Kanuni Sultan Süleyman’la birlikte katıldığı savaşlar zaten biliniyor.
Not 1. 30 Mart Çarşamba günü açılışı yapılan Saray Müftülük Sitesi’nin açılışını anlattığım yazımda, Müftümüz Mehmet Narin Hocanın soyadı sehven “Yaren” olarak yazılmıştır. “Narin” olarak düzeltir, özür dilerim
Not 2. Müftülük Sitesinin açılışında görüştüğümüz Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Albayrak, Ayaspaşa Camiinin bahçesinin çimlendirilmesi için talimat verdiğini belirtmiştir,
Not 3. Vatandaşlar, Saray’ın tek simgesi olan tarihi Ayaspaşa Camii’nin ön görünümünü kapatan Banka-Matik’lerin (ATM’llerin), oradan kaldırılmasını ve Otopark’taki diğerlerinin yanına veya başka yere konmasını istiyorlar.
Not 4. Geçen hafta;“Yonca Taksi’den Şikayet Var” başlıklı yazımda, Otoparkın kullanımını zorlaştıran bu taksi durağından, vatandaşların şikayetçi olduklarını belirtmiştim.
Yazı, benim isteğimle değil, vatandaşların isteği ve şikayetleri üzerine yazılmış ve de Belediye Başkanı, vatandaşların bu isteğini yerine getireceğini belirtmiştir,
Yonca Taksi sahipleri ise yaptıkları açıklamada, maksadını aşan ifadeler kullanıp, yolsuzluk ve kanunsuzluk yapmadıklarını belirtmişlerse de, onların yolsuz ve kanunsuz işler yaptığını söyleyen yok ki.
Otoparkı kullanamayanların şikayetlerinin dışında, onlara her hangi bir suçlama da bulunmuyor.
