ads
DOLAR 42.70 ₺
EURO 50.17 ₺
STERLIN 57.09 ₺
G.ALTIN 5,898.49 ₺
Ç.ALTIN 9,753.29 ₺
BİLEZİK 5,440.37 ₺
BTC 90,085.42 $
ETH 3,078.75 $
BİST 0.00

    Yalakaların partisi yoktur

    Yayınlama: 12 Eylül 2014 Cuma 21:29 Kaynak: Haber Merkezi Editör:

    Yalakaların partisi yoktur

    İlçemizdeki bir takım çevreler bir başkasına yaranmak için yalakalık yapmaya devam ediyor. Görünen o ki, yalakalığın sonu gelmeyecek. Hele bir de bizim gibi az gelişmiş ülkelerde hiç gelmeyecek. Biliyorsunuz ki yalakaların partisi ve safı yoktur. Yalakalar çıkarları için güçlü kimse onun yanında yer alırlar. Tek amaçları çıkarlarıdır. Kendinden başkasını asla düşünmezler. Yalakacılar yalakalık yaptığı kişiyi de inandırırlar ve heyecanlandırırlar. Ağam, paşam, sen büyük adamsın diyerek heyecana getirirler.

    Kimi siyasi ağızlar "bizim için insanlardan daha değerli bir şey yok" diyerek kendi menfaatleri için insanları sömürüyorlar. Oysa Türkiye’de siyasetle adam gibi uğraşılması gerekirken, sadece insanların duygularından ve değerlerinden besleniyorlar. Asıl yapılması gerekenler yapılmıyor. Vatandaşın gündeminde olmayan toplumu ilgilendirmeyen konularla uğraşmaktadırlar. Vatandaş günü ve zamanı geldiğinde hesap sormayı da bilmiyor. İnsanları öyle bir hale getirdiler ki karar verme anında dahi sağlıklı düşünemiyorlar.
    Hele son dönemlerde yaşanan tartışmalar demokrasi anlayışının sakat olduğunu da kanıtlar nitelikte. Bu şartlarda demokrasiden bahsetmek aptallıktır. 

    Tarih boyunca yalakalık hep olmuştur. Günümüzde de artarak devam etmektedir.  İleride de olacaktır. Bunun baş nedeni, ülkeleri devlet  adamlarının değil, sıradan politikacıların yönetmesidir. İkincisi bir kısım seçmenin aşırı cahil ve saf oluşudur.  Bu da kullanılmaya müsait ortam yaratıyor. Birileri de bunu bir güzel kullanıyor. 
        
    BİRİLERİNİ ÖVMEK
    Kalbini kıranlara mutlaka öfkelisindir. Çok değer verilirken, birdenbire az değer görmek mutlaka seni incitiyordur. Bunu anlamak zor değil. Hayat böyle. İnsanlar böyle. Sen de bunu gör biraz. Hiç yapmaz dediklerin, yapmaz dediğin şeyleri yapar. Hiç gitmez dediklerin, hiç gitmeyeceğini sandığın anda gider. Ortada kalırsın. Kırıldıkça değişirsin, bunu unutma. Seni üzmüş olanlar, mutlu edenlere nazaran sana daha çok yarar sağlamıştır, bunu da asla unutma...

    Bu sözler kime diye sorabilirsiniz. Üzerine alan herkese diyerek söze başlayayım. Son zamanlarda ne yazsanız, ya da ne söyleseniz, birileri hemen yorumlarda bulunuyor ve doğru- yanlış söylemlerde bulunuyor. Bu söylemler, bir yerlere veya birilerine yaranmak için yapılan dedikodulardan oluşuyor. Birilerini kötülemek, kötülemekten kazanç sağlamaya çalışmak, Saray’da neredeyse moda haline gelmiştir. Her kafadan bir ses çıkıyor, herkes kendini çok biliyor sanıyor. Bazıları, bin bir çeşit kelimelerle birilerini birilerine kendi bildiğince ispiyon ediyor ve gaza getiriyor.
    Kimsenin kimseyi dini açıdan eleştirmesi, özel yaşantısı hakkında yorum yapmasını doğru bulmam. Herkes ibadetini içinde yaşar. Kimin günah, kimin sevap işlediğini ancak Allah bilir. Görüntü etik midir diye sorarsanız, bu konuda değişik fikirler de ortaya çıkabilir ve hepsine de saygı duyarım.

    EN İYİ BEN OLMALIYIM!
    Bazılarının yaptıklarını kıskanmayı kendisine görev sayanlar için, art niyet ve kıskançlık üzerine bir hikaye ile bu yazımı da tamamlamak istiyorum.

    Öğretmen, sınıftaki zeki fakat kıskanç öğrenciye, "Niçin arkadaşlarını çekemiyor, onların yaptıklarını bozup kavga ediyorsun?" diye sormuş.
    Öğrenci, bir süre düşündükten sonra, "Çünkü onların beni geçmelerini istemiyorum. En iyi ben olmalıyım" demiş. 
    Öğretmen, masasından kalkmış, eline bir parça tebeşir almış ve yere 15 cm. uzunluğunda bir çizgi çekmiş, kıskanç öğrenciye bakarak, "Bu çizgiyi nasıl kısaltırsın?" demiş.
    Öğrenci, bir süre bu çizgiyi inceleyip içinde çizgiyi birçok parçaya bölmek de olan birkaç yanıt vermiş. Öğretmen, yanıtları kabul etmemiş ve yere ilkinden daha uzun bir çizgi çekmiş. "Şimdi birinci çizgi nasıl görünüyor?" diye sormuş.
    Öğrenci utana sıkıla, "daha kısa" diyerek başını öne eğdi.
    Öğretmen bu yanıt üzerine öğrencisine unutmaması gereken şu öğüdünü vermiş; "Bilgini ve yeteneklerini artırarak kendi çizgini uzatman, rakibinin çizgisini bölmeye çalışmandan daha iyidir."

    İlk Yorumu Sen Yaz
    code