|
||
Bu Kaymakamlar Ne İş Yapar? | ||
Köşe Yazıları Haberi | ||
İlçelerin, mülki amiri konumundaki bu kişilerin, fazlaca bir iş ürettikleri görülmüyor. Cumhurbaşkanı, onları toplayıp, “Mevzuata fazlaca bağlı kalmayın.” derken, onlara kanunsuz bir emir vermedi. Sadece, “Çalışın ve iş üretin.” demek istedi. Cumhuriyetin ilk yıllarında, adları “İlçebay”dı. Onlara, ”Yarbay” diyenler de vardı. ilçelerde, Valinin temsilcisi ve yardımcısı konumundaydılar. Yine öyleler. Osmanlı zamanındaki adlarına dönüldü ve Kaymakam ismi tekrar kullanıldı ve hala kullanılıyor. Osmanlı döneminde, geniş yetkileri vardı. Mesela, Sadaret Kaymakamına “Kaymakam Paşa” denir ve bu Kaymakam Sadrazamın yokluğunda, ona vekalet ederdi. Böylece, Padişaha da en yakın kişilerden biri olurdu. Cumhuriyet döneminde Valiler, bulundukları illerde kamu yönetimini, 5442 numaralı “İl İdaresi Kanunu” ile sağlarlar. Kaymakamlar da, bundan yararlanırlar. Ne var ki, devletin mal ve mülkünü, Vali kadar temsil edemezler. Kaymakam, ilçedeki adli ve askeri personelin ve görevlilerin dışında kalan memurun, hiyerarşik üstü konumundadır. Bu memurlar, görevlerinden dolayı Kaymakama karşı sorumlu olup, onun denetimi altında bulunurlar. Genel bir sıralama yaparsak Kaymakamın, ilçenin huzur ve güvenliğini sağlamak, Belediye ve Köy kuruluşları ile bunlara ait birimleri denetlemek ve kısaca onlara yol göstermek gibi vazifeleri vardır. Ne var ki, mülki idarenin içinde yer alan bu kişilerin görevlerini gereği gibi yaptıkları ve ilçelerine pek yararlı oldukları söylenemez. Bunun, pek tabii ki istisnaları, yani görevini çok iyi yapan ve çalıştığı yere faydalı olup, unutulmayan Kaymakamlar da vardır. İLÇEMİZDE, DURUM NEDİR? 1930 ‘lu yılların sonundan bu güne kadar İlçemizde görev yapan Kaymakamların kimlikleri bellidir ve bilinir. Geriye dönüp baktığımızda, çok yararlı işler yapıp da, adını duyuran ve unutulmayanına rastlamadık. Benim, bu ilçede bulunduğum süre içinde, Yaşar Karadeniz ve Hüseyin Öner’den başkasının kalıcı bir iş ve hizmet ürettiğini göremedim. Hemşerilerim de, aynı kanıdalar. Yaşar Karadeniz’in köy yollarıyla, köy içi yollarının yapılması konusunda büyük gayret sarf ettiğini ve başarılı olduğunu gördük. Her yıl yapılan Bahar ve Kültür Festivali de, ilçenin enformasyonu bakımından, onun eseridir. Hüseyin Öner’e gelince, geçen yıl ayrılan bu Kaymakam da, Kapaklı-Saray çevre yolu yapımının hızlandırılması, yeni bir Yüksek Okul’un yapımı, yeni ve büyük bir Devlet Hastanesi’nin yapımı, tarihi Kurtdere Camii’nin aslına uygun biçimde onarımı gibi, gözle görülen iş ve hizmetleri ifa etti. Daha önce, 3’ncü sınıf ilçe konumundaki Saray, 2’nci sınıf konumuna yükseltilmiş olup, buna rağmen Kaymakamların daha büyük ilçelere gidebilmeleri için, “Basamak tahtası” yaptıkları bir ilçe durumundadır. Halkın bütün gayretine ve teveccühüne rağmen, Belediyesinin çok iyi çalışmadığı ve hizmet üretmediği görülür. Esas görülen ise, Kaymakamların Belediyeye karşı denetim ve yol gösterme görevlerini yapmamalarıdır. Önlerine konulan kağıtları imzalamaktan ve çaylı, sohbetli görüşmelerden başka bir iş üretmeyen bu kişiler, Cumhurbaşkanı’nın da dikkatini çekmiş olmalı ki, Cumhurbaşkanı onlara daha aktif olmaları konusunda talimat vermek zorunda kalmıştır. Hepsinin gönlünde, Vali olmak arzusu yatar ama, sadece “Marifet’in, iltifata tabi” olduğunu, bir türlü bilmezler. Geçen yıl, Aydın’ın Kuyucak İlçesi Kaymakamı iken ilçemize atanan Alp Arslan’ da, iş ve hizmetiyle henüz bir varlık gösteremedi. Mesela, inşaatı yarım kalan ve yaklaşık 10 yıldan beri tamamlanmayı bekleyen Öğretmenevi binası, keza atıl vaziyette ve boş durumda olan eski Askerlik Şubesi binası, yıkılmadan kendilerine el atılmasını bekliyorlar. Kaymakam da, onları düşünmek yerine, herhalde “Buradan daha büyük ve önemli bir göreve nasıl gidebilirim?” diye düşünüyordur. Oysa, halkın tabiriyle “Emek olmadan, yemek olmaz.” BELEDİYEYİ DENETLESİN, YETER! Saray Belediyesi, planlanan işleri Büyükşehir Belediyesi ile birlikte yürütürken, halkın canını sıkmaya başladı. Belirlenen tarihlerde işlerin bitirilmemiş olması ve özellikle şehir içi yollarının bozukluğu ve yapım ve onarımının gecikmesi, halkımızı pek kızdırıyor. Belediyenin önünde toplanıp, gösteri ve protesto yapmak isteyenler bile var. Kaymakam, bunları ve ilçenin diğer ihtiyaçlarını görmüyor mu? Pek tabii ki görüyor. Ama, halkımız ona “görmek” denmez, “sadece bakmak denir” diyor. Kaymakam’ı şehir içinde, esnafın ve halkın arasında dolaşırken gören var mı? Yok! Vatandaşlar, odasına kapanan ve sadece kendi sorunlarıyla ilgilenen devlet görevlisi istemiyor. Belediye görevlileri için de, aynı söz geçerli. Bizim derdimize gelince, sadece halkımızın isteklerine ve dilekleriyle görüşlerine aracı olmaktır. Büyükşehir Belediye Başkanı, Saray’la ilgileniyor. Gün geçmiyor ki Saray’da olmasın. Tekirdağ Valisi’nin de, tören ve davetlerin dışında, İlçemize gelmesini ve burada ne olup bittiğini görmesini isteriz. |
||
|
||
Etiketler: |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.