Moved Permanently

 
                         YENİ BAŞHEKİM, “HİZMETTE  İDDİALI” 
        Bir ay önce Saray Devlet Hastanesi’ne Başhekim olarak naklen atanan Dr. Gülcan Güntaş Korkmaz, hizmette çok iddialı. Yazının başlığı da, onun bu iddiasından kaynaklanıyor.
       Bir tıbbi tahlil sebebiyle önceki gün gittiğim hastanede, Başhekim Korkmaz’ı da makamında ziyaret ettim. Gülcan Hanım’la bir saate yaklaşan bir süre, hep hastaneyi konuştuk. Bu süre içinde, iki imzadan başka Başhekimin yanına gelen olmadı.Demek ki, hastanede işler iyi gidiyor, o sebeple vatandaşlar Başhekime her hangi bir başvuru ya da yakınmada bulunmuyorlardı. Bu durum, iyi bir görünümdü.
       Tunceli Devlet Hastanesi Başhekimi iken, bu hastaneye naklen atanan  genç  Başhekim, Saray’a isteyerek geldiğini, ilçeyi ve halkını pek beğendiğini, amacının çevre halkına iyi bir sağlık hizmeti vermek olduğunu, bu maksatla hastanenin tedavi imkanlarını artırmaya çalışacağını ısrarla söylüyordu.
        Dr. Korkmaz, konuşmasını şöyle sürdürüyordu. “Saray’a isteyerek ve ilçeyi beğenerek geldim. Hastanenin, başta hekim ihtiyacı olmak üzere bir çok eksikleri var. Gelir gelmez, en çok ihtiyaç duyulan Kulak Burun Boğaz, Göz ve Nöroloji hekimi verilmesi için talepte bulundum. Bu kadroların verileceği sözünü de aldım. Hastane odalarımız, lüks ve bir özel hastane görünümünde. Hasta bekleyen 75 yataktan, şimdilik 30 kadarı dolu. Hekim kadromuz artınca, boş yatak sayısı azalacaktır. Hekim yokluğu sebebiyle bakamadığımız hastaları, zorunlu olarak çevre hastanelerine sevk ediyoruz. Tedavi altına aldığımız hastalarımız içinse, büyük titizlik gösteriyor ve onların en kısa zamanda sağlıklarına kavuşması için çalışıyoruz.” diyor.
       Polikliniklerde her gün 300-350 hastaya baktıklarını ve daha çok ayakta tedavi yaptıklarını anlatan Başhekim, sözlerini şöyle sürdürüyor. “Hekim arkadaşlarımız, hastalarına büyük bir ilgi ve şefkatle yaklaşıyorlar. Sevk ettiğimiz hastaların dışında, hiçbir hastamızı geri çevirmiyor ve aynı gün muayene ve tedavisini yapıyoruz. Kimi eksiklerimize rağmen, mevcut laboratuarımızda günlük tahlilleri başarıyla yapıyoruz. Şimdi, bir Hormon Bakımı Laboratuarı kurmanın peşindeyiz. Tıbbi araç-gereç sayısını artırmayı ve en gelişmiş tıbbı araçları hastanemize kazandırmayı düşünüyoruz. Döner Sermayemizin yıllık cirosu, tatmin edici boyuttadır. Bunun % 20 si vergi olarak ödendikten sonra, % 40 ını hekimlere ve personele ödüyor, % 40 ile de, diğer ihtiyaçlarımızı karşılıyoruz. Yani, parasal bir sıkıntımız yok.” 
    Ağız ve diş sağlığına da büyük önem verdiklerini anlatan Başhekim Korkmaz, bu konuda da şöyle diyor. “Halen aktif görev yapan 3 Diş Hekimi’miz var. Araç gereç yetersizliği sebebiyle hekimlerimiz şimdilik çekim, temizlik ve diş dolgusu yapabiliyorlar. Muhtemelen yılbaşından sonra hastalarımızın diş protezi, krom ve köprü taleplerini de karşılamaya çalışacağız. Doğrudan olmasa da, bir laboratuarla anlaşarak, bu hizmeti de getirme kararındayız.” 

   
                               “MARİFET, İLTİFATA TABİDİR.”
   Başhekim Korkmaz’la konuşurken, bir taraftan ikram ettiği çayı yudumluyor, Başhekim bu hastanede henüz yolun başında olduğu için, bütün çabalarına iyi temennilerle yaklaşıyoruz. Başhekime, İstanbul’da basının merkezinde olup, gazetecilerle iç içe çalışırken onlara bol bol çay ikram ettiğimi anlatırken, bütün ikramlarımıza rağmen hata yaptığımızda, eleştirilerinden kurtulamadığımızı da söylemeyi ihmal etmedim.
     Ne demek istediğimi hemen fark eden Başhekim Korkmaz, iyi hizmetlerinin daima takdirle anılacağını, başarısız olduğunda ise eleştiriye uğrayacağını gülümseyerek karşılıyor, ancak  anlamakta gecikmiyordu.
       Çünkü, artması için başarı teşvik edilmeli, başarılı olandan da iltifat esirgenmemelidir. Eskilerin sözü ile “Marifet, daima iltifata tabidir.” Ancak, beklenen marifet ortaya konabilirse...

                              HASTANE MÜDÜRÜ DE YENİ
        Bu ziyaret sırasında, Saray Devlet Hastanesi’ne yeni Başhekimle birlikte, yeni bir Hastane Müdürü’nün atandığını da öğreniyoruz. Yeni Müdür İsmail Çamyeşil, 16 yıldan beri Saray’da sağlık hizmeti vermeye çalışıyor. 1993-2003 yılları arasında, yani tam 10 yıl süreyle Büyükyoncalı Sağlık Ocağı’nda Sağlık Memuru olarak çalışan Çamyeşil, 2003-2009 yılları arasında da, Saray 1 Numaralı Sağlık Ocağı’nda aynı görevi sürdürmüş.
       Beykent Üniversitesi Hastane ve Sağlık Kurumları Yönetimi dalında yüksek lisansını tamamlamış olan Çamyeşil, 12 Ekim 2009 dan beri, Saray Devlet Hastanesi Müdürü olarak çalışıyor. Tıbbi/teknik hizmetlerin dışında, hastanenin bütün lojistik hizmetlerini yürüten İsmail Çamyeşil’in, görevini severek yaptığını ve işine hakim olduğunu görüyoruz.

                      ÖNCE GÜLERYÜZ, SONRA İLGİ VE DESTEK
      Hasta ziyaretini saklı tutarsak, hiç kimse hastalanıp da hastaneye gitmek istemez. Hatta, kimileri için hastane çok ürkütücüdür. Ürkütücü olmasının sebebi ise, ne yapılacak iğne, ne ameliyat ne de ölüm korkusudur. Esas korku, “koridorlarda bekletilmek, ilgisiz karşılanmak, acılar içinde kıvranırken azarlanmak ve horlanmaktır.”
     Oysa, hasta ve yakınlarının hastane personelinden ilk beklentisi, sadece ilgi ve gülen bir yüzdür. İlgi ve gülen bir yüz, tedavinin yarısıdır.Yani, tıbbi tedavinin yarısı, öncelikle moral tedavidir.
    Bu moral tedavi için, Saray Devlet Hastanesi’nde “her zaman vardır” diyebilmek, fazla iyimserlik olur. Bu hastanede beklediğiniz ilgi ve güler yüzü hekimlerde görseniz de, diğer personelde pek göremezsiniz. Mesela, asık bir yüzle size iğne yapmaya gelen Hemşirenin yüzünün yaydığı korku, iğnenin acısını bastırır. Moraliniz, böylece daha hastanenin acil bölümünde tükenmiştir.
     Beş ay önce, bir ağrı kesici enjeksiyonu için gittiğim Saray Devlet Hastanesi acil servisi, artık her gidişimde beni ürkütüyor. Çünkü, başka birine öfkelenen asık yüzlü hemşire hanım, iğneyi kalçama öyle bir sapladı ki, tam bir ay süreyle sol bacağımı, yarım metre yukarıya kaldıramadım.
        Şeker hastalarına, hiç sorulmadan glikozlu serum verildiği, acil serviste hastaya ilaç verirken, hastanın daha önceki ve halen geçirmekte olduğu başka hastalıklarının olup olmadığının sorulmadığı hususu ise, bu hastanede olağan işlerden sayılıyor.

                          SARAY’DA, “DOMUZ GRİBİ” VAR MI?           
     Başhekimle konuşurken, konuyu güncel olan “Domuz Gribi”ne getiriyoruz. Gülcan Hanım, mevsimsel gribin her zaman olabildiğini ve kendilerine bu tür hastaların başvurduğunu söylerken, “Domuz Gribi” olarak nitelenen bir vakanın, hastaneye henüz intikal etmediğini ifade ediyor.
      Vatandaşların, bu konuda çok duyarlı olmalarını söyleyen Başhekim, Sağlık Bakanlığı’nın yaptığı açıklamaların dikkatle izlenmesini ve önerilerinin yerine getirilmesini istiyor. Bu konunun, kamuoyunda çok konuşulduğunu ve güncelliğini koruduğunu, o nedenle eklenecek başka bir hususun olmadığını söylerken, korunma tedbirlerinin mutlaka alınması gerektiğini sözlerine ekliyor.

                        YENİ  BAŞHEKİM’DEN  BEKLEDİKLERİMİZ
    Saray Devlet Hastanesi’nin yeni Başhekimi Dr. Gülcan Güntaş Korkmaz’a, öncelikle yeni görevinin hayırlı olmasını diliyoruz. Beğenerek ve isteyerek atandığı bu görevinde başarılı olmasını bekliyor ve bunu umut ediyoruz. Yaptığımız bu görüşmede Dr.Korkmaz, eski hizmetlerine ve tecrübesine rağmen, böyle bir göreve ilk defa atanmış gibi istekli ve heyecanlı görünüyordu. Görebildiğimiz kadarıyla görevini seviyor ve hastalarına hizmet etmekten büyük mutluluk duyuyordu.
        Saray halkı ve hastaları olarak, yeni Başhekimden isteklerimiz fazla değil. Öncelikle gelen bütün hastalara hekimler ve tüm hastane personelinin “güler yüzle” davranmasını ve fazlaca bekletilmeden acılarının dindirilmesini, hiçbir imkan esirgenmeden tedavilerinin yapılmasını arzu ediyoruz.
       Hastanenin hekim sayısının artırılarak, hastaların başka hastanelere sevk edilmek yerine, tedavilerinin burada yapılması da, halkımızın önemli bir dileğidir. Esasen, bütün hastanelerde olması gereken hijyenik ortamın sağlanması ve daima korunması, başta tuvaletler olmak üzere hastaların gezdiği ve yararlandığı bütün mekanların daima temiz tutulması, öteki isteklerimizdendir.
       Saray Devlet Hastanesi’nin halkımıza vereceği başarılı sağlık hizmetleri, başta Başhekim olmak üzere kurumun tüm sağlık personelini halkımızın gözünde büyütecektir. Biz de, onların başarılarını bu köşede elbette takdirle  yazacağız.
      Aksi durumlarda ise, yapılan yanlışları ve bütün kusurlu davranışları, yine  bu köşede, üstelik kınayan bir üslupla anlatmaya devam edeceğiz.
      Dileriz ki, yazıcaklarımız  hep övgü olsun.