301 Moved Permanently

Moved Permanently

The document has moved here.

Haber Detayı
11 Kasım 2014 - Salı 23:20 Bu haber 899 kez okundu
 
Çözüm Süreci Bitti !
Köşe Yazıları Haberi


          Kimileri ona, “Açılım Süreci” diyor ve soruyor : Açılım Süreci Bitti mi? Adına ne derseniz deyin, o artık bitti. Bitmesi lazımdı, çünkü sonu felaketti.

       Bu belayı, AKP iktidarı başımıza musallat etti. Bölücüler, 1984 yılında oluşturdukları terör örgütünü kullanarak, Kürt vatandaşları bu ülkeden koparmak istiyorlardı.

   Önceleri, “Kürtlerin demokratik hakları” dediler. Oysa,hak-hukuk bakımından Kürt vatandaşlarımızla, Türk vatandaşlarının hiçbir farkı yoktu. Seçmek, seçilmek ve devlet kadrolarında görev almaktan tutun da, her alanda Kürtlerle Türkler, aynı haklara sahiptiler ve hep öyleler.

     Daha da önemlisi, kendimizi bildik bileli bu ülkede “Türk-Kürt” diye bir ayırım yoktu. Herkes, bu ülkenin eşit haklara sahip bir vatandaşıydı. Ülkeden koparılmak istenen Kürt vatandaşların, bir iletişim sorunu da yoktu. Kendi dillerini istedikleri gibi, istedikleri yerde konuşuyorlardı.

    Biraz daha açarsak, yoğunlukları Doğu ve Güneydoğu Anadolu’muzda olmasına rağmen, Kürt vatandaşlar ülkenin diledikleri yerinde mülk ediniyor ve şimdiki gibi istedikleri yerde yaşayabiliyorlardı.

    Kız alıp vermek, iyi ve kötü günleri dostça paylaşmak, okullarda birlikte okuyup, birlikte askerlik yapmak ve aklınıza gelebilecek her türlü birliktelikleri, arkadaşlıkları ve dostlukları vardı. Varlığından, hala hiçbir kuşkumuz yok.

    Yok, ama bölücü bir örgütün estirdiği terörle bu vatandaşlar taciz edilirken, bu güzelim yurt köşemiz de, bir terör yuvası haline getirildi.

                               LİDERİ, NİHAYET YAKALANDI

      Komşumuz Suriye’de konuşlanan ve örgütünü buradan yöneterek, binlerce cana kıydıran lideri, buradan kovulduktan kısa bir süre sonra yakalandı ve 1999 Şubat’ında Türkiye’ye teslim edildi.

    İşte, “15 yıldan beri başımıza musallat olan bu dertten kurtulduk.” deyip, bu kişiyi ölüm cezasına çarptırmışken, ceza infaz edilmedi ve olanlar oldu. Böylece, bu kötü günlere geldik.

   Avrupa Birliği hayaline kapılıp, ülkede ölüm cezasını kaldırınca, can alan bu örgütün lideriyle birlikte, cümle katiller büyük bir nefes aldılar ve onlar da canlarını kurtardılar.

   Peki, ne değişti? Hiçbir şey. Öteki katiller, yine can almaya devam ederken, bölücü örgüt de gittikçe güçlendi. Yeni canlar alırken, koskoca Türkiye Cumhuriyeti devleti, bir örgüt liderine teslim oldu.

      Onu, hapis tutulduğu yerde krallar gibi yaşattı. Başka bir söylemle devlet, onunla silahlı örgütünün arasında sıkıştı kaldı.

     İdam cezası kaldırılmış olsa bile, 12 yıldan beri ülkeyi yöneten AKP iktidarı,  silahlı olan bu örgütle yine silahla mücadele edip, bugünlere katiyen gelinmezdi.       

     Bunu yapmak, 700 bin kişilik Ordumuzun asli göreviydi. İşte, bu yapılmadı.

     İktidar, halıyı süpürdükten sonra çöpünü atmak yerine, çöpü hep halının altına süpürdü, çöpler birikti ve halının altı doldu, taştı.

                              ÖNCE, “KÜRT AÇILIMI” DEDİLER

     İktidarın mayası olan Refah Partisi’nin lideri bir Güneydoğu ziyaretinde meydanlara çıkıp, ilk bölünme işaretini verdi. Okullarda okunan Öğrenci Andı’nı eleştirerek ve; “Siz Türküm, doğruyum… derseniz, onlar da ortaya  çıkıp, ben de Kürt’üm ve daha doğruyum deyiverir.” diyerek, bölünmenin bir hak olduğunun ilk işaretini, en yetkili ağız olarak verdi.

     Aynı bölgeye ziyarette bulunan şimdiki Cumhurbaşkanı da, “Kürt Meselesi” sözünü dile getirerek, bir “Mesele” olduğunu ortaya attı ve bunu çözeceklerini vaat etti.

    Ondan sonra da, olayların ve şımaran bölücülerin isteklerinin önü alınamadı.

    İktidar, “Kürt” sözcüğünü dillendirmenin sakıncalarını anlayınca, bu defa “Demokratik açılım.” ifadesini kullanmaya başladı. Ancak, bu da bölücüleri yola getirmedi.

    Bu defa, ondan da vazgeçip; “Yeni bir açılım başlatıyoruz.” diyerek, başımıza sardığı bu belaya, “Açılım Süreci” dedi. “Süreç” demesi de işe yaramamıştı. Bu defa, açılım yerine “Çözüm” sözcüğünü kullanıp, ülkenin başına sardığı bu derde, “Çözüm Süreci” dedi.

     Değerli okuyucularım; “Ali-Veli”nin yerlerini değiştirip, “Veli-Ali” demek hiçbir işe yaramıyordu. Yani, isim değiştirmekle hiçbir sonuç alınmıyordu.

                                   TAVİZ ÜSTÜNE, TAVİZ !

         Genel ve yerel seçimlere terörden uzak girmek gerektiğini bilen iktidar, salt seçim kazanmak için bu örgüte “taviz üstüne taviz” verdi. Verdiği tavizlerse, yerine getirilebilecek cinsten değildi.

       Gerek terör örgütünün temsilcileri, gerekse Parlamentodaki uzantıları açıkça, “Özgürlük istiyoruz.” diyorlardı. Ülkenin eyaletlere bölünmesini, Doğu ve Güneydoğu’nun yönetiminin kendilerine verilmesini, buradaki yer altı ve yer üstü zenginliklerinin kendilerinin olmasını, askeri güç ve polis gücü oluşturmak, vergi toplamak, kısaca ayrı bir devlet olmak istiyorlardı.

     Yeni bir Kürt Devleti kurmak isteyen bölücüler, taviz veren iktidardan bunu alabileceklerini düşünerek, terörü giderek azdırıyorlardı.

    İktidarın bel bağladığı Amerika ve Avrupa Birliği de bölücülere sahip çıkınca, iktidar iki arada-bir derede kaldı.

    77 milyonluk Türk halkı da “Kuzuların Sessizliği”ne bürününce, öyle sanıyorum ki  iktidar; “ver-kurtul” a razı olmak noktasına geldi.

    Katiyen gelmemesi lazım. Bu iktidarın içinde, böyle düşünenler olsa bile, içlerinde çok duyarlı “vatansever” insanlar var. Bunların, çoğunlukta olduklarını düşünüyorum. Bir bölünmeye asla razı olmazlar. Savaş meydanlarında kazanılan bu toprakları, bir terör örgütüne teslim etmezler,  böldürüp  katiyen vermezler.

    700 bin kişilik bu büyük Ordu, böyle bir bölünmeyi asla kabul etmez. Ederse, Atatürk’ün kemikleri sızlar. Bu toprağın altında yatan şehitler, haklarını bize asla helal etmezler. Türk halkı, torunlarının yüzüne bakamaz. 1000 yıllık şanını-şerefini, yerin dibine  gömer.

     Değerli okuyucularım; Büyük Atatürk’ün, milli mücadelenin başında yayınladığı ‘Amasya Tamimi’ni hatırlayalım. O büyük kurtarıcı, büyük insan 95 yıl önce ne diyordu?

    “Bu ülkenin kaderini ülkenin düşmanları değil, yine bu ülkenin kendi halkı tayin edecektir.”

     “Çözüm Süreci” varsın, bitsin. Türk halkı, maddi manevi bütün gücünü kullanarak,  kendi kaderini tayin etmeye her zaman hazırdır ve kararlıdır.

   

 

 

 

 

 

 

Kaynak: (İHA) - İhlas Haber Ajansı Editör:
 
Etiketler:
Yorumlar
Saray Gözlem Gazetesi
Ulusal Gazeteler
Alıntı Yazarlar
Tekirdağ

Güncelleme: 27.04.2024
Bugün
11 - 18
Pazar
10 - 19
Pazartesi
12 - 17
Tekirdağ

Güncelleme: 27.04.2024
İmsak
17 Şevval 1445
Sabah
04:31
Öğle
06:08
İkindi
13:13
Akşam
17:01
Yatsı
20:08
Süper Lig
Takımlar
P
Av
M
B
G
O
1
Galatasaray
90
77
1
3
29
33
2
Fenerbahçe
86
87
1
5
27
33
3
Trabzonspor
55
56
12
4
17
33
4
Beşiktaş
51
44
12
6
15
33
5
Başakşehir
49
44
12
7
14
33
6
Rizespor
48
43
13
6
14
33
7
Kasımpasa
46
55
13
7
13
33
8
Alanyaspor
45
43
10
12
11
33
9
Sivasspor
45
40
10
12
11
33
10
Antalyaspor
45
38
10
12
11
33
11
A.Demirspor
41
49
10
14
9
33
12
Samsunspor
39
37
14
9
10
33
13
Ankaragücü
37
40
12
13
8
33
14
Kayserispor
37
37
13
10
10
33
15
Konyaspor
36
34
13
12
8
33
16
Gaziantep FK
34
37
17
7
9
33
17
Hatayspor
33
37
14
12
7
33
18
Karagümrük
33
37
16
9
8
33
19
Pendikspor
30
37
17
9
7
33
20
İstanbulspor
16
26
22
7
4
33
Nöbetçi Eczane


Nöbetçi eczanlerle ilgili detaylı bilgi için lütfen tıklayın.

Arşiv Arama
Modül 1

Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.

Haber Yazılımı