Anayasa’ya göre, seçimlerin dürüst yapılmasını, böylece demokrasiyi sağlar. Seçimlerde hile yapılmasını önler. Seçim süresince, devletin imkanlarının iktidar partisi tarafından kullanılmasına engel olur. Bunları yaparken, tam bir tarafsızlık içinde davranır. Hadi canım sende, güldürmeyin beni!
Elbette, “Hadi canım sende!” Çünkü, bu kurulun bu işleri yaptığını söyleyen tek bir kişiye rastlamadım. Anayasa öyle dese de, mevcut Yüksek Seçim Kurulu seçim dönemi başladığından beri hep tersini yapıyor.
Öncelikle, tarafsız olması ve tarafsız davranması gereken Cumhurbaşkanı’nın, hala eski partisi için çalıştığını, devletin bütün imkanlarını bu parti için kullandığını gördüğü ve bildiği halde, ne bir müdahalede ne de bir uyarıda bulunuyor.
Muhalefet partilerinin bu konuda kendisine yaptıkları şikayetleri ciddiye almıyor ve “Bizim yetkimiz yok.” diyerek, olayı kapatıyor.
Oysa; Anayasa bakın ne diyor; “Seçimlerin başlamasından bitimine kadar, seçimin düzen içinde yönetimi ve dürüstlüğü ile ilgili bütün işlemleri yapma ve yaptırma, seçim süresince ve seçimden sonra seçim konularıyla ilgili bütün yolsuzlukları, şikayet ve itirazları inceleme ve kesin karar bağlama… görevi, Yüksek Seçim Kurulu’nundur. Yüksek Seçim Kurulu’nun kararları kesindir. Bu kararların aleyhine başka mercilere başvurulamaz. (Madde 79) “
Anayasa önce; “Seçimlerin dürüstlüğü” diyor. “… Seçimlerde yapılan bütün yolsuzlukları, şikayet ve itirazları inceleme ve kesin karara bağlamak …” diyor.
Diyor, ama Yüksek Seçim Kurulu bunları yapıyor mu? Asla yapmıyor, yani Anayasa ile kendisine verilen görevleri yapmıyor. Üstelik, bu konuda tek yetkili olduğu ve kararları kesin ve itirazsız olduğu halde, görevini yine de yapmıyor. Başvuranlara, “Yetkili değilim, ya da yetkim yok.” diyor.
OYSA, DURUM APAÇIK ORTADA
İktidar partisi, devletin maddi/manevi bütün imkanlarını kendi seçim propagandası için kullanıyor. Başbakan ve Bakanlar, devletin araçlarıyla seçim bölgelerine ve yurdun dört bir tarafına gidiyorlar.
Bütün Mülki İdare Amirlerini, kendi partisinin memurları gibi kullanıp, çalıştırıyorlar.
“Toplu açılış” gibi uydurmaca ve kandırmacalar’la, daha önce açılışı yapılan tesisleri ilk defa açıyormuş gibi milleti meydanlara toplayıp, seçim propagandası yapıyorlar.
Yetmedi, devletin televizyon kanallarını diledikleri gibi kullanıp, kendi seçim tanıtımlarını yapıyor, yaptırıyorlar.
Yetmedi, bu defa tarafsız davranacağına namusu ve şerefi üzerine yemin etmiş olan Cumhurbaşkanı devreye giriyor. Kendisine tanınan devletin bütün imkanlarını kullanarak, iktidar partisine oy verilmesini istiyor.
Bütün bu olup bitenleri gören Yüksek Seçim Kurulu; “Müdahale edemem, yetkim yok” diyor.
Hakimler, kararlarını sadece Anayasa’ya ve yasalara göre değil, aynı zamanda vicdani kanaatlerine göre verirler.
Anayasa ve yasa tanımayan bu Kurulun Hakimlerinin, hiç vicdanı da yok mu acaba?
YA SEÇİM HİLELERİ !
Anketler, iktidar partisinin bu defa tek başına kazanamayacağını gösteriyor. O sebeple, iktidarda büyük bir telaş var.
Telaş var, çünkü kazanamadıkları takdirde, önlerinde iki ihtimal görünüyor. “Kırk katır ya da kırk satır”
Israrla İfade edildiğine göre, kazanamazlarsa ya Hakim önüne çıkacaklar, ya da kaçacaklar.
Bence, bunlardan çok daha kötü olan üçüncü bir ihtimal var. Mahkeme-i Kübra’da yargılanacaklar. Yani, Allah’ın önünde hesaba çekilecekler.
Hem de, bu günahları işlerken, Allah’ın dinini kullandıkları için hesap verecekler. Tabii, verebilirlerse. Ne kötü değil mi?
***
Filiz Kasap’ın Açıklaması
Geçen hafta Cumartesi günü yayınlanan “En Kaliteli Etler Saray’da” başlıklı yazımda, ilçemizin maruf Kasaplarından “Filiz Kasap” eleştiri konusu olmuş, yıllardan beri çok beğenilen ve müşterisi yoğun olan bu Kasap’ın, kaliteye eskisi kadar riayet ve dikkat etmediği ifade edilmişti.
Telefonla arayan Kasap Adnan Mülayim yaptığı açıklamada ez cümle; “Kaliteyi katiyen bozmadıklarını, kasaplık kimi hayvanları kendisinin besleyip ürettiğini, diğerlerinin seçiminde büyük özen gösterdiklerini” ifade ettikten sonra; “Bizim, ikinci bir işyeri açmamız kaliteyi düşürmediği gibi, daha da artırdı. Biz, müşterilerimizin titizliğine eskiden daha fazla önem veriyoruz. Et üretiminde, bazen yeterli bile olamıyoruz. O bir kusur ise, onu kabulleniyoruz. Bizim özelliğimiz, dikkat ve kalitemizdedir.” dedi.
Biz de, bütün kasapların böyle olmasını ve İlçemizin bu yönüyle de olumlu anlamda anılmasını istiyoruz.
|