Moved Permanently

Okulların kapanmasına az bir süre kaldı ve evlatlarımız yaz tatiline girecekler. Öncelikle pandemi döneminin getirdiği olumsuzluklar içerisinde yoğun ve zorlu bir süreçten geçen çocuklarımızı tebrik ederek sözlerime başlamak istiyorum. Pandemi kısıtlamalarının kontrollü olarak azaltıldığı yaz tatilinde çocuklarımız kısıtlamalı günlerden kalan alışkanlıklar ile bilgisayar başında sürekli bir şekilde oyun oynamak yerine kitap okumalı, akranları ile bir arada bulunarak oyunlar oynamalı, kişisel gelişimine yardımcı olacak işler ile uğraşmalıdır.

Bunun ile birlikte ilgi duydukları mesleklerde, küçük esnaflarımızın yanında (manav, terzi, bakkal, berber, oto tamir vb.) yaz tatili ile sınırlı olsa da ilgi duydukları ve ağır olmayan mesleklerde kısa çalışma saatleri ile çırak olarak çalışmaları, kendilerini geliştirmelerine, öz güven kazanarak sosyalleşmelerine ve hayata hazırlanmalarına katkı sağlar.

Ağaç yaş iken eğilir!

 Ayrıca para kazanmanın zorluğunu, sorumluluk sahibi olmayı, esnafımızdan en iyi şekilde öğrenir. Kendi kazancını değerlendirme mutluluğunun da tadına varır. Öncelikle kendilerine yapabileceklerinin farkında olma imkanı sağlar iken, ailelerin de evlatları hakkında bilgi sahibi olmalarını sağlar.

Çocuklarımızı ne kadar tanıyoruz? Onları oldukları gibi mi, olmasını istediğimiz gibi mi görüyoruz?

 Evlatlarımızı sadece karne notu ile değerlendirmemiz, ya da en iyi eğitimi verdiğimize inanmamız yeterli olmayacaktır. Onların yeteneklerini keşfetmek, ilgi duydukları alanlara göre yönlendirmek de sorumluluklarımız arasındadır.

 Bu nedenle, çocuklarımızın gerçek hayata hazırlanması için küçük esnafımıza güvenerek, çocuklarımızı emanet edebiliriz. Böylece birbirinden farklı özellikleri, yetenekleri olan çocuklarımızı tanıyabilir, geleceklerine yön verebiliriz. Bu farklı özelliklerini keşfetmek, onları daha iyi tanımak için çocuklarımıza değişik görevler, sorumluluklar yüklemek gerekir. Evlatlarımızın geleceğini, yetenekleri doğrultusunda yönlendirmek için birçok yol var. Bu yollardan birisi de çocuklarımızın yaz tatillerinde kısa süreli de olsa onların da görüşlerini alarak, istekleri doğrultusunda, bedenen ağır olmayacak herhangi bir sektörde, bir esnafın, sanatkarın yanında çırak olarak çalışmasıdır.

Şahsım, usta-çırak ilişkisi içerisinde yetişen bir birey olarak ‘’Usta, baba yarısıdır.’’ Sözünün doğruluğuna inanarak evlatlarımızın kişisel gelişimi, hayata hazırlanmaları için bütün ailelerimizi duyarlı olmaya davet ediyorum.

Her zaman tozpembe olmayan hayat, bazen dikenli ve zahmetli yollardan da oluşmaktadır. Bizler anne ve baba olarak; evladım ezilmesin, biz çektik o çekmesin, rahat işi olsun, masabaşı çalışsın zihniyeti ile esnaf ve sanatkarlıktan, hayatın gerçeklerinden uzak tutmamalıyız.  Hayatın zorluklarla dolu yollarından en az hasarla geçmeyi de öğrenmeleri gerekir.

Sanat altın bileziktir. Elinde bir sanatı olan kişi dünyanın neresinde olursa olsun işsiz, aşsız kalmaz.

İşini severek yapan, kendini geliştirmesini bilen esnaf ve sanatkarların, geleceğin saygın ve aranan insanları olacağı iyi bilinmelidir.

Meslek liseleri, çıraklık eğitim merkezleri ve esnaf ve sanatkarlık, tembel ve haylaz öğrencilerin yönlendirileceği bir seçenek olarak görülmemelidir. Aksine zeki öğrencilerin yönlendirilmesinde ilk tercihlerden biri olmalıdır.

Esnaf ve sanatkarların, devletin temel direklerinden biri olduğu iyi bilinmelidir. Günümüzde had safhada olan ara eleman sıkıntısı önümüzde ki süreçte yerli esnaf ve sanatkarları mum ile aramamıza sebep olacaktır.

Gelecekte kazancı en iyi olanlar, esnaf ve sanatkârlar olacaktır.

Lütfen çocuklarımızı gelecekte, fabrikalarda ve monoton işlerde çalışmalarına sebep olup, oradan alacakları birkaç asgari ücret karşılığında yaşam sürmeye mahkum etmeyelim.  

Geleceğimizin teminatı olan evlatlarımızı, ilgi duydukları mesleklerdeki esnaf ve sanatkarlarımızla bir araya getirmek ve merak ettiklerini öğrenmeleri için, şahsım ve Çorlu Esnaf ve Sanatkarlar Odamız olarak elimizden gelen her türlü desteği vermeye hazırız.