ads
DOLAR 42.53 ₺
EURO 49.56 ₺
STERLIN 56.76 ₺
G.ALTIN 5,748.04 ₺
Ç.ALTIN 9,538.15 ₺
BİLEZİK 5,320.36 ₺
BTC 92,309.78 $
ETH 3,161.98 $
BİST 0.00

    Saray'da Göze Batanlar

    Yayınlama: 28 Mayıs 2010 Cuma 16:54 Kaynak: Haber Merkezi Editör:

    Saray'da Göze Batanlar

         Saray İlçemiz  büyüdükçe, sorunları da artıyor. Bazı sorunları ise, durduk yere biz yaratıyoruz. Huzurlu bir toplum için, insanların birbirini sevip sayması ve her türlü haklarına saygı göstermesi gerekiyor. Bu ilçede, acaba bunu yapabiliyor muyuz?

      İnsanın, günlük yaşamında ilgisini çekenlerin başında, yakın çevresinde olup bitenler geliyor. Saray merkez ve köyleri, bizim yaşadığımız en yakın çevre. Bu çevrenin, dışarıdan aldığı göçlerle yabancılaşması, değişik adetlerle beraber ne yazık ki, bazı istenmedik olayları da bölgemize taşıdı.
            Mesela, polisiye olaylarla birlikte, yargıya düşen olayların sayısında önemli artışlar oldu. Araç trafiği, insanları rahatsız etmeye başladı. İnsanlar arasındaki toplumsal ilişkiler, eski sıcaklığını kaybetmeye yüz tuttu. Eski dostluklar ve samimiyetlerin yerini, daha çok çıkar ilişkileri almaya başladı.
            Hepsinden önemlisi, devletin otoritesi  sanki güç kaybetmeye başladı. Aşağıda sıraladığım sadece bir-iki örnek, maksadımı açıklamaya yetip artıyor.


            Kimi Dükkan Önleri, Esnafın İşgalinde
        Saray ilçe merkezinin Çarşı Caddesi ve Gürselpaşa Caddesi adını taşıyan iki çarşısı var. Bu iki caddeye araçlar için getirilen park yasağı, üç yıldan beri bir türlü uygulanamadı. Çünkü, ilçede artan motorlu araç sayısı büyük bir park sorunu ortaya çıkardı. Bu sorun çözülemeyince, yasak uygulanamadı. Buraya kadar her şey normal. Ancak, kimi esnafın dükkanlarının önüne saksı, sandalye ya da bira kasaları koyarak, yayaların geçişine engel olması ve dükkanın önünü işgal etmesi,  büyük yanlıştı. Zabıtanın buna göz yumması ise, daha büyük yanlıştı.
           Mesela, Ziraat Bankası’nın karşısında ve 101 Marketin önündeki alandan park yasağı kaldırıldı. Böylece, park etme sorunu çeken araçlar için çok da iyi oldu. Ancak, oradaki kimi esnaf, dükkanlarının önüne saksı ve bira kasalarını dizerek, yasağı devam ettiriyor. Bu gaspı, oradan gelip-geçen Trafik Polisi seyrediyor. Bu durum, herkesin gözüne batıyor.

     Ayaspaşa Camii Akıyor, Hamamı İse Perişan !
         İlçemizin tek tarihi yapıtı olan ve 480 yıllık geçmişi bulunan Ayaspaşa Camii’nin kubbesi, 5 yıldan beri  akıyor. Kurşun kubbedeki çürümeler, içeriye sızıntı veriyor ve akıntı giderek artıyor.
          Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün korumasındaki binanın bu durumu, 5 yıl önce Genel Müdürlüğün Edirne ve İstanbul Bölge Müdürlüklerine bildirildi. İstanbul’dan gelen ekip, gerekli incelemeleri yaptı ve onarılması gerektiğine karar verdi.
            Ne var ki, ilçemizden ilgilenenlerin her yıl defalarca yaptıkları hatırlatmaya rağmen, cami bir türlü onarılmıyor. İşin ilginç yanı, Vakıflar bu tür eserlerin vatandaşlar tarafından onarılmasına izin vermiyor. Yani, ne kendisi yapıyor, ne de vatandaşa yaptırıyor.
          Caminin yanındaki tarihi Hamam ise, per perişan. O da, yıllardan beri bakım ve onarım bekliyor. Anlaşılan o ki, bu tarihi eserlerin yıkılmalarına göz yumanları bu hamama sokup, iyice bir terletmek gerekiyor.

              Köy Yolları Onarım Bekliyor !
         İlçemiz köylerinin ilçe merkezi ve birbirleriyle bağlantılı olan yolları, kış şartları sebebiyle büyük ölçüde bozuldu. Yolların çoğunda asfalt çözüldü ve önemli çukurlar meydana geldi.
            Yolları kullanan araçlar, bu çukurlardan büyük zarar görüyor. Hatta, çukurlardan kaçmak isterken, büyük ölçüde kaza yapma riski taşıyorlar.
           Asfaltlama mevsimi geldiği halde, yetkililerden “tık” yık. Geçen haftaki sayımızda bu konu gazetemizde de haber yapıldığı halde, konuya hala aldıran yok. Gazetemizi arayan kimi vatandaşlar haberi okuduklarını ve gerekli onarımın yapılacağından umutlu olduklarını söylediler. Ne var ki, köy Muhtarlarının da konuya ilgi göstermedikleri ve ilgililere başvurmadıkları görülüyor.
          Oysa, vatandaşın gözüne batanlar, yetkilileri daha çok rahatsız etmelidir. Biraz daha bekleyelim, bakalım. Kusur Muhtarlarda mı, yoksa öteki yetkililerde mi?
       
    İlk Yorumu Sen Yaz
    code