Geçen yıl bu köşede yayınlanan bir yazımda, dershanelerin kapatılmasının zor olduğunu yazmıştım. Başbakan “Kolay” dedi. Ve, gelecek yıl kesin olarak kapatılacaklarını söyledi. İyi mi, yoksa kötü mü olacak? Gelin, beraber bakalım.
Okullar, öğrencilerini yetiştirmede yeterli olamıyordu. O sebeple, özel dershaneler, bir ihtiyaçtan doğmuştu. İlki, 1955 yılında İstanbul Unkapanı’nda, ikincisi Ankara’da açılmıştı. Daha sonra sırayla diğer büyük şehirlerde derken, Türkiye’nin her tarafına yayıldılar.
Amaçları, öğrencilerin okullardaki bilgi noksanlarını tamamlamak, onları sınavlara daha iyi biçimde hazırlamaktı.
Ülkenin nüfusuyla birlikte öğrenci sayısı da artınca, kimi okula girişler için de sınav yapılmaya başlandı ve dershanelerin önemi biraz daha arttı.
Özellikle üniversite ve yüksek okullarla, bir kısım derslerini yabancı dille okutan okulların giriş sınavları, dershaneleri iyice yaygın hale getirdi.
DERSHANE SAYISI ARTINCA, OKULLAR GEVŞEDİ !
Dershanelerin sayıca artması, okullardaki öğretimi gevşetti. Önceleri, öğretmenlerin görev yaptıkları okullarla birlikte dershanelerde de çalışmalarına izin verilmesi, onları daha çok dershanelere yöneltti.
Bu durum, öğretmenin okuldaki görevinin ihmaline sebep olurken, öğrenciler de okuldan çok, dershaneleri benimsemeye başladılar.
İş bununla da kalmayıp, öğretmenler dolaylı yollarla öğrencileri ayrıca dershanelere gitmeye teşvik ettiler.
Ve çok geçmeden, ülke genelinde dershaneler, okulların yerini almaya başladılar.
Devlet okullarında çalışan öğretmenlerin, dershanelerde çalışmalarının yasaklanmasına rağmen, bu defa resmi olmayan yollarla bu organik bağ hiç kopmadı.
DERSHANE SAYISI, DAHA ÇOK ARTTI
Bu defa, dershane sayısı eskisinden daha çok artmaya başladı. Üstelik, yasal olanların dışında, adına “korsan” denilen ruhsatsız olanları da açılmaya başladı.
Geçtiğimiz yaz başında Milli Eğitim Bakanlığı’ndan yapılan bir açıklamada, Türkiye’deki dershane sayısının, lise sayısını geçtiği bildiriliyordu.
Okullardaki öğretimin iyice gevşemesine sebep olan bu durum, velilerin çok önemli bir kısmını dershanelere yöneltti.
Sayıca 4 bini geçmiş olan dershanelerin, bir yıllık ciroları toplamının da 2 milyar lirayı geçtiğini, resmi açıklamalardan öğrendik.
Maddi imkanı olmayan öğrenci velileri bile, bulup/buluşturup çocuğunu dershaneye kayıt ettirmenin derdine düştü. Çünkü, çocuğunun geleceği okulun değil, artık dershanenin eline kalmıştı.
İşte, bu durumda, Başbakan Tayyip Erdoğan, “Bu iş, dershanelerin işiyse, bu okullar niye?” demekte haklıydı.
Bunun sonucu olarak da, geçen haftanın sonunda yaptığı bir açıklamayla, gelecek (2013-2014) öğretim yılı başından itibaren, bütün dershanelerin kapatılacağını söyledi.