Bir varmış bir yokmuş, eski zamanların birinde ormanda yaşayan yaramaz bir kertenkele varmış. Bu küçük kertenkele, günün birinde ormanda dolaşırken yerde parlayan bir cam parçası bulmuş. Meğer bu kırık cam parçası bir ayna parçası değil miymiş!
Kertenkele aynada kendini uzun uzun seyretmiş. Dilini çıkarmış, gözlerini açıp kapamış, burnunu oynatmış. Korkunç yüzü, canavara benzeyen kafası, keskin dişleri ve uzun bir kuyruğu ile kendini pek yakışıklı ve heybetli bulmuş.
"Ben çok güçlü ve korkunç biriymişim. Artık bütün hayvanlar benden korkar!" diye düşünerek sevine sevine yürüyormuş ki, bir de ne görsün! Karşıdan bir timsah gelmiyor mu! Kertenkele çok şaşırmış! Timsah da tıpkı ona benziyormuş. Onun da korkunç bir yüzü, canavara benzeyen kafası, keskin dişleri ve uzun kuyruğu varmış. Ama timsah kertenkeleden çoook çook ko-camanmış.
"Belki ben de bir timsah yavrusuyum," diye düşünmüş kertenkele; "Büyüyünce elbet ben de bir timsah olacağım." Küçük kertenkele artık diğer kertenkeleleri beğenmez olmuş, hatta anne ve babasını da beğenmiyormuş. "Ben timsahım!" diyormuş da başka bir şey demiyormuş böbürlene böbürlene Herkes ona "Hayır, sen küçük bir kertenkelesin. Büyüyünce de bir kertenkele olarak kalacaksın." diyormuş ama kertenkele inatla, "Hayır ben bir timsahım. Büyüyünce de kocaman bir timsah olacağım," diye tutturuyormuş.
Küçük kertenkele, zamanla kendisinin bir timsah olduğuna o kadar inanmış ki, artık hep timsahların yanında dolaşıyor, onların yaptıklarını yapmaya çalışıyor, devamlı onları taklit ediyormuş; timsahlar yemek yerken o da yemek yiyor, oyun oynarken o da oyun oynuyormuş. Timsahlar uykuya yatınca o da uyuyormuş.
Küçük kertentele, yine timsahları taklit etmeye gittiği günlerin birinde onların nehire girdiklerini görmüş. Öyle ya timsahlar suda tembel tembel dolaşmaya bayılırlar. Küçük kertenkele de timsahların arkasından hemen nehre atmış kendini, başlamış çırpınmaya. Ama kertenkele timsah değil ki yüzsün! Timsahlar güzel güzel yüzerken, o suya batıp çıkmaya başlamış. Bir yandan da bağırıyormuş, "İmdat, imdat! Kurtarın beni! Kurtarın, boğuluyorum!" Oradan geçen bir balık kertenkeleye seslenmiş, "Sen timsah değil misin? Bütün timsahlar yüzmesini bilirler, sen de yüzsene!" "Hayır, hayır! Ben timsah değilim!" diye bağırmış kertenkele. "Ben yalnızca küçük bir kertenkeleyim, yüzme bilmem. Ne olur, kurtarın beni!" diye yalvarmaya devam etmiş. Bu çığlıkları duyan timsahlardan biri kuyruğunu uzatmış ve küçük kertenkeleyi alıp sahile çıkarmış. Daha sonra da ona çok güzel bir ders vermiş: "Bir daha sakın kendinden başkası olmayı isteme. Ben de senin gibi bir ketenkele olmayı ve timsahların giremeyeceği küçücük deliklere girebilmeyi isterim ama kertenkele olabilir miyim?" Küçük kertenkele yaptıklarından çok utanmış. Hemen evine, ailesinin yanma dönmüş. O günden sonra başkalarını taklit etmeden yalnızca iyi bir kertenkele olmaya çalışmış. Kaynak: Hikayeler. com Kalın sağlıcakla. |