Diyojen köle olarak satılırken, elinden ne iş geldiği sorulmuş, o da insanları yönetmek, diye karşılık vermiş.
“Çığırtkana da sor bakalım, kendine bir efendi satın almak isteyen var mı?” demiş.
“Yaşlı bir adamsın, gerisini boşver” diyenlere, “Ne yani?” diye karşılık verdi, “Stadyum… koşusuna çıksam, bitiş çizgisine yaklaştığımda, boş vermem mi gerek yoksa daha da çabalamam mı?” dedi.
Bir gün, küçük bir çocuğun, avucu ile su içtiğini görünce, küçük bir çocuk yalın yaşayışta beni geçti diyerek, heybesinden tasını çıkarıp attı.
Bir gün bir çocuğa bakıp onun çanağını kırıp da mercimek lapasını bir parça ekmeğin arasına koyup yediğini görünce, tabağını da kaldırıp attı.
Bir gün Olympia’dan dönüyordu,
“Çok kalabalık var mıydı?” diye sorana, “Kalabalık çoktu ama insan azdı.” diye yanıt verdi.
Felsefenin ne yararını gördüğü sorulduğunda, “Her şey bir yana, talihin bütün cilvelerine karşı hazırlıklı olduğumu öğrendim.” dedi.
Nereli olduğu sorulduğunda “Ben bir dünya vatandaşıyım” diye karşılık verdi.
TOPAÇ
Ölüm döşeğinde olan bir adam, karısına son defa seslenmiş:
- Karıcığım, Allaha dua ettim, eğer karım ben öldükten sonra bir erkekle yatarsa; ahirette kendi etrafımda bir kez döneceğim. Eğer benim öbür dünyada rahat etmemi istiyorsan; lütfen benden sonra hiçbir erkekle yatma olur mu?
- Kocacığım, o nasıl söz? Öldükten sonra da sana sadık kalacağım!..
Adam öldükten sonra uzun yıllar geçmiş ve karısı da ölmüş. Öbür dünyaya giden kadın, kocasını aramaya başlamış ve kapıdaki görevliye sormuş:
- Kocamı arıyorum, ismi Ali.
- Hangi Ali? Hanımefendi, burada milyonlarca Ali var!..
Kadın tarif etmiş:
- Ara sıra kendi etrafında bir kez dönen birisidir.
Kapıdaki görevli gülmüş:
- Yahu sen Topaç Ali'yi arıyorsun galiba? Az ileride!..
SENİ NİYE ÇARPTI?
Adamın biri, Ramazan günü bir mezarlık kenarında şarabını açmış, mezesini yere yaymış; kafayı çekiyormuş. O sırada yanından geçen şaşı, topal ve çopur bir adam, durmuş, bir süre hayretle adamı süzmüş, sonra kızarak bağırmış:
- Be adam utanmıyor musun? Allah seni çarpar!..
Başını kaldıran sarhoş, kendisine akıl öğretenin halini görünce dayanamayıp sormuş:
- Sen ne yaptın ki, seni niye çarptı amca?
SOKRATES
– “Atinalılar seni ölüme mahkum etti” diyene, “Doğa da onları” diye karşılık verdi.
– Karısının “ Haksız yere ölüyorsun” demesi üzerine, “Yoksa sen ölümü hak etmiş olmamı mı istersin?” dedi.
Derler ki; bir gece Sokrates düşünde dizlerinin üstüne oturmuş bir kuğu yavrusu görmüş. Yavru birden kanatlanmış ve tatlı tatlı cıvıldayarak uçup gitmiş.
Ertesi gün Platon onun yanına öğrenci gelince işte o yavru kuş bu demiş.
|