Yoksul Bektaşi, hamam ücretini vermek üzere elini cebine atınca, son kuruşunu bir akşam önce meyhaneye verdiğini anımsamış, hamamcının yakasına yapışacağını bildiği için, Allaha yalvarmaya başlamış:
- Allahım, ya bana bir kuruş gönder, ya da şu kapıyı yık!..
Tam o sırada şiddetli bir deprem olmuş. Bektaşi, hamamın öteki müşterileriyle birlikte kendini dışarı zor atmış, o anda hamamım kubbesi çökmüş. Bektaşi oradan uzaklaşırken, dua eden bir adam görmüş, adam şöyle dua ediyormuş:
- Allahım, bana on bin kuruş bağışla!..
Allaha yakaran adamın ensesine bir tokat atan Bektaşi telâşla bağırmış:
- Kalk oradan be herif!.. Bir kuruş için hamamı yıktı, şimdi on bin kuruş için dünyayı yıkar!.. Parası yok bugünlerde!..
PARA
Kadını biri çırılçıplak taksiye binmiş. Taksi şoförü ikide bir dikiz aynasından kadına bakıyormuş. Bu durumdan rahatsız olan kadın öfkeyle sormuş:
- Ne bakıyorsun sen? Hayatında hiç çıplak kadın görmedin mi?
Taksi şoförü ezile büzüle cevap vermiş:
- Kötü bir niyetim yok hanımefendi! Parayı nerenizden çıkaracaksınız diye bakıyorum!..
UYARMA
Temel işten çıkıp evine gelmiş, ama karısı Fadime beş karış suratla karşılamış onu. Merak eden Temel sormuş:
- Ula Fadime, ne oldu da?
Fadime hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlamış. İyice meraklanan Temel yine sormuş:
- Ula ne oldu da?
Fadime anlatmaya başlamış:
- Bugün bana İdris'in karısı Emine geldi. Öyle güzel evlilikleri varmış ki; anlatınca şaşkına döndüm.
- Eee ne var bunda?
- Bana bak Temel, bundan sonra ben de Emine gibi yatağa girmeden önce uyarılmak istiyorum!..
İyice şaşıran Temel, ne diyeceğini bilememiş. Akşam yemeğini yemişler. Fadime bulaşıkları yıkamaya başlamış, Temel de kahveye gitmek üzere evden çıkarken, karısı Fadime'yi uyarmış:
- Ula Fadime, bu gece sevişeceğiz, sonra uyarmadı deme da!..
DÖRTYÜZ KESE ALTIN
Bu Bir Osmanlı Hikayesi
Öküz Mehmed Paşa, Ulukışla’nın bir aşireti olan “Oğuz” aşiretindendi. Fakat Türkmenler arasında Oğuz kelimesi, Okuz olarak söylenir ve yazılırdı. Buna nisbetle Mehmed Paşa’nın adı Okuz Mehmed Paşa olmasına rağmen, yazılırken yapılan bir hata ile Öküz olarak meşhur oldu. Sultan I. Ahmed’in damadıdır. Kızı Gevherhan Sultan ile evlenmiştir. Mehmed Paşa’nın ilk vazifesi, Mısır Valiliğidir. Daha 27 yaşında iken Gevherhan Sultan ile evlenmiş ve hemen Mısır Valiliğine tayin edilmişti. Hatta padişah, kızına, kocasının önceden gidip yerleşmesinden sonra, arkadan kendisini gönderebileceğini söylemiş fakat Gevherhan Sultan, kocası nereye giderse onunla beraber olmak istediğini söylemişti. Paşa Mısır’a gelip makamına oturunca, onu tebrik etmeğe önce vergi tahsildarları geldi. El öpüp yanyana sıralandıktan sonra en yaşlıları geldi ve atlas keseler içinde bir sandık takdim etti. Mehmed Paşa bunun ne olduğunu sorunca:
-Paşam, her tayin edilen valiye hediyemizdir. İçinde 400 kese altın vardır.
Mesele anlaşılır. Mısır’ın muazzam vergilerini toplayanlar, bunun mühim bir kısmını da kendilerine ayırıyorlar, bu duruma ses çıkarmamaları için de her gelen valiye rüşvet veriyorlardı. Böylece halkı istedikleri gibi soyacaklardı. İşte o anda kıyamet koptu. Paşa yerinden fırladı ve salonu titreten bir sesle bağırdı:
-Bre vicdansızlar, Bre reziller, Bre Allah’dan korkmazlar!... Sizlerde hiç mi ahlak kalmamıştır? Defolun!... Hepinizi azlettim.
Sonra da beraberinde getirdiği Hasan Çavuş’u çağırdı ve:
-Bu altın keselerini hazineye irad kaydet ve bu rezilleri de derhal sürgün et. Bir daha Mısır’a uğramasınlar!
Bundan sonra Mısır’dan İstanbul’a gönderilen vergiler misli misli arttı. Mısır halkı da rahat bir nefes aldı.
|