Çok meraklı olan Kızılderili bir çocuk babasına sormuş:
- Baba, diğer milletlerin ne güzel adları var; Ali, Mehmet, Hans, Tom gibi hepsi kısa kısa isimler.
Bizimkiler ise, sanki birer öykü; "Gece Uluyan Çakal", "Gün Doğarken Uçan Kartal" bunlar ne biçim adlar yahu?
Babası demiş ki:
- Bak yavrum, kızılderili adları gerçekten bir öyküdür ve güzeldir. Örneğin, ay dolunay halinde iken, annen yanıma geldi, birlikte olduk; o güzel çocuk küçük kız kardeşin doğunca; "Dolunay" adını verdik.
- Peki baba, abimin adını niye "Çakan Şimşek" koydunuz?
- Bir gün annenle gezerken yağmura tutulduk. Yağmurdan korunmak için annenle birlikte bir mağaraya sığındık. O mağarada gök gürlerken, şimşek çakarken annenle birlikte olduk. Bu sayede o kahraman erkek kardeşin dünyaya geldi. Biz de adını "Çakan Şimşek" koyduk.
Merak eden çocuk yine sormuş:
- Peki baba, ablamın adını niye "Bahar Çiçeği" koydunuz?
Kızılderili baba cevap vermiş:
- İlkbaharda annenle otların arasında koşarken, birlikte olduk ve ablan dünyaya geldi. Bu yüzden adı
"Bahar Çiçeği" oldu. Şimdi anladın mı "Patlak Prezervatif"?
MERDİVEN
Adamın biri evinin merdivenlerinden çıkarken düşmüş. Bacağı dört yerden kırılan adamı hemen hastaneye kaldırmışlar. Kırılan bacağı boydan boya alçıya alan doktor demiş ki:
- Beyefendi, bundan sonra daha dikkatli olun, en azından alçınız çıkana kadar merdivenlerden inmek ve çıkmak yok, tamam mı?
- Tamam Doktor Bey.
Üç ay sonra kırıklar kaynamış, alçı çıkarılmış. Sağlığına kavuşan adam, doktora sormuş:
- Doktor Bey, artık merdivenlerden inip çıkabilir miyim?
- Elbette çıkabilirsiniz, ancak yine de bir süre daha dikkatli olmalısınız.
Doktorun bu cevabı üzerine adam sevinçle bağırmış:
- Oh be!.. Şükürler olsun Allahım!.. Üç aydır eve su borusundan tırmanarak girip çıkmaktan anam ağlamıştı!..
SIR SAKLAMASINI BİLİR MİSİN?
Bu Bir Osmanlı Hikayesi
Osmanlı Padişahı Yavuz Sultan Selim Han, bir çok Osmanlı Padişahı gibi, sefer yapacağı yeri saklı tutar, kimseye söylemez, hatta askerleri bile nereye gittiklerini bilmezdi.
Bir gün yine sefer hazırlıkları başlayınca paşalarından biri Sultan’ a nereye sefer yapılacağını sordu, cevap alamayınca da ısrar etti. Bunun üzerine padişah, paşaya mânidar bir şekilde baktıktan sonra şöyle sordu:
- Paşa, sen sır saklamasını bilir misin?
Paşa sesini iyice alçaltarak:
-Evet padişahım, çok iyi sır saklarım!
Bunun üzerine Sultan kaşlarını çattı ve öfkeyle bağırdı:
- Yaaaa öyle mi? Ben de bilirim.
ERİYOR İŞTE
Deli , kahveye girdiğinde soluk soluğaydi. Boş bir masaya oturup ocağa seslendi;
- Bana bir çay! çay geldi , şekerleri atıp karıştırdı. Garsonadan yine şeker istedi. Onları da atıp
karıştırdı,yeniden istedi. Garson;
- Sekiz şeker koydun çaya, dedi şaşkın şaşkın,
- Koydum ama , işte görüyürsun, hepsi eriyor.
|