Agop ile Eleni evlenirler. Cicim ayları bittikten sonra Agop; eve gelip koltuğuna kurulur kurulmaz gazeteyi yüzüne çekip Eleni'yle hiç ilgilenmez olmuş. Günlerden bir gün Eleni Agop'tan ilgi beklentisi ile; - Bre Agop! Mutfağın penceresi bozuldu... Yaparsın?
Agop, gazeteyi yüzünden indirmiş, gayet sinirli bir şekilde; - İlahi Eleni, ben pencereci?
Ertesi gün Eleni yine ilgi görmek umuduyla; - Bre Agop, mutfakın musluğu bozuldu yaparsın?
Agop; - İlahi Eleni, ben muslukçi?
Bir sonraki gün; - Bre Agop, tuvaletin sifoni bozuldu, yaparsiinn? - İlahi Eleni, ben tamirçi?
Ertesi gün eve gelen Agop bir bakar ki herşey tamir edilmiş. - Kuzum Eleni bunları sen yaptin?
Eleni: - Hayir! Komsumuz Salamon'a rica etmisim o yapmis.
Agop: - O çikarci herif bunların karşıliğinda ne istedi peki?
Eleni: - Ya bana bir pasta yaparsin ya da birlikte yatacagiz!
Agop merak icinde sorar: - Pastasını yaptin, değil?
Eleni: - İlahi Agop, ben pastaci?
AMAÇ KAZANMAKSA Salamon, Moiz'e uğrayıp; "İşler nasıl gidiyor?" diye sormuş. Moiz:
- Bir miktar ayakkabı buldum, satıyorum. Sana da 100 çift vereyim, satıp kazanırsın.
Salamon memnun olmuş, ayakkabı kutularını otomobile yükleyip işyerine gelmiş. Kutulardan birini açtığında ne görsün; ayakkabıların altı yok. Moiz'i aramış: - Yahu, bana verdiğin bu ayakkabıların altları yok!
Moiz: - İlahi Salamon! demiş. Sen o ayakkabıları satmak için mi aldın, giymek için mi?!... Kaynak: Sihirli hikayeler.com Kalın sağlıcakla
FUKARA MALI
Nasreddin Hoca, her gün sabah namazından sonra ilk iş olarak bahçesine fidan dikiyormuş. Komşular bakmışlar ki fidanlar çoğalmıyor, sadece bir fidan var. Hoca’nın ne yaptığına dikkat kesilmişler. Hoca, sabah diktiğini, akşam kökünden söküp alıyor, sabah yeniden dikiyormuş. Komşular şaşkın: – Hoca, demişler, Allah aşkına sen ne yapıyorsun? – Ne olur ne olmaz, demiş Hoca, fakirin malı gözü önünde gerek! |