KESERİM HA!
Delinin biri, minareye çıkmış, başlamış türkü okumaya. Caminin çevresinde toplanan kalabalık seslenmiş:
- Ulan oğlum, etme eyleme, in aşağı!..
Deli bu dinler mi?
- İnmiyorum işte, inmiyorum!..
Deli hem türkü söylüyor, hem de göbek atıyormuş. Kalabalık yalvarmış; deli dinlememiş. Kalabalık tehdit etmiş; deli tınmamış. Topluluk tam umudu kesmişken, çıkagelen bir sarhoş bağırmış:
- İn ulan oradan aşağı!..
Deli yanıt vermiş:
- İnmiyorum ulan!..
Sarhoş cebinden bir çakı çıkarmış ve deliye gözdağı vermiş:
- İnmezsen, ben de minareyi keserim ha!..
Deli başlamış yalvarmaya:
- Aman abi, ne olursun kesme, hemen iniyorum!..
KİLİSENİN PAPAZI
Yaşlı doktor kasabayı terketmek üzereyken, yerine gelen genc doktoru yanına almış hastalarını tanıştırmak için, evden eve dolaştırmaya başlamış. İlk girdikleri evde bir kadın, midesinden şikayetçiymiş:
- Doktor bey, çok mide ağrısı çekiyorum.
Eski doktor şöyle demiş:
- Bence çok meyve yiyorsunuz da ondan.
Dışarı çıktıklarında, yeni doktor sormuş:
- Abi, kadını muayene bile etmeden; nasıl böyle bir sonuca vardın?
Yaşlı doktor anlatmış:
- Oğlum, numaradan gözlügümü yere düsürdüm, bir de baktim ki; yatağın altı meyve kabukları ile dolu.
İkinci evdeki hastayı genç doktorun muayene etmesine karar vermisler. Bu evdeki kadının da şikayeti varmış:
- Çok halsizim doktor bey.
Kadını muayene eden genç doktor demiş ki:
- Belki de Kilise faaliyetleriniz sizi çok yoruyor, biraz ara verin.
Dışarı çıkmışlar, yaşlı doktor sormuş:
- Doğru söyledin, bu kadın kiliseden dışarı çıkmaz, ama nasıl anladın?
Genç doktor cevap vermiş:
- Ben de çaktırmadan yatağın altına baktım ve kilisenin papazını gördüm!..
YEMİN EDECEĞİM
Koca Ragıp Paşa sadrazam iken bir gün ahbaplarına hitaben:
-Rüşvet almadığınıza yemin edebilir misiniz? dedikten sonra, oradakiler yemini billah ederek rüşvet almadıklarını söylerler.
Mecliste meşhur Haşmet de vardı ve bir köşeye çekilmiş sessizce duruyordu.
Ragıp Paşa,
- Haşmet, Rumeli de hayli mansıplarda bulundun. Sessizce durup yemin edemediğine bakılırsa bir hayli rüşvet almışa benzersin” deyince,
Haşmet:
- Sultanım, Müslümanlarda, yalan yere yemin edenler çatlar diye bir itikat vardır. Şimdi ben efendilere bakıyorum. Eğer çatlamazlarsa ben de yemin edeceğim” demiş.
KORKULU RÜYA
Küçük Temel, ayakkabılarını çıkarmadan yatağa girmişti. Annesi:
-Ne o çildirdun mi?
-Ne yapayim anacuğum, dün gece korkuli bir rüya gördüm da..
-Nasi rüya?
-Dün akşam çiplak ayakla kırık camlarun üstünde dolaşayidum. Bu akşam da aynı rüyayı görürsem ayaklarım kanamasun diye giydum.
|